DEPRESYON ŞİİRLERİ

DEPRESYON ŞİİRLERİ

Mert Heper

Bir depresyon sonrası
Ruhumun mastürbasyonu
Küçük bir kaçış dudakların
Gökkuşağı misali...
Yaptığın basit makyaj
Sabahın köründe bile
Saçların kuaför sonrası
..

Devamını Oku
Çağdaş Turan

Psikolojim bozuk,

Biliyorum dinlenmem lazım

Gidiyorum

Antolojim yazlık,
..

Devamını Oku
Nergiz Garibli

Bu aralar, hatta 21. yy'ın vebası olarak görülen toplumsal sorumluluklar insanları; sinirsel bozukluklar, depresyon ve en nihayetinde cinnet geçirme haddine kadar getirdi. Artık her 5 insandan 3'ün şikayet ettiği bu tür sorunların bir çok nedenleri ve sonuçları var. Bunlar; açlık, yoksulluk, aile yaşamı, okul, iş hayatı ve çektikçe ucunun uzadığı çeşitli faktörlerdir.
İnsanlar nedense sorunlara çözüm aramaktansa, onlardan kaçmayı tercih ediyorlar. Zira çözüm aramak sorunla yüzleşmek anlamına geliyor. İnsanlar ise işin kolayına kaçıp ya birilerini suçlamayı ya da çeşitli kaçış yöntemlerini yeğliyorlar. Teknik ne kadar kolaysa o kadar çok tercih ediliyor.
Özellikle globalleşen dünyanın dayattığı sistemlerden birisi de sınavlar. Daha önce de bu konuya köşe yazılarımda değindim. Ama unuttuğumuz bir şey var kimse bu sınavlar sonucunda ölmeyecek. Sınavın esas mantığından uzaklaşıp sonuca odaklanıldı. Bu da insanları zayıf bir forma soktu. Kazanmak, kazanamazsan hayatın bitmesi sonucu nereden çıkarılıyor? Evet, sınavlar hayatın ilerleyen dönemlerini belirliyor, ama unutulmaması gerek ki, bu sınavlar amaca giden araçlar ve amaç unutulup araç önemsendiği takdirde ortaya koca bir iş olanağı çıkıyor. Özel okullar, dershaneler, özel dersler gibi eşitsizlikler ki, bunlar ise eğitim gibi eşit alınması gereken bir mefhuma ihanet oluyor.
Gelgelelim iş hayatına. Okul hayatından sonra asıl çekişme burada başlıyor. Küçükken hatta okul yıllarında kolayca dillendirilen kelimelerin artık yutulması gerekir. Susmaya yeri geldiğinde size yapılan haksızlığı yutmak gibi şeyler öğretilmeye başlar. Ve bunu toplumun ana dayanağı aile yapar. Nitekim bu kişiler, okul ve iş hayatı sonrasında mutsuz birer birey, aile ve en nihayetinde toplumu oluştururlar. Ve başlarlar, ruh doktorlarının kapılarını aşındırmaya. Hatta bu psikolojik rahatsızlıklar fiziksele varan sonuçlar göstermeye başlar.
Uzun lafın kısası. Hayatı fazla ciddiye almayın. Olduğu gibi, gerektiği kadar ciddiye alın. Ve Nietzsche'nin de dediği gibi "was mich nicht umbringt macht mich stärker". Yani, "Seni öldürmeyen şey, güçlü kılar".
Huzurla kalın!
..

Devamını Oku
Eray Numan

Rüzgarın savurduğu yalnızlığımız oldu bizim, bu yüzden sevilmedik. Ruhun putperestliğine aşık olduğu gökyüzünün oğluyduk biz, kamçılandık. Biraz ondan biraz bundan har vurup harman savurur ağlardık. Ah etme sende üzme bizi yanar sen gidersen bu çağın arsız geçmişi. Üzülür gökyüzü, üzülür prangaların vurulduğu şimşek suratlı palyaço, üzülür ruh, üzülür 13 yaşındaki çocuk,üzülür üzülmeye değer olan her şeye üzülen asık suratlı çocuk. Unuttun mu? ruhum şeffaf bi bukle gülle kapında ağlardı Bittiğimiz gün ruh asıldı, çengel suratlı pergelimsi aşk; denize mıhlandı. Şimdi saltanatı sürer harabeler de yalnızlık, git yok olsun pervasız ayrılık.

Ecnebi aşkın yüzü yanar ruhunda, artık aşk hem beyaz hem siyah. Kelepçele yokluğu uyuştur beynimi senin olmadığın her satırda. Kan ağlar kan kusar küçük çocuk sana her kızdığında. İnsanın ameli güzel olsun ruhu bozuk olsa da, şah damarını kendin kes yüzün kızardığında. Akıl mı kalır aklını yitiren kronik seyirli depresyon geçiren akılsız da, Patavatsız ol kır seni kıran haysiyetsiz, onursuz insanları aldırma.

Hipomani’nin ilk evleri sanırım bu duygulara tercüman olunamayan kasvetle yaşanan
depresif atılımların Elektro konvulsif tedavisiyle ayakta kalmaya sarf ederken benliğimin üretken çabaları yeterli olur mu hayatı kucaklamaya bi fikrim yok ama,

..

Devamını Oku
Yusuf Gençal

Bir depresyon gibi
Yaşarken hayatı
İt gibi titrerken geleceğin
Böyle sürdürmek olmazdı
Dalgaların türküsü kükredi
Çınladı kulağında
Her yaşamın bittiği yerde
..

Devamını Oku
Yasemin Yarar

Acının merkezinde durup
Teğet geçişleri seyrediyorum
Çakılıp kaldım
Merkez kaçlarım yok..
Teğet geçişlerin merkezinden al beni

Depresyon cadısı kazanlarını kaynatıyor
..

Devamını Oku
Güvenç Gürses

Dostlarla birlikte olup kalmayı
Çoktandır unuttum ben zevk almayı.
Öğrendim iş varken kendin salmayı
Depresyon denilen bu hastalıktan.

Değersiz hissetme ve de görmeyi
Kendine küsüp de yönün dönmeyi
..

Devamını Oku
Merve Uzun

Bugün her şey sanki daha bir güzel gözükmeye başladı gözüme çok mutlu uyandım güne enerjik başladım çok keyifli oluşum ecenin gözünden kaçmadı bana hemen bu neşemin sebebini sordu
Zaten her şeyimi biliyordu beni çok iyi tanıyan o zaten ona alinin evinde kaldığım günler neler yaptığımı ve yaşadığımı anlattım beni pür dikkat dinlemesi hoşuma gitmişti söylediklerime inanamamıştı doğrusunu söylemek gerekirse ben bile hala şoktaydım biz bunları konuşurken bir an acaba ne yapıyordur diye düşündüm tam o sırada telefonum çaldı arayan oydu kalbim yerinden çıkacaktı neredeyse bana telefonda beni merak ettiğini okula bugün okula gelip gelmeyeceğimi sordu ben ona ders saatine daha var der demez olur mu öyle şey aşkım saat 13.30 demez mi bana ben hemen üzerimi değiştirip geleceğimi söyledim hemen giyinmeye odama cıktım veya yarim saate kalmaz hazırdım o acele ile hemen okula gittim ali kapıda beni bekliyordu ona önemli bir dersim olduğunu beni bahçede beklemesini söyledim oda anlayış ile karşıladı ama halime gülüyordu bile …
Dersim sonunda bitmişti ali bahçede beni bekliyordu hemen yanına gittim bugün daha ilk günümüzdü ama sanki aylardır yıllardır birlikteymiş gibi hissediyorduk ikimizde bana öyle güzel mutluluk ve huzur veriyordu ki anlatılmaz bir duyguydu bu her şey ali ile güzeldi kendimi ona o kadar çok kaptırdım ki iyi ki hayatim da ali ile geçmişimizi hiç konuşmamıştık bana ailemi bu yasa kadar olan eğitim hayatimi hayallerimi anlatmamı istedi ve seni dinliyorum aşkım diyerek sustu….

Aslında ailemi anlatacak kelime bulamıyorum bulamam da öyle değerli öyle önemliler ki benim için ne anlatsam az bana şımarıkta diyebilirsin aşkım çünkü bu zamana kadar bir dediğim iki olmadı ne söylemiş isem yapmıştır ailem beni kimseye muhtaç etmediler kendi ayaklarım üstünde durmam için benimle birlikte çabaladılar babam hep derki bana ‘’ biliyorum kızım senin ilk kahramanın ilk aşkın her şeyin benim ama gün gelecek öyle biri çıkacak ki karşına benden sonra tek güveneceğin kişi o olacak ama dünya hali başına her şey gelebilir benim tek istediğim her ne olursa olsun ayaklarının üstünde durduğunu görebilmek ‘’babamın bu sözüne karşı hep ona laik bir evlat olmaya çalıştım eğitim hayatıma gelince çok dönemeçli bir eğitim hayatım oldu ilk okul ve orta okul hayatım çok güzel başarılı bir şekilde geçti lise yıllarını bilirsin ilk seneleri herkes de bir hava atma çabası olur ya bende kapılmıştım işte o havaya bir anda derslerim düşmeye başladı hep gezme ve eğlenceye vermiştim kendimi babam benimle konuştuğu güne kadar sürdü o gün saatlerce konuşmuştuk babam ve annemle o günden sonra kendimi toplamaya başlamıştım tam başarmıştım ki tabi lisede aşk olmasa olmaz yani o duyguyu da yaşadım çok kısa sürmüştü ama ilk kez yaşadığım için ufak bir depresyon yaşadım ve bunu da ailem sayesinde atlattım o günden sonra zaten derslerim eski başarısına yükselli ve işte eski eda bendim yine ve hayallerime gelince de o günden sonra tek hayalim annem ve babamın istediği gibi ayaklarımın üstünde durup güzel bir iş güzel bir eş sahibi olmaktı….
Beni çok güzel dinlemişti sanki gözleri dolmuştu bir süre ikimiz de sessiz kaldık ben sessizliği bozmak istedim ve onunda anlatmasını istedim ….

..

Devamını Oku
Menekşe Gülay

Yıllar ne çabuk geçiyor. Daha dün bizler çocukken, şimdi kendi çocuklarımızı büyütüyoruz.
Kesinlikle hepimiz zor günlerden geldik bu yıllara. Herzaman acılar çoğunlukta olur yaşamda. Bazen yıldızlar gibi mutluluklar aralıklarla yağar üstümüze.. Ama sonradan gelen acılar, baskın çıkar hayatta. Mutluluk hep bir adım geride, yetişemez çekilen acılara.

Anlaşılmaz duygularla yoğuruluruz geçen zamanda. Severiz sevilmeyiz. Sevmeyiz seviliriz. Çocuklarımıza söz dinletemeyiz. Sevdiklerimizi kara topraklar alır bir daha göremeyiz. Yeri gelir işler bozulur bir lokma ekmeğe muhtaç oluruz. İşte böyle zamanlarda gerçek dostu ararız.
Eski zamanlardaydı dostluk deriz. Dostlarımızdan manevi desteği bile göremeyiz. Böyle günleri hep yaşadık eminim. Belki de dost dediğimiz sırtımızdan vurdu bizleri. Duygularımızla kimseye güvenmemeyi öğrendik.

Yaşanılan acıların yoğunluğu, bazı zaman kişiler de deprasyon yaratır. Peki deprasyonun belirtileri neler. Kendini mutsuz, ağlamaklı, kederli hissetme hali..Çoğu etkinliğe karşı ilgi ve zevk almada azalma. Diyet uygulanılmamasına karşın önemli derecede kilo kaybı ya da alma.
..

Devamını Oku
Yıldıray Semiz

Yorgunum,bitkin düştüm,bu akşam yine bitkin.
İki canlıyım ARŞ’tan, malum sancılar geldi.
O denli dakikmişler ki, ve bu kadar etkin,
Yalnızlık krizlerim, ne de yaman depreşti.

Alın beni yığınlardan.Ey Karanlık Güçler.
Yedim aklımı,açtım kapılarımı O’na.
..

Devamını Oku
Menekşe Gülay

Kadının yeri herzaman omuzlardır. Bizleri doğuran da bir kadındı. Ama görüyorum ki zamanımızda kanun karşısında kadın ve erkek eşit olmasına rağmen, kadınlarımızın bir kısmı eşleri tarafından hırpalanıyor. İnanın bu da beni üzüyor. Doğuda hala devam eden kadına eziyet, birtürlü
bitmek bilmiyor. Tek dileğim Rabbim den erkeklerin yüreğine sevgi vermesi ve kadınlarını koruyup sevmesi, onları incitmemesi. Kadının değeri bir güne sığmamalı.. Mutlu olmayı hakkeden tüm kadınlar, sizleri yürekten alkışlıyorum.

Bir erkeği doğuran, büyüten kadın. Erkeğin evlendiği, karşı cins yine bir kadın. Bir erkek çoğunlukla annenin verdiği terbiye, eğitim ve sevgiyle büyüyor. Ülkemin çoğu yerinde severek evlenilen, daha sonra huzursuzluk ve işkenceyle devam eden bir sürü evlilik var. Kadın, aile ve toplum arasında bir köprü görevini görür herzaman. Sosyal sistemin ilerleyişine katkısı büyüktür. Bu nedenle sadece çocuğun topluma hazırlanmasında değil, ailede sağlıklı bir iletişim ortamının kurulmasında da etkilidir...


Kadınlarımızın yaşadığı hertürlü şiddet, onun zihinsel, cinsel, fiziksel, duygusal sağlık sorunları yaşamasına neden olmaktadır. Sağlıklı olmayan kadın, sağlıklı nesiller yetiştiremez ve aynı zamanda da çocukluk döneminde şiddete tanık olan, ya da yaşayan çocuksa, bu şiddeti hayatının her alanında ümitsizlik, depresyon, suçluluk, duygularıyla yaşamaya devam eder.
..

Devamını Oku
Vedat Polatdemir

Sansasyonel bir aşkın,
şaibeli vajinasında,
boynunu bükmüş bir penis…
Alternatif bir hayat için,
yoldan geçerken satın aldığı,
Onsekizinci defolu aşkı bu!
Elektriği bile kesik gecelerinde,
..

Devamını Oku
Hasan Yıldız 2

Keder dilim dilim beynimi yuttu
Acıdan acıya daldım böylece
Gördüm ki ilaçta tedavim yoktu
Depresyon azaptan ağır işkence


Yaktı beni hatalarımın yarası
..

Devamını Oku
Rahmi Vidinlioğlu

Bana yalnızlığı anlat; ama tek bir kelime kullan!
Büyülü sözcüklerle boya dudaklarını:
“ Heristas tajurdimi yalinas / esteriti safiretum fergulas…”

Bana şizofreniyi anlat; ama tek bir kelime kullan!
Nasıl kıpkırmızı kanar şizofren şairlerin titrek parmakuçları? !
Bakışlarından yayılan sûfli depresyon,
..

Devamını Oku
Nazende Kaya

Daha yolumuz uzun ama bir o kadar da kısa
Yeni doğmuş bebek kadar anneye muhtaçsa
YanaklarıMdan birkaç damla gözyaşıNla
Ağlamak tadını bilmediğim dudaklarında DÜNYAM

Amaç yazarak aşkı yaşadığını zannedenlere anlatmaksa
İstediğiniz gibi olsun şayet hedef kaybolmaksa
..

Devamını Oku
Önder Demir

'Mutluluğa giden Yollar' Önder Demir´in almanca kitabından. (Die Wege des glücklichen Lebens)


1. Nasıl mutlu olabilirim?

2. Mutluluğun anahtarı nedir?

..

Devamını Oku
Önder Demir

Mutluluğa Giden Yollar (Die Wege des glücklichen Lebens)

1. Nasıl mutlu olabilirim?
2. Mutluluğun anahtarı nedir?
3. İnsanın toplum içerisindeki sorumlulukları nelerdir?
4. Dine önem vermeyen toplumlar, mutlu olabilirler mi?
5. Ruh sağlığı, nasıl elde edilir?
..

Devamını Oku
Gülhan Özkara

Buna depresyon derler
Sansasyon değil
Büyüyen her nokta bir ur
Düşülen en derin çukur
Küçülen her nokta cihan
En önemsiz bin heyecan
Yüreğinde bir heyecan
..

Devamını Oku
Ramazan Çiçekli

Öyle bir an geldi ki
herşey birbirine karışır gibi
belirsizleşir gibi
hatta elden çıkar gibi
öyle ki?
bu günlerde karışık rüzğar
esiyor
..

Devamını Oku
Mehmet Haluk Hisli

...
Sizi geç yanıtladığım için affedin...Bundan sonra gecikme olmayacak... Korkmaya gelince, siz yazdınız ya yetmez mi...Demek ki benim gibi özgürler ve SİZİN GİBİ KORKUSUZLAR halen var... Bir diğer mevzuu da “Korkunun ecele faydası var mı...” Elbette yok... Öleceksek ölelim...

Ayrıca, kadınlar, diye bir genelleme yapılabilir mi, böyle toptancı bir yaklaşım ve tutum takınabilir miyiz diye düşündüm... Sonra bunun hep yapıldığı aklıma geldi. Bence bu doğru bir yaklaşım değil; her zaman istisnalar olduğu gibi, hangi kadın ya da kadınlar diye de sormak gerekiyor. Çalışan kadın, işçi, memur, kariyer sahibi kadın; ev kadını ya da hangi yaşlardaki kadın ya da kadınlar; hangi kültürün kadınları: Alt sınıf, üst sınıf, orta sınıf kadınlar... Kocaman bir soru işareti... Böyle genellemeler bu denli kalın çizgilerle yanlış; ama ötekinden kastımız erkekse, evet doğru.
Genel hatları ve kalın çizgilerle iki farklı dünya, kadınla erkeğin dünyası; hormonları farklı çalışır, yaşamdaki rolleri farklıdır, duruşları, ilişkileri, sözcüklere yükledikleri anlamlar farklıdır; ekonomileri, güçleri, erkleri farklıdır. Kadınlara göre daha cesurdurlar, daha ataktırlar; güçlü olmak zorundadır, para kazanmak zorundadır, genelde birilerine bakmak zorundadır ve sıralamaya kalktığımızda uzunca bir liste elde edebiliriz.
Evet “öteki” kadınsa farklıdır; bence kadınlar, sizin tezinizin aksine böyle cesur ve cüretkar erkekleri severler. Hangi türden kadın olursa olsun geneli bir biçimde korunmak ister ve bunu yapabilecek olanın da cesur erkekler olduğunu söyler dürtüleri onlara. Yalnız bu mu sıra dışı erkekler, boyun eğmeyen cüretkar erkekler çeker kadınları… Kimisi onlara sahip olur; kimisi “Dünya ahiret kardeşim olsun.” gibi sözlere saklanarak bir biçimde bu erkeklere örtük olarak da olsa hislerini belli ederler. Eğer erkek bunun farkındaysa bunu sonuna kadar kullanır. Birçok kadının canını yakar.
Bu aldırmaz, bu kendine güvenen, bu her şeye biraz tepeden bakan adamın büyüsüne kapılır ve mutsuz ola ola gücünün son damlasına kadar ısrar eder onunla varolmaya… Taa ki tükenene kadar... Sonrasıysa depresyon, intihar, hayattan mola almalar ya da cesur bir kadınsa sen yoksan başkası var der; der, ama o kadar da kolay değil. Zaten böyle diyen kadınların başına bu işler gelmez; çünkü onlar da genelde erkek dilini kullanmayı öğrenmiş kadınlardır ve bu kadınlar bu nedenle erkekler için caziptir. Aynı dili konuşurlar. Erkekler, yaban bildiği “ötekindeki” bu üslup karşısında şaşırır ve artık bu kadın erkek için cazip kadındır ve o, onun için elde edilmesi gereken kadındır artık.
..

Devamını Oku