Kendimi tanıyamıyorum artık.
Çok değiştim!
Davranışlarım, hislerim ve daha bir çok şey.
Alışkanlıklarım bile.
Soğudum dünyadan.
İnsanları tanımak ve sohbet etmek istemiyorum.
Küçük bi odada,
Çok uzağım sevdiklerimden ve özlediklerimden.
Ayrıyım İstanbul’dan,
Anamdam, babamdan,
Dert ortağım ablamdan
Ve küçük kuzum kardeşimden.
Hepmi onunla yaşayacağım?
Hele beni terkettikten sonra...
Biliyorum çok zor onu unutmak.
O güzel gülüşünü,
Bana gülümseyişini,
Sıcak tenini.
Zor anlar yaşar insanlar,
Dönüm noktaları vardır hayatta,
Bir seçim yapmak zorunda kalırsınız,
Bu seçim her zaman size kalmaz.
İşte böyle bir zamanda tanıştım serdarla.
Yurt hayatımın başlangıcında,
Mutluluğun şiiri bu,
Belki de formülü,
İçinden ders çıkartılması gereken.
Yaşanmış, yaşanan,
Ve yaşanacağına inandığım,
Bir aşk hikayesi...
Her haraketiyle bu kadar sempatik,
Her davranışıyla bu kadar kırıcıdır, kız milleti.
Onlara aldanmayın desem,
Kaç erkek dinler beni?
Birde ben kendimi dinlesem...
Gülüşleri, bakışları bitirir adamı,
Yok bir daha peşinden koşmak,
Tek taraflı ayrılıklar istemiyorum.
Severek ayrılmak hiç istemem.
İlk aşık olan da ben olmayacağım.
O bana aşık olacak, benden hoşlanacak,
Beni isteyecek.
Sevmek nedir?
Defalarca ölmek mi?
Mutluluktan gözyaşı dökmek mi?
Belkide bir kavuşma...
Yoksa bir ruhun canlanması mı?
ÇELİŞKİ
Gönlün delidir,
İçin ateş doludur sevince.
Ellerin terler,
Durduk yere heyecandan.
Konuşunca,
Soru sorunca,
Sadece kendinin olması cevap verenin,
Kahrediyor insanı.
Sesin yankılanması değil bu!
Yankı için bir duvar lazım,
Hasan kardeşim tebrik ediyorum seni, derinden sessiz ama bir o kadar sağlam yol almaya devam ediyorsun :))