...
ÖKABAR (Öküz Altında Buzağı Arayanları) Tespit Komisyonu Kurularak; ivedilikle örgütlenilecek.
30 Büyükşehir ve Zonguldak' ta bu cürüme özel tam teşekküllü ıslah evleri tesis edilecek.
Islah evlerinde Bilhassa Angus, Brangus ve Brahman cinsi büyükbaşlar himaye edilerek; ceza infâz edilirken -birinci derece yetkili- olarak tanımlanacaklar.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
...
Teveccühünüzdür ,hem onur duydum hem mahcup oldum tere sattığımdan...
Eksik olmayın, çok değerli sizden bunlari duymak...
Daim saygı ve hürmet ile
Hukuk tahsil etmiş biri için, müthiş satırlar! İyi ki varsın Dengi Naz!
...
Teveccühünüzdür ,hem onur duydum hem mahcup oldum tere sattığımdan...
Eksik olmayın, çok değerli sizden bunlari duymak...
Daim saygı ve hürmet ile
...
Evet, kesinlikle kastettiğiniz güruha mahsus oldu bu yazı...
Teşekkür ederim değerli yorumunuz için.
Daim Saygıyla
Evet,
her şeyden kendine anlamsız mana çıkarıp karşısındakinin sahip olmadığı ne varsa yapıştıranlara ve hatta o düşünceye göre de bilakis senaryo yazıp uygun davranış sergileyenlere
Ne var ki büyükbaşa yazık olmuş
iyi bir mizahtı
tebrik ve esenlikle
...
Evet, kesinlikle kastettiğiniz güruha mahsus oldu bu yazı...
Teşekkür ederim değerli yorumunuz için.
Daim Saygıyla
Çok teşekkür ederim, mûteber bir akıl ve kalemden bunları işitmek ne haz...Var ol Sevgili Huri...
amin... :))) amin ecmain sevgili Dengi fazlasıyla mukabele ettim, harikulade yazdın, bu tarzda yazabilmek ve onu karşıya geçirmek daha zor ve sen bu konuda iyisin, gurur duyuyorum seninle,
~Madde 5
Çok teşekkür ederim, mûteber bir akıl ve kalemden bunları işitmek ne haz...Var ol Sevgili Huri...
Sayın Hocam,
Teşekkürler yorumunuz için,
Derin saygı ve hütmetimle
...
Var ol Sevgili Huri..!
İzahta mizah gücünden istifâde ettim, hayattır arada böyle de tutulur kalem...
Dilediklerin benden evvel seni bulsun dilerim, ona ayrı sevinirim...Ve amin tek tek hepsine, en çok da umut bulsun bizi...
Sevgilerimle.
Gerçekten de, bazen yaratıcı ve neşeli bakış açıları, ciddiyetin de daha güzel anlaşılmasına yardımcı olabiliyor.
Kutlarım sevgili Dengi! Bir buket kolaylık bıraktım, bir tutam huzur, biraz tarçın, hatmi çiçeği ve kucak dolusu UMUT... Umarım hepsi rengarenk dokunuşlar katar, tıpkı şiirindeki gibi!
sevgilerimle...
...
Var ol Sevgili Huri..!
İzahta mizah gücünden istifâde ettim, hayattır arada böyle de tutulur kalem...
Dilediklerin benden evvel seni bulsun dilerim, ona ayrı sevinirim...Ve amin tek tek hepsine, en çok da umut bulsun bizi...
Sevgilerimle.
amin... :))) amin ecmain sevgili Dengi fazlasıyla mukabele ettim, harikulade yazdın, bu tarzda yazabilmek ve onu karşıya geçirmek daha zor ve sen bu konuda iyisin, gurur duyuyorum seninle,
~Madde 5
İnsan aklı
İçinde yaşadığı ortamı sürekli sorgular,
Ve en yakından (yani kendinden) başlayarak sorar:
"-Neden, niçin?"
-Nasıl çıkalım bu işin içinden,
Mesela "karanlıktan",
Git gide daha kötü şartlarda yaşamaktan
Ezilmekten
İnsan yerine konulmamaktan
Hakkını, hukukunu arayıp kendini koruyamamaktan
Vs. gibi...
Bazen de kendi mahkemesini kurar, "ben olsaydım" diye düşünür,
"Nasıl yargılardım, nasıl cezalandırırdım"
-Kul hakkını göz göre göre çiğneyen
-"Suizan" eden,
-Nalıncı keserini elinden bırakmayan,
-Toplumsal bir varlık olmaktan çıkıp sürekli "yüksek sesle konuşan, bağırıp çağıran", suçlu iken üste çıkanları mesela,
Ki onların yeri artık "normal" mahkemeler olmamalı,
Kimlik ve kişilik erozyonuna uğradıkları göz önünde tutularak durumlarına uyan bir yargılama ve infaz yeri seçilmeli diye düşünür,
İnsan bu,
Çaresiz değildir, en azından "hayalini" kurar çözümün, çıkar sorunun içinden...
Şiirdeki gibi!
Doğrusu hak verdim size ve takdirle karşıladım "cezalandırma yönteminizi" Naz Hanım,
Tebrikler!
Sayın Hocam,
Teşekkürler yorumunuz için,
Derin saygı ve hütmetimle
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta