Çocukluğumu düşlerim,
Kiraz ağacından düştüğümü,
Hani düşmeye alıştık ya
Düşe, düşe nihayet düştük dama
Damdan tabutluğa giden yol,
Tayinimiz çıkmış ötelere,
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Deniz üstünde yürümek, güttüğü koyunun kılının kopup heba olmasından kendini sorumlu tutan, samimi, katıksız, riayasız inanca sahip çobanlara mahsustur.
Halbuki o efendilerin kirli yürekleri böyle bir imanın mekanı olamaz. Olamayınca da deniz üstünde yürüyemezler.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta