Her şeyimi atıp, ağır ağır akan asırlık ve vahşi bir nehire
Ardından kopup gideceğim, dalgalarla inadına sevişerek
Kendi eskimişliğimin tozlarından şiirler yazacağım gör bak
Sana şarkılar okuyacağım, en matrak halimi dilime dolayarak
Yıkıyor yüce dağları insanlar, değişiyor mutluluğun asırlık yüzü
Eriyen karlarda dolaşıyor yüreğimin gölgesi, ellerimde kınalar
Batıyor yüreğime hayat iğnesi, onurla kör/ebe oynuyor insanlar
Yağmur eski yağmur değil, karlarında üşümüyor artık yoksullar
İncelsin sırrından nitelik, ustalar demiri yeniden, en baştan dövsün
Kılıçlar çıksın küflenmiş kınından, bulutlar yine atlılara yol göstersin
Yaşamın kıldan çadırlarında hey, yeniden zaferlerin naraları atılsın
Ellerimi ısıtsın yine güneş, gelincik kırlarında hercai menekşeler açsın
Çok uzaklarda, sonu gelmeyen bir bekleyişin camdan odalarında aşk
Düşündükçe sokulur tenime sızı, sarsılırım fayla sevişen toprak gibi
Kırık umutları birleştirmiyor artık sabır, düşlerin kandili çoktan söndü
Bağışlanmaz bir yâre kanayan usumda, tükenirim kendi içimde mum gibi
Kayıt Tarihi : 26.2.2015 11:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)