Aşk zincirine vurılmuş özgürlüğün
mağrur kudretinde gizlenen sevgili
yumruklarına hapsettiğin denizim
heybetli sevdanın kor alevli derinliğinde
seninim
bir kezzap gibi yakıyor içerilerimi
böğrüme saplanmış
sızım sızım kelimeler..
kartalın avını yutuşu
mide boşluğumda...
diyaframımda
arz-ı endamından kaldı buh-u şarab
Mest olmuş benliğimi sadabad eylerim
cezm-i fendinde helak olmuş sabah
Hünkar-ı endamında ben-i bin od eylerim
namuzsuzum kan gördüysem bu mıhın çakıldığı izde
bıraktı gece gündüz ızdırabımı,
İsanın sırtındaki acıyan kırbacı
çarmıha emanet
kan kokusunu hatırlamadım ölüme
susadım da
kapısız bacasız yerde mi yaşıyoruz nedir
al gülüm ver gülüm
dal gülüm......
sıralı türkülerin arasındayım
bağdaş kurmuş oturuyorum
şiir çöktü içerime
gece karanlık oldu,
içerime girince
kalem damdaki kedi gibi bakıyor
her kelimem bir gözyaşıyla
beyaz yaprağa düştükçe miyavlıyor
imanını kırbaçladığın aşk şairi
nerden bulursun bu kelimeleri
çizer çizer kanatmazsın içimde bir yerleri
senden kelimeler aşırıyorum
sahte isimler koyuyorum aşkımın adına
gözlerine sulardan bakıyorum
belki bir gün ellerini tutarım
kanatlarım çözülür yine bulutlardan
düşerim uçurumlardan
belki yine bakarım gözlerine
dökülür gözyaşlarım bulutlardan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!