kuşluk vakti bir renge sevdalıymışım
ben bu ömrü hangi baharda ısmarlamışım
kalp olaki bir sevdaya tutulup gitti
ben sevdaya mı sevdalıya mı kanmışım
keskin bir soğuk var bulutların koynunda
kalan yağmurdan artmış bir yansıma hercai gözlerinde
birikintileri uykusuz, fısıltıları yapraklarında
tek tek kalmış dallarında sarı
dağların eteklerinde,
aydan güzelmi sevdanın yüzü
su da yansıyan şarkısını çalar gökyüzü
toprak kutsal annenin özü
havada bir soğuk ateş
ateşde soyunur kalemim
bedenimde
artık konuşmayacağız
birşey söyleme
sadece bak öyle bak
resimlerde
sevdiğini söylesin gözlerin
sessizliğin sesinde
kederine gölgesi düşmüş beyaz ışığın
düşler kul köle olmuş sevdaya
çiçek mor bir alev gözlerin ferinde
kollarda derman sarmalanmış
bul beni sinende küllenen ocakta
kor halinde tut tutabilirsen küllenmiş duygularımı
küpeştesinde yorgun şafaklar
gecelerin karanlığından soyduğun
gece bir kadın mor saatlerde
ak saçlarında parlayan el, yıldızı ışığın
dün çıplaklığıyla bir fırça darbesi
bugün iki çaput giyinmiş nefesi dilencinin
..suyun sukünetinde bir maraz
bir deli deplek atak birikintisinde
bir anlık birikmişleri dakikalar
dalgın gözlerdeki şeffaf düşler
astral alemdeki şekillenişler
astral biçimlenişler
tanrıya mektup
kızma bana kırılma sakın
başka bir boyutunu yaşıyorum aşkın
zamanla sınırlanmamış bir aleminde yüzüyorum
kızma bana kırılma
bana üç sandık boya ver ordan hey usta!
boyayacağım bu şehrin çıkmaz sokaklarını
boyayacağım en ücra karanlıklarını
usta! çırak oldum olalı
gözüm yolların kesik çizgilerinde
kırılmaz, camlarda yansıyan renkleri gökkuşağının
bu bahar yaşamışız hazanını gençliğimizin
kor alevlerle tanışmışız, gözlerdeki bakışlarda
titrek dudaklarımız öpücük nüanslarıyla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!