türk insanının genel karakteri bağımsızlık üzerine kurulmuştur. günümüze kadar uzanan tarihsel süreçte; türk insanının bağımsızlığını korumak ve geliştirmek için savaştığını görüyoruz. türk bağımsızlığına uzanan her el, yara alarak geri çekilmiştir.
kurtuluş savaşı'ndan sonra kurulan yeni türk cumhuriyeti, Atatürk ve dava arkadaşlarının ellerinde yükseldi. yüzyıllık cehaleti artık yok etmek gerekiyordu ve bağımsız Türk Cumhuriyeti yüzünü batıya çevirdi...
ortaçağ avrupası o dönemde, iç savaşlarını çoktan geride bırakmış, demokrasi ve laikliği benimsemişti. kilise ile yapılan düşünsel ve kitlesel savaşta halk galip çıkmıştı... avrupa insanı, kolay elde etmediği bu değerlere dört elle sarıldı...
oysa ülkemizde, bütün bu gelişimsel süreç altın tepside sunuldu. bağımsız türkiye cumhuriyeti, demokrasi ve laikliği ilke edinmişti... elbette buna karşı çıkanlar oldu ve kan döküldü ama bu hiç bir zaman kitlesel bir kaos haline gelmedi, daha da önemlisi devletin beyni bundan yana idi; yani vatandaş büyük ölçüde hazıra kondu...
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
301. maddeyi tartışmıyoruz bu demokratik açılımda...
etnik kökenleri farklı olan vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini de tartışmıyoruz!
yüzlerce başörtülü bacımızın, kurallara uyarak üniversite dahil devletin her alanında bulunabildiği ülkemizde; sanki başörtüsü hiç çıkmamacasına zamk ile yapışmış, sanki hareket alanı kalmamış gibi; bunu bir ''temel hak ve özgürlük'' kavgasına dönüştürüyoruz...
bu durum biraz fazla lüks...
tartışmamız gereken çok daha önemli konular var. çözmemiz gereken çok daha önemli sorunlarımız var...
biraz değil fazla lüks......semer yakıştırır ...eyer değil.........saygılar
DEVEKUŞU KABARE/ GALAKSİ TAKSİ'DEN BİR REPLİK:
-araba var mı?
-bak bakayım etrafına var mı?
-galiba yok
-galibası mı var bunun? bir şey ya vardır, ya yoktur; demokrasi mi bu?
demokrasi mi? türkiyede mi? hani nerede? rastlamadım...demokrasi bu topraklara ne zaman gelir acaba..yazını baştan sona okudum katılmadığım bölümler var buna karşın hemfikir olduğumuz noktalarda çok...sevgili dostum herkes için demokrasi diyelim anlaşalım böylelikle...
ilgi alanim edebiyat
:))
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta