Ne sorarsın bu halimi, küçüğüm!
Adı üstünde, derbeder…
Eğer bilmek istersen, anlatayım sana, dinle...
Bizim acılarımız dilsizdir, küçüğüm.
Konuşmaz… Yazar, acıtır, deşer, kanatır,
Sonra durup durup sızlatır…
Aşk, acıdır, iyi bilirim.
Ağudan, zehirden acı…
Bir bilsen, kaç gece gördüm,
Şafağı sökmeyen…
Kaç gündüz seyrettim,
Güneşi doğmayan…
Ateşte yandım, yandım…
Suda dövüldüm, taş oldum.
Değirmende öğütüldüm, un oldum…
Acı oldum, küçüğüm!
Hani, sustum… Dilsiz dediler.
Konuştum… Deli!
Bil ki epey oldu,
Kendi gölgeme küseli...
Ne söğüt gölgesinde dinlendim,
Ne kök saldım şu toprağa…
Leyla da olamadım, Mecnun da…
Ne Aslı oldum, ne Ferhat…
Dağları da delemedim!
Ben yandım, be küçüğüm…
Yandım işte!
Bizim acılarımız dilsizdir, küçüğüm!
Söylesen, söz olur, yürek yakar…
Söylemesen, dert olur, yük olur,
Ağu olur, akrep olur, yüreğini sokar!
Ah, ah...
Bizim acılarımız dilsizdir, küçüğüm!
Sana ağır gelir, taşıyamazsın…
Derbeder olursun, yaşayamazsın!
Herkes acır, gelir, geçer…
Bir sen bilirsin yandığını,
Bir de yürek bilir, yürek çeker…
Bizim acılarımız dilsizdir, küçüğüm!
Mürekkebi gözyaşıdır, kalemi hançer…
Hâlâ sorarsan eğer "Nasılsın?" diye,
Epey oldu kendimi unutup,
Böyle derbeder gezeli...
Bizim aclarımız dilsizdir küçüğüm dilsiz....
Kayıt Tarihi : 22.6.2024 10:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!