Anne kokusu diyorlar ya
İnsan büyüdükçe siliniyor.
Ekmek kavgasında taze ekmek kokusu
Misafir evlerde biraz kolonya
Örtüyor zamanla yoksunluğumuzu..
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
4,1
Çok güzel ses uyumu yakalamış,
akıcılık özle uyumlu bir şekilde buluşturulmuş,
mana yakalanmış okuyucu düşünceye sevkedilmiş,
ama ne yazık ki bu sayfaları birilereinin ruhsal, psikolojik rahatsızlıklarını tatmin alanı olarak kullananlara beğendirilememiş,
derdetme şair,
şiirini ilk kez okuyorum,
seni hiç tanımıyorum,
ama artık bu şiirle şiir dünyamda adının bir yeri var,
Şiirde bahara bu kafayla daha çok zaman var...
Puan vermiyorum,
antolojiyede almıyorum,
buı sitede onlar şair adaylarının koca bir züğürt teselisi,
ne kadar ekmek o kadar köfte misali,
kimi zaman aclık onurdur,
şiirde şiirin ve şairin onurunu koruyanlara selam olsun...
Gönül dostum Serap AKTÜRK, ''Demek'' isimli şiirini okudum, beğendim. Çok güzel olmuş... Gönlüne sağlık.
Selamlar.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ
Annelere ne kadar övgü düzsek yetersiz kalıyor bence. Onlardır doğuran,yaratan,büyüten,karşılık beklemeden emek veren. Yazganına sağlık.Tüm esin perileri seninle olsun can.
tebrik eder çalışmanda başarılar dilerim..
Kutlarım. Daha nice sıcak dizeler verecek bir hayat dilerim.
''Anne ister ki çocuk,
büyüsün adam olsun.
Denizlerde Barbaros,
karada Hızır olsun.
Galata'dan ucacak Hazerfen olmasa da
Tuna Nehri boyunda bir garip nefer olsun.. ''...
.................................................................
HANGİ ANNE İSTEMEZ Kİ BUNU.........????
BU ŞİİR NASIL MANSİYON ALIYOR ANLAMIŞ DEĞİLİM!..
AMA BEN YİNDE YÜREĞİNİZE SAĞLIK.
DİYOR VE BAŞARINIZI KUTLUYORUM.
SAYGILARIMLA.
Güzel şiirinizi kutlar,başarılarınızın devamını dilerim.
Esen kalınız.Erdoğan Vural
Yarışmada dereceye, mansiyona giren şiirler neye nasıl değerlendirildi anlayamadım. şimdi mansiyona değer görülen bu şiir ile benim şu şiirimi karşılaştırın allah aşkına. haksızssam lütfen beni uyarın. acaba jüri üyeleri bazı şiirleri okuyamamış olabilir mi? binlerce şiiri değerlendirmek o kadar da kolay değil. acaba ilk elemeleri jürü değil de başkaları yapyı da bazı şiirler haksızlığa uğrayıp jürinin önüne bile gelmesi mi. acaba şiirler yazılı kağıt üzerinde okunrak mı değerlendirildi, yaokasa böyle sadece elektronik ortamda mı okunup değerlendirildi. Merak edşyorum. Eğer böyleyse yazık. çok haksızlıklıklar yapıldı demektir.
işte bu benim yarışmaya gönderdiğim ve hiç bir derece alamayan şiirim;
YEŞERT SEVGİ GÜLLERİNİ
Ey bir tarafta sevgileri bir tarafta hüzünleri emziren anne
Ey Leyla ile Mecnunun aşkına eş değer bir aşkı büyüten anne
Duygularımı kanatıp içimi kan gölüne çevirdi öksüz bir hancı
İçimde birike birike esrarlı bir yara haline geldi sancı
Al götür beni umutları büyüttüğün beldeye
Ey en onulmaz sancılarımı sevgiyle dindiren anne
Ey tüm katmerli acılarını beşikte uyutan anne
Yeşert sevgi güllerini, büyüt barış ağacını
Ey en kutsal sevdalara yardım ve ortaklık eden anne
Yeşert sevgi güllerini, büyüt barış ağacını
Ey bir tarafta sevgileri bir tarafta hüzünleri besleyen anne
Ey Leyla ile Mecnunun aşkına eş değer bir aşkı büyüten anne
Ey has bahçede kaybolmuş bülbülleri arayan
Ey savaş rüzgarlarıyla dağılmış sümbülleri toplayan anne
Yeşert sevgi güllerini, büyüt barış ağacını
Ey mutluluk kütüğünden filizlenen hüzünleri büyüten anne
Büyüttüğün ağaçlarda yuva kursun yetim kuşlar
Gölgesinde barınsın tanımsız duyguların çocukları
Ey sonsuzlayım uzanan aydınlık sevdamın sahibi
Al götür beni İbrahim’in ateş çemberine
Ey bir tarafta sevgileri, bir tarafta hüzünleri emziren anne
Ey Leyla ile Mecnunun aşkına eş değer bir aşkı büyüten anne
Ey dünyanın tüm boynu bükük çocuklarını sevdiren anne
Al götür beni Yusuf’un rüya tahtına
Al götür beni Yusuf’un zindandaki bahtına
Ey karşılıksız dostluklara evini açan anne
Al götür beni Eyyüb’ün çile mesaisine
Ey dünyanın en saf, en kaim duygularının mekanı olan anne
Al götür beni o albenili bakışların özlediği mutluluğa
Al götür beni açlıktan kıvranan çocukların bakışlarındaki masumluğa
Ey dünyanın en saf, en kaim duygularının mekanı olan anne
Bu dünyada sevinç diye bir şey var mı bilmiyorum?
İçinde en derin hüsranları yaşasan da
Çok iyi biliyorum sevinç en çok sana yakışır anne
Dökülsün yere yıldızlar, gümüş duyguların yükselsin
Biliyorum tüm yıpranmış sevdalar senin yüreğinde
Tüm karşılıksız dostluklar senin evinde
Tüm acılı ve acıkmış çocuklar senin avuçlarında
Tüm donmuş umutları eritiyorsun yüreğinin sıcaklığında
Tüm sahipsiz kalmış halklara geliyorsun hızır kılığında
Tüm muhatapsız çığlıklar senin ellerinden yükseliyor göğe
Ağuşumda saklıyorum hayata küsmüş yüreğini
Ey tüm donmuş umutları yüreğinin sıcaklığında eriten anne
Duvarları hüzünle islenmiş odamda
Tek başıma otururken sahte düşlerle
Bitkin ve kırgınken bedenim sen geldin aklıma
Kalktım ve yürüdüm senin hatırına
Su verdim hüzün çiçeğime senin adına
Gözlerini saklayacağım sonsuza kadar içimde
Ey insanlığı sevgiyle emzirip büyüten anne
Ne olur aşkından bir zerre gönder bana
Sensizlik yarama her dem merhem olsun
Sevgisizlikten donup ölmek üzereyken
Merhametin zekasıyla doyurdun kalbimi.
Ey kalbinin bir yanı kıvılcım, bir yanı kor olan anne
Yüzünde bin bir çeşit gül, yeter ki sen gül
Çorak gönlüme bir kez güldün ya ey anacığım
Senin gülücüklerine ben tam bin defa yanacağım
Yeşert sevgi güllerini, büyüt barış ağacını
Ey çorak gönlümü gülücükleriyle yeşerten anne
Ey tüm donmuş umutları yüreğinin sıcaklığında eriten anne
Ey feri sönmüş gözlerimize durmadan ışık üfleyen anne
Ey aşkının bir zerresiyle yarama merhem olan anne
Yeşert sevgi güllerini, büyüt barış ağacını
İsmail OKUTAN
bu da yarışmada mansiyon alan şiir; takdirini değerlendirmesini vicdan sahibi, değerli sanatseverlere, şair yüreklere bırakıyorum;
Demek
Anne kokusu diyorlar ya
İnsan büyüdükçe siliniyor.
Ekmek kavgasında taze ekmek kokusu
Misafir evlerde biraz kolonya
Örtüyor zamanla yoksunluğumuzu..
seyret
zaman neler getirir sana
yay okundan önce varmaz mekana
küçükken anne diyen insana
anne denir bakarsın ki zamanla.
Anne kahkaha demek
gülüş demek sahiden.
Naylon ayakkabının içinde bir balığı
ekmek kırıntısıyla besleyerek
yeniden.
Hayata salmak demek yakındaki nehirden.
Anne sevinmek demek
bulmak hep bir yolunu
Dönme dolaba binmek üç-beş gazoz kapağı
pamuk şeker, kos helva
bir de uçan balonu
takas etmek sevgiyle zorlanmadan bayağı
Anne; uyku demektir
çocukların gözünde
bir damla şeker tadı kocaman emziğinde.
Bırakıp gitmesinden her daim korktuğumuz
bir masal perisidir
som altın kulesinde.
Anne peri demek ya
hayalden evimizde
Sallayıp değneğini sağa sola şöylece.
çevirir çocukları bazen külkedisine.
Anne Don Kişot demek
tek başına,seyissiz.
Sürdürür savaşını na-mağlup ve hep emin.
Hücum eder burcuna hayat değirmeninin
aldığı yaralardan haberi yok kimsenin.
Çocuk,
umut demektir annenin yüreğinde
ve erguvan menekşesi solur gibi keyifle
taşımak,
toprak kokan nefesini içinde.
Çocuk istemek demek
annenin kitabında
Yazın kar yağmasını, kışın bir top dondurma.
Çekiştirip duracak eteğinden günboyu
ve sokacak sonunda oyuncak dükkanına.
Anne ister ki çocuk,
büyüsün adam olsun.
Denizlerde Barbaros,
karada Hızır olsun.
Galata'dan ucacak Hazerfen olmasa da
Tuna Nehri boyunda bir garip nefer olsun..
Serap Aktürk
kutlarım sizi.neden ilk üçü ağır ağdalı şiirlere vermişler.ben bu yarışmanın sonuçlarından hiç emin değilim.
kutlarım sizi.neden ilk üçü ağır ağdalı şiirlere vermişler.ben bu yarışmanın sonuçlarından hiç emin değilim.
Bu şiir ile ilgili 66 tane yorum bulunmakta