Söyleyenin yalancısıyım...
Zamanında Mısırlı Kleopatra buradan denize girmiş. Bu devasa kolonların o zaman çatısı varmış. Kraliçeye gölgelik yapsın Akdeniz güneşinin kavurucu sıcaklığında yanmasın diye
Şımdi dört adet kolon her halde açık ve dalgalı denize bakarken ve aylı geceler de mermerleri parlarken, yaşlı bir adamla salladık oltalarımızı ķörlemesine balık tutuyoruz yengeçlerin bakışları altında. Yaşlı adamın rakısına meze olacak balıklar.
Side alem bir yer değildir. Ama her yanı Roma kokar.
Ekmek arasına patates ve köfte koyan ve buz gibi kolayla bana sunan iri yarı kadın elbette Kleopatra değildi. Bir gecelik arkadaşlık teklifimi de kibarca elinin tersiyle itmişti kalbimi kırmadan parçalamadan. Çok kızmıştım kendime. Toydum. Anlamazdım. Kafadan dalmıştım. Hele evliyim dediğinde gelen kocasını işaret edince resmen bir gemi gibi su alıp denizin dibini boylamıştım. Devasa bir adamdı kocası...
Akdeniz ah Akdeniz...
Gaz çıkacak petrol çıkacak. Doğalgaz evlerimize neredeyse bedava gelecek. Anlatılan masallarla büyüdük biz.
Amerikalılar Ruslar ve İngilizler yedirmezler bize. Amerikalıları arkasından vurduk bir tekme de Ruslara attık. Adamlar olgunlarmış hatta kibarlarmış. Yine de belli etmiyorlar. Ama çizmişlerdir altımızı kırmızıyla...Yani diyorlar ki
renginizi belli edin. O taraf mı bu taraf mı?
Gündüz.
Yaşlı adam oltasını kayalıklara taktı. Ne dedim bakıp duruyorsun? Bana ne git kendin kurtar oltanı...Artık samimi olduk ya. Evladım şurdan şura. İki dakka da alır gelirsin...Ben gitmem oraya zaten biliyorsun yüzme özürlüyüm. Daha iyi ya öğrenirsin. İki kulaç iki bacak haraketi hepsi bu..
Kendimi olta iğnesinin takıldığı kayalıklarda buldum. Dalga bir taraftan sinir öte taraftan derken; hemen yanı başımda alttan gelen köpükler belirdi. Korktum. Ulan ne bu be yoksa
ahtapot mu balına mı köpek balığı mı dalacak.?
Hiç biri olmadı. Hoşurt diye elinde zıpkın bir dalgıç yanımda belirdi. Denizdeyiz. Sanki piknik havası var. Dalgıç evladım ne yapıyorsun burada. Ķıyıdakinin oltasını kurtarmaya geldim.
Gelirken dibe baktın mı? Yok dedim. Bari dedi giderken sakın tabana basayım deme her taraf deniz kestanesi kaynıyor...
Şeytansın sen. Rusları da Amerikalıları da geçtin. Beni deniz kestanelerinin ortasına bilerek gönderdin dimi. Güldü. Bişey olmaz.Bak sapasağlam döndün ya...Sonra batsa ne olacak.
Bizim torun dikenleri cımbızla çekerdi...
Hadi dönelim artık. Rakı soğumuştur. Senin ayran hazırdır...Of off yorulduk bu gün..
Kayıt Tarihi : 25.7.2024 10:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!