Başladı hemen yansıyan dört kafadardan,
Tırmanmaya doruklarına karlı dağın!
Çanakkale yollarından doruğuna çıktı bir katrede dağın! ..
Ve zümrüt yeşil ve ağaçlar sapan birer!
Taşıdığı oturağı elinde orada kurdu, ona oturdu
Başında var tacı...
Derin maviler anlamsızdı kızaran,
Dalgalarında denizin kıyıya vuran!
Kat karlı ufuksuzluğu ediyor, bırakarak iz’ini!
Olduğu yere mavinin, kar; şimdi ulaştı;
Tentesini oraya kurdu,
Tekinden ampulün sarkan -
Nağmelerin ışın güftesi altı’nda!
Her balık bilir bilinci, öğrenemez her denizci seferi!
(Akrep sokar, sokamaz hepsi
Her birini bulamaz, koç bilir her birini..)
Okyanusun aşamaz her kendi dalgasını
… Bilemez her bir tonunu atmosfer basıncının;
Gökyüzüne bakan her mağara adamı -
Geliştiren muhakeme!
Bir sorgu zamana, aczimendi gibi döner,
Sakal, saç karışımı zemberek:
Affedilmiş adımları umudun:
Siyahlar içinde, mabedine tutunan siyahların:
[ Kol, dalgalanan; vakumda duran!
Hipnotize olan, karavanın önünde:
Tatminkar eşcinsel zenci!
(Kıvrılan ve beyaz giysili topuz saçlar..)
Mavi-dere-gökler’in in, beyaz süt yolundan!
Bufallo kızıl’ı, ışıtılmış onun yüzü;
Arka plan ışımasıyla geçmişinin ancak evrenin!
: C’mon! !
(Haydi’ceyin!)
Ama mevlevi
Bir serenat, yıldız etrafında, gezegenlerin!
… Zamana bir sorgu!
(Soyunmandan sen sonra)
Giyin!
Köşede dur! Senin bir rahip tacı kafanda:
Baksana, hele: Copernicus!
Mükemmeliyet için mi durmuyorsun orada?
pabuçların içinde? …
: Walk, thru in my shoes! ]
Yapışan cama surat, çanta senin için kolay –
Keklik:
Durumunu taşı,
Sen!
İçinde adımlarının
Rendezvous! …
El ele tutuşan mor’un içindekiler:
Meksika için!
(Ölümü mor’un!)
Bedenler, yaşadığınca-
Çıplak grup;
Şurup içenler, yapışmış cama şırınga ile
Ki yüzleri düzgün;
Açılan göz, tek’i granitlerde;
Camda diğeri -gördüğü, kendi gözbebeğini
- Yapışan cama, burnunda;
Soluk terleri için burun deliklerinin! ...
Kıpkırmızı gök ve morlar içinde iki penguen
Ve biri siyah, beyaz diğeri mor’ların;
Uzun boyunlu,
Kıkırdadı kükreyen şişko, soluk suratlı cüce!
(Geriye yalpa verenler, patenler içindekiler
Ve morlarla sarınmış bulunanlar…)
Kollar yanlara, el açar:
Ve huzur ve sükun:
Patlıcan burun, kamerada yüzün
Küçük-yitik, gider, cüce;
Seğirtir önünden,
Sıska-şişko uzun-duvara-yapışmış’ın!
Ve huzur, sükun:
Kamerada yüzün,
patlıcan burun!
15’lik küçük:
Kahvede kaşık, takvim yaprakları
çöp sepetine:
köprü altı betonarme aralığından geçen taşıtın ön camı!
Denesen,
Basamaklardan tünel-geçişi kolaydır:
Channel Tunnel’ı mı kat ettin?
(!)
Gülümseyiş an’lık, bir;
tüm!
Şey’ler düz geçişlidir,
Evren eğridir!
Yine de bak
(Sen)
Saate
Araba gidiyor yoldan ve kendini savunuyor:
Yaprak düştü ızgaraya hava’dan! ...
-
Depeche Mode’un ‘ Enjoy the silence, A quest for time’, When i lose myself, ‘Walking in my shoes’ & ‘Little 15’ şarkılarının klipleri üzerine doğaçlama
Akın AkçaKayıt Tarihi : 25.6.2004 07:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

şey'lerden geçişte evren eğri de olsa;basamaklardan tünel geçişi kolay diyorsun...
önümüzden seğirtir olsa da huzur ve sükun...
harika...
nasıl yazıyorsun bir çırpıda..
saygılarımla...
TÜM YORUMLAR (4)