Denemeler 1 Şiiri - Mehmet Sedat Kurt

Mehmet Sedat Kurt
85

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Denemeler 1

Daha sensizliği hazmedememişken;
Kalbinin yokluğu da indi yüreğimin ta derinlerine…
Söylemiştim zamanı idareli kullanalım diye.
Bak şimdi gözlerine hasret tüm zifiri karanlıklarım…

Heyecanımı durdurmanın yolu var mıdır bilemem, seninleyken.
Hele sen konuşunca;
Öyle kıpır kıpır, öyle yoğunum ki saçtığın onca duygu kalabalığının ortasında;
Huzurla, hayranlıkla seyrettiğim bir film gibi,
İçinde en güzel hayat sahneleriyle;
Bir kentin kalp atışlarını duyuyor gibiyim sen konuşunca!

Yağmur ve sen…
İkinizi çok seviyorum.
Ama en çok seni seviyorum!

Sevgisel engelli yürek taşıyan bir aşk maktulüyüm…
Ömrümü, kayıp şüpheli şahsın peşinde tüketmekteyim.
Tüm hasretkârlara selam olsun!

Bu şehirde seni tanıyan kimse yok.
Ceylan gibi yürüyen, gül gibi gülen kimseyi görmemişler…

Sen gittiğinde bu şehirden;
Güneşler ısıtmadı beni yokluğunda.
Gözlerindi gölgeleri ışık gibi yarıp,
İçimin ta derinlerine kadar uzanan.
İliklerime kadar ısıtan…

Seni özlemek mi?
Ben her yağmur sonunda toprak kokusuyla yetinmek zorunda kaldım…

Bu şehir karanlık,
Bu şehir uçsuz bucaksız bir deniz.
Kaç bahar geçti, kendimi bulamadım sensiz…

Tüm hesap kitapları bir kenara bıraktım.
Kendimi düşünmenin bencilliği,
Rabbimden af dilemenin mahcubiyetiyle, şükür namazı minnettarlığımı sana haykırıyorum.
Ey duygularımın ilk kabulleneni, ilk saygı duyanı,
Seni Çok Seviyorum…

O kadar çok sevdim ki seni;
Şair oldum…

Allah’ım;
Dostluğunu bu kadar kolay kılmışken,
Biz senden nasıl ümidimizi keseriz!

Rabbim;
Rızan olmayan hiçbir şeyi nasip etme!

Seni ayakta tutan önemli davaların olduğu sürece başarılısındır…

İçimde bir heyecan var.
Bu heyecanı yaşayasım var.
Sohbet meclisine çıkasım var.

Bunca zaman izledim.
Meclislerde, makamlarda, mevkilerde;
Çok az kişi adaletle yönetenlerden oldu Ya Ali!

Adın geçtiğinde Salavat getirenlerden olmak ne güzel Ya Resulullah…

Kendi tarzını yansıtacak kendi fikirlerin olacak.
Vazgeçmediğin davaların olacak.
Adın geçtiğinde herkesin zikredeceği bir özelliğin olacak…

Siyaset, sanat, yöneticilik, idarecilik…
Bunlar olmadan hayat sükunet içinde geçmiş. . .
Farkında olmadan zaman;
Nice ilmi yutmuş eritmiş…

Hayat;
Şehrine hoş geldin…

Her sonuç Allah’ın bizlere lütfettiği bir olaydır.
Şükretmeliyiz, sabretmeliyiz…

Hayat;
Bir sanayi mescidinin penceresinden dışarı bakıp hayal kurmak değil.
Hayat;
İslam davası için meclislerde mücadele vermektir…

Rabbim!
Şu başımın hizasındaki kanatlı karıncayı mahşerde secdeme şahit eyle!

Allah’ım;
Namazlarımda yüzümü güldüren,
Namaz sonlarında hüzünlendiren,
Dualarımda beni ağlatan,
Ciğerparemi ve beni affeyle…

En güzel özgürlüktür;
Allah’a teslimiyet…

Bazen bildiğimiz doğrular, bilemediğimiz yanlışlarımızdır…

Gerçeklerden kaçmak aciziyetin belirtisidir…

Zikirden önceki hal ve zikirden sonraki hal bambaşka!
Hele zikir ve yağmur aynı günde!
Ve günün sonunda sana kavuşmak…

Davamı?
Bizim en büyük davamız;
Her gün beş vakit namaz kılabilme mücadelesidir…

İSLAM;
Her kesime hitap eden en adil yönetim sistemidir.
İşlerinde onu uygulayanlar ancak başarılı olabilir…

Doğruları iyi analiz edemeyenler;
Her zaman başkalarının arkasında yürümeye, fikir ve yön değiştirmeye muhtaçtır…

Adil bir dağıtım zordur.
Ama huzur vericidir…

Kur’an ve Sünnet örf ve âdetlerden üstündür…

Geride bırakırsın bütün batılı,
Sadece ona yönelirsin.
Huzur makamına…

Amaç kaleme alınmadan sonuç dosyalanamaz…

Yanlış insan kendine zarar verir, başkalarına değil…
Doğru zordur, zor olan her zaman doğrudur.
Ne mutlu her koşulda Hakkı, doğruyu savunanlara…

Kimi için batıl arzular, kimi içinse manevi değerler önce gelir…
Biz; Mekke’den Kudüs’e, İstanbul’dan Semerkand’a kadar abdestli, ihlaslı bir ecdadın nesliyiz…

Dava sabırdır, namustur…
Bedel ödettirir.
Her yiğidin harcı değildir…

Bazen hayatımızdaki her sessizlik;
Bir “hayra alamet değildir’’e eşittir.
Bazende güzel bir huzura…

Allah’ım!
Gafletteyiz, Rabbim!
Ziyandayız…
Ama gidecek kapı yok senden başka.
Bizi affeyle.
Bu dava ömür boyu sürecek, bu dava uzun. Günahlarımızı affeyle…
Ayaklarımızı senin yolunda sabit kıl.
Habib’inin sancağının altında muhafaza eyle.

Bazen dava; Sen kimlerdensin?
Diye sorulduğunda,
Biz; “Sabredenleriz’’ diyebilmektir…

Rabbim!
Niyet eyledik senin rızan için;
Sana layık bir kul olmaya…

Ne anlamı olur meclislerde var olmanın?
Milletin adamı olmadıkça.
Millete hizmetkâr olmadıkça.
Ne anlamı olur baş olmanın, başkan olmanın.
İslam’a hizmetkâr olmadıkça…

Nerede Osmanlı’nın Kadı’ları!
Şeyhülislam’ları, Nerede Fatih’i yargılayan Din adamları!
Adaleti temsil edenin kalemi, Hukuku temsil edenin Kitabı olmalı.
Adil yöneticinin rehberi;
KUR’AN olmalı…

Üç katlı evlerde oturmayı bile çok gördükleri bu milletin evlatları; Şimdi üç katlı otoyoldan geçecek…

Madem geldin hayatıma Ey Gül Yüzlü Güzel!
Huzurunda sesleniyorum tüm hüzünlere…
Şimdi AŞK arası…

Sana sesleniyorum Şair Ruhlum!
Şimdi mutluluk mu yazarsın, hüzün mü?
Yoksa yazmayı kenara koyup, Yaşamayı mı seçersin gönlünün ortasına konan bu huzuru!

Hiçbir paranın Osmanlı adaletini satın almaya gücü yetmez…

İslam’a hizmetkâr olmaya gönül verenler;
Birbirlerinin kusurlarını SETTAR eyleyenlere buğzetmezler…
Kıymetli büyüğüm!
Gerçek Dost Odur ki; Karşısındakinden gelen mutluluğa da, kedere de razı olur.

Ey İslam’ın İlk Şairleri!
Hassan bin Sabit, Ka’b bin Züheyr, Abdullah bin Revaha…
Selam olsun sizlere…
Selam Olsun İlk AŞK’ı haykıranlara…

Özgürlüğün en güzelini yaşarcasına…
Doğrularımız çok olsun Aşkım!
Yanlışlar doğrularımızı götürdüğü zaman
Mahşerde bize güzel şeyler kalsın…

Zihin emreder! Kalp haykırır!
Dilim fısıldar seni, yağmura usulca!
Gecenin sen kokusunun ortasında…

Ve hasret; Acıyı beklerken, Vuslata şahit olur…

Sen gittiğinde mi?
Hemen ardından öyle bir yokluğun geldi ki anlatamam!
Çok korkunçtu.
Sen sadece çok sıkı sarıl bana.
Hiç bırakma ama!

Sana çıkar bütün yollarım.
O kadar özlemişim ki anlatamam.
Bütün sevgilerim sana sırılsıklam âşık

Sen; ömür boyu bekleyip, yıllarca hayal ettiğim, yarım kalmışlığımdın…
Senden iyi tanıdığım, kalbime izah ettiğimdin. . .
Hoş geldin Ömrümün Geri Kalanı…

Derviş sohbetinden, Bülbül ötmesinden dinlenir…
Neyzen! Seni bir de neyden dinleyelim…

Onlar şiirlerde yazanlar…
Şiirlerde yazanlarla gerçekler;
Birbirlerine benzemezler Azizim…

Hiçbir yağmur ellerin gibi dokunmadı.
Ama ıslandıkça ısıtan tek dokunuş,
Senden başka sadece yağmur damlalarıydı…

Bütün sevgilerimi sana bırakmıştım.
Sonra sen geldin aldın hepsini…

Vakit;
Yâre kavuşma vaktidir…
Ne demiştik en son:
Her Gurbet Bir Kavuşmadır…

Mehmet Sedat Kurt
Kayıt Tarihi : 28.4.2018 15:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


YOLUN SONU TASAVVUF KİTABINDA BULUNAN KISA DENEMELER...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Sedat Kurt