Deniz feneri ve külkedisi Şiiri - Akın Akça

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Deniz feneri ve külkedisi

Aşağıda, geniş salona giden sınırsız hol’de yürüyor
Ve merdivenlere yapışan biri, zorunda yukarıdan bakmak

*

Bir tepe üzerinde -üzerinde kayaların, su ve sis geçirmez- durmak:
(Tepe ışığın içinde, ışık fenerde, fener yeşil bahçede; bahçede biri var, gözleri kapalı)
(Sisler -çevremdeki- duvarım: Sıkıştırdıkça onlar sağdan veya soldan;
Bisiklet sürme eğrisinde, genleşiyor da onlar: Hatırlamaktan ötelenmez!)
Avrupa içinde Avrupa’ların, Türkiye’lerin -kendi içinde …
(Granada, Ayasofya, Stonhenge
-Anlatan-antik yitiş’leri -gerçekleşen bir o kadar- birleşme çabalarını)
… Devamı; birbirini sürdüren, bir gidişatın -süreğen.

Büyük sıradağların oluşma evresi -Dördüncü Zaman’dan, mamutlar devrinden;
Bu kayalar …(Buzulların ‘insanları sürdüğü’,
Ilıman-tropik; veya elini çektiği onlardan, soğuk bölgelerde)
Ortamı bulandıran, burgaçlar oluşturan bir deniz feneri:
Uzak ve yakın çevresini aydınlatıyor pek başarılı.
Fenerin var içindeyse bir külkedisi: Yeşil çimenlerin üzerinde, kendi şezlongunda,
Görünüşte rahat; gök mavi, yukarda güneş; gözleri kadının kapalı, düşünüyor fasılalı.
Ve bu fasılalı düşünceler, bu deniz feneri
Ve bu deniz fenerinin; bu iç çekişler, nabız nöbetleri.
Ve bu kusursuz askerler -fasılaları düşüncelerinin- burgaçlar.

Düşüncelerinin külkedisinin …iç çeperine yapışmış, tutturulmuş
Bir hayalet gemi -retina ile kapalı seğirten göz kapakları arasındaki …
Gemi düşüncede, ama düşünce düşüncelerde -sekmeler, çeperlerde …
Sisli bir boz deniz, deniz fenerinin dışıysa -hayalet gemi’siz:
Dışarısı belki de anlamsız:
Olmayan bir hayalet gemi ile onun uzak ve yakın çevresi …

İçinde bir büyük kurt -Batı’da- kemiriyor kendisini,
Onun asla solmayan yüzü, hep güleç, bir kadın gibi.
Doğu da var, ‘aynı dışarı’da -gün doğdu, somurtkan o sanki …
İçerdeyse her kes hala kendi birey kişiliklerinde.
‘Basamaklara tünemiş salgın kukumavlar’ Ortaçağ’dan soluk verir.
Sere serpe güneşlenen külkedisi: kadın, dışı; bir erkek onun içi
: Kendsiyse zaten deniz fenerinin içi -dıştaysa ‘türlerin farkı’
-Çünkü deniz feneri, o; o, bundan ‘deniz feneri’: aynı, her şey.

-

Not: ilk ‘beyitlik’ bölüm, eski bir cindrella slayt filminin hafızada kalan anlatısı

Anane-zıt-kemikleşmeleri’nde bir uzlaşı çığırtkanlığı

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 14.8.2004 22:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ümran Demircan
    Ümran Demircan

    bu anlattığın ne biçim bir kül kedisi...
    bir deniz feneri gibi umut verici,ışığını deniz fenerinden alırcasına da yalnız ve düşünceli...
    Deniz feneri de sensin anlaşılan...
    içindeki kül kedisine sesleniş için tüm çabalar...

    Cevap Yaz
  • Turhan Toy
    Turhan Toy

    güzel bir yazıydı tebrikler kardeş selamlar
    Turhan Toy

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Akın Akça