Deli
Kısa nefesli çalgılar eşliğinde uzun soluklu bir dağ tırmanışı gibiydi sözleri,
Efsunla karışık, dilinden dökülen kelimeler literatür dediğimiz edebiyatımıza,
Tevatür nevinden giren şeylerdi.
O uzun solukları ile dağ tırmanışı gibi gelen sözün sahibi sarhoş olamazdı,
Elhamdülillah bizde sarhoş değildik.
Hazar gölünün serin esintilerinin vurduğu kahvehane önünde oturmak,
ölene kadar oturulabilecek güzellikteydi,
doğal diyebileceğimiz taze ve açık, çiğ içilen Rize çayı açlık ve susuzluğumuzu da gideriyordu.
biz dinledikçe adam uzun uzadıya anlatıyordu,
anlatımları devam ettikçe konuşma akıcılığından ve mantıkilikten kaymalar oluyordu,
içimden.. saçmalamaya başladı diyecektim, fakat vazgeçtim,
ne malum belki içimizi okuyabilecek kabiliyete birisidir dedim kendi kendime.
bu kaymalar esnasında, hatibin yüzüne baktığımda,
müstehzi bir edayla bizi süzdüğünü ve bıyık altından gülümsediğine kanaat getirdim.
ne oluyor diye şöyle çevreme baktığımda,
Çay dağıtan adamında bize gülümsediğini fark ettim.
Başımı, neler oluyor manasına çaycıya salladığımda
Kısık bir sesle..
“delidir deli “ dediğini işittim
Meğerse o efsunlu sözlerin sahibi bir deli imiş.
Atila Yalçınkaya
Atila YalçınkayaKayıt Tarihi : 21.4.2012 19:06:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Atila Yalçınkaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/04/21/deli-184.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!