Koskoca denizde kaybolmuştum
Umutsuzca kürek çekerken yalnızlığımda
Bir martı çığlığı
Çekip aldı beni karanlığın hüznü içinden
Yıldızlar birden kayboluverdi
Bir deniz feneriydi saklayan hepsini
İçimde bir çocuk sesi duydum
Bir hediye almış kadar mutlu
İlk kez parka gider gibi heyecanlı
Yavaş çek diyordu kürekleri
Yavaş çek ki
Hayallerin karışmasın karanlığa
Yavaş çek ki
Heyecanına yenik düşüp
Boğulma soğuk yalnızlıkta
Derken fener beni kendine çekti
Kapıları ardına kadar açıktı
Ürkek adımlarla çıktım merdivenleri
Sanki bişiy içimdeki tüm duyguları harekete geçirmişti
Sanki herbir hücrem yeniliyordu kendini
Bir şömine vardı odayı ısıtan
Şöminenin önünde ise bir prenses
Yalnızlıktan üşüyen
Yavaşça titreyen bedenine yaklaştım
Geldiğimi farkedemeyecek kadar üşümüştü
İlk gözleri geldi gözlerimin önüne
Gözlerinde donmuş yıldızlar vardı
Beklerken yalnızlığını paylaşacağı insanı
Donmuştu sıcacık kalbindeki tüm duyguları
Kimbilir ne güzel hayalleri vardı
Ne umutlarla çıkmıştı yola
Kim bilirdi ki birgün
Yalnızlığında kaybolup
Bir deniz fenerine sığınacağını
Kim bilirdi hayallerini yalnızlığın çalacağını
Kim bilirdi gözlerindeki yıldızların birgün kayacağını
Kalbim hiç atmadığı kadar hızlı atıyordu
Büyülemişti beni gözleri
Gözlerindeki donmuş inci taneleri
Akmaya çalışmışlardı belki
Ama donmuştu her biri masum yüzünde
Yalnızlığıma yenik düşmeyecektim bu sefer
Bunca yalnız geçen geceden sonra
Tesadüfen bulmuş olamazdım onu
Belki de oydu bunca işkenceye dayanabilmemin nedeni,
Belki de beni bekleyen gerçek aşkım oydu
Titreyen sesimle merhaba dedim
Gözündeki inciler birbir düştüler yere
Ve MERHABA dedi ürkek bir sesle
Belki de tekrar yalnız kalmaktan korkuyordu
Birden alevler söndü ve gözleri doldu
Ama bu sefer akmasına izin vermedi
ÜŞÜMÜYORUM ARTIK dedi
Gözlerindeki yıldızlar tekrar beliriverdi
İçimdeki çocuk mutluluk çığlıkları atmaya başlamıştı
Belki de gerçek aşk olduğunu söylemeye çalışıyodu
Dışarıya çıkmak istiyorum dedi
Yalnızlığını paylaşmaya geldiğimi biliyordu sanki
Yavaş adımlarla indik merdivenleri
Kapıya geldiğimizde dışarıda yağmur yağıyordu
Çıplak ayaklarıyla biraz ilerledikten sonra
Kafasını kaldırıp gökyüzüne
ARTIK ÜŞÜTEMEYECEKSIN BENI
Diye bağırdı karanlık geceye
O günden sonra ben de hiç üşümedim
Çünkü yalnızlığımı paylaştığım
Bana mutluluğu ve huzuru getiren
prensesimi bulmuştum
O günden sonra düşen her yağmur damlası
Benim için çok önemliydi
Çünkü prensesim bana düşen her yağmur damlasının
Onun bana söylemek istediğinde gözyaşlarına boğulduğu
İki güzel sözcüğü ifade ettiğini söylemişti
'SENI SEVIYORUM'
Şimdi ne zaman yağmur yağsa
Biliyorumki her zaman yanımda olamasada
Hayatımdaki mutluluğu ve huzuru bana hediye eden
Ve bana düşen her yağmur damlasında SENI SEVIYORUM diyen
bir sevgilim var
Kayıt Tarihi : 22.7.2002 20:06:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nuri Zaralı](https://www.antoloji.com/i/siir/2002/07/22/deniz-fener1.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!