Deniz kaplumbağası
Akdeniz’de yaşayan dişi bir kaplumbağanın yumurtlama dönemi yaklaşıyordu.
Havalar iyice ısınmış tatilciler Akdeniz’e akın akın gelmişlerdi.
Bu yosun renginde olan Deniz kaplumbağası denizin dibinde yüzerken gökyüzünde uçan kelebekler kadar hafifmiş gibi kuşlar gibi çevikmiş hissi uyandırırdı insanın içinde.
Fakat normalde hiçte öyle değildi. Bu kaplumbağa bedenindeki yumurtaların ağırlığıyla kendisi de günden güne ağırlaşıyordu.
Daha önceki yıllarda yumurtlamak için çıktığı sahillere plajlar yapılmış ve plajlara sıfır konumda devasal oteller inşa edilmiş barlar restoranlar yapılmıştı. Bu kumlu sahiller artık hiç tekin yerler değildi onun için. Dört bir tarafında insan kalabalığı alabildiğine çoğalmıştı.
Deniz kaplumbağası bir iki kez bu plajları yakından görmek için kıyıya yanaşmış olsa da kıyıya çıkmaya cesaret edememişti.
Fakat yumurtlama dönemi her geçen gün yaklaşıyordu. Deniz kaplumbağası ne yapacağını bilemez bir durumda kara kara hayvani içgüdüsel bir biçimde düşünmekteydi.
İnsanların uğramadığı bir kumluk bölgeyi bir an önce bulmalı yumurtlama dönemi geldiği zaman oraya çıkmalı gidip orada yumurtlamalıydı.
Ancak böylesi sessiz bir sahili yada kumluğu nerede bulacağını bilemiyordu.
Deniz kaplumbağası denizde yüzerek koy koy sahil sahil dolaştı durdu.
Ancak ve maalesef ki insan elinin değmediği bir yer işgale uğramamış bir alan İnsanların gözlerinden uzak sakin sessiz bir koy bir kumluk bi sahile rastlayamamıştı.
* * *
Bunun üzerine deniz kaplumbağası kararını verdi kumluk olmasa bile sakin bir kıyıya çıkıp yumurtalarını oraya bırakıp tekrar denize dönecekti.
Böylesi bi sakin yeri de bulmak imkansız gibi bir şeydi.
Fakat yosun renkli deniz kaplumbağası kararlıydı bulmaya ve böyle bir yeri mutlaka bulacaktı. Kaplumbağanın bundan başka bir çaresi çıkar yolu yoktu.
Aradan günler geçiyor. Kaplumbağanın yumurtlama dönemi saat saat yaklaşıyordu. Ancak yosun renkli kaplumbağa istediği gibi el değmemiş göz değmemiş sakin bir kumsal bulamamıştı.
İşte tam da bu yüzden deniz kaplumbağasına çok fazla seçenek kalmamıştı artık. Mecburen sahile çıkmalıydı.
Bir an önce karaya çıkıp yumurtlamalı yumurtalarının üzerini kumlarla kapatmalıydı.
Yosun renkli deniz kaplumbağasının yumurtlama sancıları anbean şiddetleniyordu.
Deniz kaplumbağası bu sancılara daha fazla katlanamadı ve yüzdüğü Akdeniz’de önüne gelen ilk kumsala çıkıverdi.
Kumsal oldukça kalabalıktı kaplumbağa hızlı hareketlerle yürüdü kumların üzerinden kuytuluk bir köşeyi gözüne kestiren kaplumbağa insanların kalabalık yığınına aldırmadan ve onlara yakalanmadan o kuytuluğa kadar gidebildi.
Hızlı hızlı çevik bir şekilde kumları eşeledi ve eşelediği kum çukuruna yumurtlamaya başladı.
Yosun renkli deniz kaplumbağası amacına ulaşmıştı.
Eşelemiş olduğu kumluk çukura yaklaşık yüz yumurta yumurtlamıştı.
Kaplumbağa yumurta çukurunun üzerini ince kumlarla özenle örttükten sonra gerisin geriye hızlıca denize doğru dört ayak çırparak kumlar üzerinde ilerliyordu.
Ancak o yosun renkli deniz kaplumbağası hiç o masmavi denize ulaşamadı.
Kaplumbağanın önünü iki ayaklı iki elli üç canavar bir anda kesiverdi.
Kaplumbağayla cansız bir oyuncakmışçasına oynadılar dakikalarca.
Ve en fenası da belli bir vakitten sonra oynamaktan sıkıldılar ve kaplumbağayı elleriyle kaldırıp kayaların üzerine sert bir şekilde defalarca çarptılar.
Kaplumbağa ağladı görmediler…
Kaplumbağa yalvardı duymadılar…
Kaplumbağanın o sert kabukları kayalara taşlara vurdulula vurdulula , çarptılıla çarptılıla paramparça olmuştu.
Yosun renkli deniz kaplumbağası kan revan içinde kalınca bu iki ayaklı iki ayaklı canavarlar elleri kaplumbağanın kanına bulaşmasın diye kaplumbağayı son attıkları yerde sırt üstü düşmüş bir vaziyette oradan ayrıldılar.
Kaplumbağa perişan olmuş halde son anlarını acı çeke çeke o sıcakta bitirip gitti.
Bu katle gökler şahit olmuştu.
Güneş şahit olmuştu.
Akdeniz şahit olmuştu.
Yosun renkli güzel dostumuz bir daha o masmavi sularda yüzemedi.
İnsan oğlunun alnının ortasına kara bir leke gibi iz bırakarak sırt üstü paramparça bir şekilde yaşamını yitirivermişti.
26 Haziran 2019
Mehmet Raşit Er
Kayıt Tarihi : 27.6.2019 01:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!