Bu gün bütün anılarımı kurşuna dizdim
Bütün vefasızları gömdüm yanı başına
Bir de dörtlük yazdım en iğneli sözlerle
Anılarımın mezar taşına.
Yaşanmamışlıklara yelken açtı yüreğim
Rüzgârları umut, fırtınaları hüzün,
Hala kulaklarımda olsa da
Gündüzümü gece yapan son sözün…
Uzak okyanuslarda eğlenecek gönül
Sanma ki ölü aşkların yasını tutacağım,
Varsın unutmasın seni deli toy yüreğim
Ben adını anmayı unutacağım.
Şık durmasa da üzerimde yalnızlık
Gözlerimde kalmasa da o en sevdalı ışık,
Ellerim titrese de yazarken sensiz kelimeleri
Gelmeyecek içimdeki çocuk
Gittiği bilinmeyenden geri…
Masallarda yaşanmış kutsal aşklar anısına
Bende bir öykü sığdıracağım
Satırlarımın arasına.
İçimde hiç doğmamış en tiz çığlıklar
Bakışlarımda kışın en dondurucu buzu,
Belli ki fazla geldi bu sevda aşının tuzu.
Sığamadık tek kişilik yalnızlığa ikimiz
Kalmadı bu doyumsuz aşktan bir anda iz.
Daha dün gibi oysa içimdeki kor ateş,
Hala titriyor serçe ürkekliğinde kalbim,
Sigaramın dumanında hasret olup tütüyorsan da
Bilmiyorum sebebini sorsan da.
Kuşlarla kanat açtı ruhum Sema’ya.
Ey olmayan vuslatlarımın perisi
Selam söyle benden gökteki aya,
Yıldızlarda bir mola ver, bir nefes dilek tut,
Sen de terk et artık beni içimdeki umut!
Bu son hazanı belki de çileli ömrümün,
Son kelimeler isteksizce dökülen kâğıda,
Son şarkı mırıldandığım dudağımda
Ne duman kaldı, ne sis gönül dağımda.
Derelerce içimden ayrılıklar aktı
Oysa seni sevdiğimde hala ellerim sıcaktı.
Bir gün gene duyarsan uzaklardan sesimi,
Bil ki o gün yazdım, ömrümün son bestesini...
Murat Nail Güney
23 Eylül 2011 İstanbul
Kayıt Tarihi : 23.9.2011 21:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!