Gece yarısı saatlerinde Boğaz'da bir huri gördüm
İnsanı mest eden ay gibi parlak bembeyaz dişleri
Büyükada,Kınalıada,Burgaz,Sedef ya da Heybeli
Geceyarısı Marmara gerdandanlığı ışıltılı gökyüzü
Atatürk Köprüsü'nde durdum karşımda cennet kıyı
Gece gündüz dudak dudağa öpüşen aşık iki sevgili
Sarmaş dolaş koklaşıyordu Trakya Anadolu yakası
Mesken olmuş aşıklara Boğaz'daki elmas gerdanlık
Bir güzel yaşıyordu geçmişte adı tarihe mal olan
Hana benziyordu,tarihi yaşatıyordu izleriyle içinde
Boydan boya renkleriyle Anadolu'yu simgeliyordu
Saçları dalga dalga yayılmıştı boğaza,sanki bindallı
Bir simgeydi yaşantısı kıtalardan ılgıt ılgıt Yeditepe'ye
Trakya'da ayçiçeği,Konya'da buğday,Rize'de yeşil çay
Sazın teline vurunca mızrap sevda yükselir gökyüzüne
İstanbul istanbul'u anlatır gecekondu mahallelerinde
İstanbul'da yaşayan dilber tarihi anlatıyordu izleriyle
Huzurlu yer arıyordu İstanbul'u yaşatan simgeleriyle
Gezi Parkı,Belgrat Ormanı,Taksim meydanı, Çamlıca
Heyhat doldurulmuş,betonlaşmış İstanbul'a yanıyordu
Bir Huri gördüm Boğaz'da muhteşemliğiyle üzgün
İstanbul'u özlemle seyredip çılgınca hayıflanıyordu
Karanlık gecelerin tanyeri sabahında şarkılar içinde
Arıyordu huzurlu gecelerin izlerini Göksu,Kalamış'ta
Bir kadın gördüm kıtalararası koklaşıyordu denizle
Mehtaplı geceler yaşıyor sevişerek samanyolunda
Aşkını fısıldıyor asma köprülerde yıldızlar altında
Anlatıyordu sevdasını Kızkulesi'nden Anadolu'ya
Bir güzel gördüm Boğaz Köprüsü'nde nazlı yürüyen
Dalgalı saçlarını salmış lüle lüle iniyor incecik beline
Bakışı vardı ki,sevdalılara aşınalı cilveli bir tebessüm
Bir yanı Avrupa,diğer yanı Anadolu serilmiş ayağına
Gökyüzü yıldız yıldız parlak zümrüt yeşili gözleriyle
Elbiseleri erguvan teni dört iklim turkuaz renkleriyle
Uzatmış kollarını kucaklamış Anadolu Trakya'sıyla
Dudakları kızıl elma,bir ay parçası tepsideki yüzüyle
Selvi boylum gördüm hüzünle Haydarpaşa'da gezinen
Sirkeci'den Yedikule Zindanları'na hayıflanarak seyirde
Yanık teni devedikeni doluydu ve per perişandı nefesi
Yenikapı'dan Bandırma'ya dalga dalga kayıp gidiyordu
Bir deniz kızı ki balık etli kızıl dudaklı çekik gözlüydü
Bakırköy'den Bostancı'ya hergün kulaçla yüzüyordu
Bir güzel ki İstanbul'lu olup sevgiyi kendine sarıyordu
Halinden anlayan aşıklar şarkılarla hep ona ağlıyordu
İstanbul dünyada varolan deniz kızının güzel misali
Değerli bir pırlantanın çok kabaca kullanılması hali
Keşke herkes sahip çıksaydı tutkuyla sevgili misali
Kırsaydım bunu yazan parmaklar arasındaki kalemi
Kayıt Tarihi : 26.10.2019 00:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Her yaz tatilinde çoluk çocuk izine giderken iki hafta İstanbul'da kalırdık.Hem akraba ziyareti hemde şehri daha yakından tanımak çocuklara anlatmak için günlük şehir turlarını yapardık.Bazen sahilde yürüyüşler, bazen dolmuşlara binerdik,bazende vapurla yolculuk yapardık.Her defasında İstanbul havasını teneffüs etmek büyük bir mutluluk ve huzurdu hepimize.... Yıllar geçtikçe o sihir bozuldu,şehir beton yığınına dönerken yeşili tüketmiştik şehirde...Sahil kalmamıştı,kaldırımlar yürünecek durumda değildi.Kent planlanması berbattı,dikkatimi daha toplayınca ,İstanbul güzelleşmiyordu ranta kurban ediliyordu.Yazık oldu,asırların üstüne kül ekildi rant kazandı.
Teşekkür ederim yüreğinize sağlık.
Elbiseleri erguvan teni dört iklim turkuaz renkleriyle
Uzatmış kollarını kucaklamış Anadolu Trakya'sıyla
Dudakları kızıl elma,bir ay parçası tepsideki yüzüyle
Beğeniyle okudum
diline sağlık
Çok teşekkür ederim,gönlünüze yüreğinize sağlık efendim,saygılar.
TÜM YORUMLAR (3)