Kaldırım diplerinde sigara var.
Çok fazla var,
Çok fazlalar.
Kesin paramparça bir ciğerden kopmalar.
Taşlar arasından kıvrılan dumanlar,
Göğe karışır içlerindeki bütün ahlar.
Kahkahaların kulaklarımda yaşlanıyor.
Gözünü son açık gördüğüm zamanlar
Ağıt nedir bilmezdim,
Avcunun içindeki bir ter damlası gibi,
Kirpiklerinin üzerinde birikmiş toz gibi olanın
Ardından yakacağım.
Artık burda güneş yağdır
Hiç batmamış gibi ay
Donar üstüme çektiğim yorgan,
Donarım soğuktan.
Her duvardadır izi alnımın
Ve sesini bir kez daha duydum.
Menteşelerin çok güzel gıcırdıyor.
Parmağımı iyice sıkıştırdıktan sonra
Bir anda açılan kapağını yavaş yavaş aralarken,
Bir sonrakini tüttürme hayaliyle
Ellerimle sardığım sigaralarımın deposu,
Kendi okşanışı, içinde bulut dağıtanlar
İpeksi dokunuşlarla tene bulaşırlar.
İçin dökülmesi için
Aynalar arası konuşurlar.
Bilinir ki kelime elbet kifayetsiz,
Bir süzmek, ömrünce iltifata denk.
Tenimde gömülmüş nehirler gizli
İçeri bastırdım her bir fikri
İçim yaş dışım yara
Yağmurlarda düşerim çamurlara
Unutkanlık baş gösterdi
Onlarca senenin
Can verdiği yerde,
Her damla terinin
Eştiği toprak
Arası hep hayat,
Arası her zaman
Zamanın içinde yürürken,
Geçmişten bir cümle, şimdiki senden.
Dökülsün bütün sırlar,
Büyük insan oyuncaklarının dilinden.
Yetişkinin oyun hamuru,
Yerde bir leke,
Bir kalp atışı.
Bir çarpıntı,
Bir olma yerde.
Çekildi kanım lekeden beri.
Aynı anda aynı sanat,
İki yakayı ilikleyen çakışık frekans.
Elmas toprak üstünde, bariz karat,
Farklı mekan, aynı anda tek kadans.
Korkulu keşiften alınan sızılı haz
Ve tek bir günün çözümlemesiydi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!