Merhamet et kardeşim, merhamet et kendine,
Küçüğe, büyüğüne, babana ve annene,
Konu - komşu, yakına, dostuna, kardeşine
Lakin merhamet etme katiyen sen zalime.
Merhamet et bilene, vicdana gelenlere,
Dur durak bilmeden nevzûhur çağlara eriştikçe
Ahenin kuytularda kısır vakitler yaşamak
ağır gelirken bedene,
Hücrelerime güneşin zerrin dokunuşu değmezken,
Bir şehir, kokusunu götürürken baharın,
Erimezken içimdeki kar kütleleri
Dağların zirvesinin karları duruyorken
Karların tepesinde dumanı tütüyorken
Dumanında gecenin gündüzden kaçıyorken
Hep seni soruyorum neredesin cananım
Kadim yollardan aşıp sulak vadiye varıp
Pinhanî kablel vuku hülya misalinde,
Geceleyin kâbus, gün arzu eşliğinde,
Rahmete namzet sudan fevri silsilede,
Yaşamak asla kolay değildir nurefşan.
Hüzünlerle yamanan hana kanî olmak,
Oy benim cancağızım, bahadırım, yağızım
Geçmiş izdüşümünde sinemdeki ayazım
Git bakayım maziye söyle neler görürsün
Gördüğün anılarla üzülüp büzülürsün
Kayan yıldızlar gibi ömür nasıl da geçmiş
Amansız bir hastalık insanoğlunu sardı.
Sütliman şehirlerde ecel korkular saldı.
Hayat eve sığsa da keyif bacadan kaçtı.
Kibirli heykellerden buzdan hayaller çaldı.
Hakk yolundan bizleri ırak etti hırsımız.
Daim belanı bulmuşsun.
Derde doymuşsun Stefan.
Pek de mutlu olmamışsın.
Nursuz, huzursuz Stefan.
Serde huzur aramışsın.
Her canlı bir kez ölecek
Ruhu ebede gidecek
Ölüm seni de bulacak
Sakar ehlinden kılacak
Ahmak şeytanın siyonu
Şerli deccalin piyonu
Gözleri oyulmalıydı mavi gözlü yılanın
Sökülmeliydi dişleri hani habis olanın
Yani bedenlere zerk-i zehir edenin
Başını ezmeliydik sarı ve siyah çiyanın
Kırılmalıydı putlar.. tüm totemler, sanemler.
Halil-ür-rahmanın hanifçe edasıyla
Şükredip dert yanıyordu bir adam gözü yaşlı,
Onca haydut toplanıp da birleşmiş bize karşı,
İnsanlıktan paysız olan adulardan tırsmayız.
Gazzeli olmaktan ancak şan, iftihar duyarız.
Öyle bir düşmanı var ki şanlı Gazze halkının,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!