buruşturup attığım kağıtların soft kalabalığı
draması ağır yalnızlığın sonbahar günleri
ağır ağır geçen bulutsu zamanlar
bakın eyleme durdu
efsunlu düşler
avuntusu bol gerçeği az
sevinç öncesi keder yağmurları
geçtik birer birer tüm kapıları yolları
koştuk alacalı taylar gibi gökyüzünün engin vadilerine
el ele tutuşup çoğaldık sonra bulutlar gibi ufalandık
bilemedik hangi limanın yolcusu
bu ölümlü sular
suyun dinginliği
kuğuların süzgünlüğü derinliği sesin rüzgârların esintisi
dağların türküsü
önce
ummanlara karşı durulmaz kudretli gücün esrarı
sonra sığlığın körlüğünde uyuşukluğa sona
zuhur etme durumu
güneşin
gün boyu devinimi gibi yaşam neşeli parlak
bir ışık mücevheri gibi pırıltılı şaşalı
sonra evrile evrile boşala boşala
sihirli bir perde gibi
toprağa çekilme
-her bir ölümle taçlanan ey! kudretli bereketli ana
gülen yüzünle yeniden yeniden
-soğuk ruhları ısıtan kalpleri yumuşatan ey! şefkatli ana
inkara durma
sende yoruldun sende bezginsin bizler gibi
bu devingen dünyanın hırçın taşkın
büyülü aymazlığından
ne yolcu bitiyor ne hanedan olmak
ne diyelim yine de o muhteşem
konukseverliğine
anaçlığına
bil
yeter ki
bu eşsiz değişim armonisine her gelen her giden canlı
feyzine bin hayran
sen hep fısılda kulaklara
yaşam ve ölüm melodisinin
yok oluş hüznünü var oluş mutluluğunu
biz hep dinleyelim yıldızların yaldızlı eteğinden
sonsuz minnetle sonsuz sevgiyle
güllerle kuşlarla
07052024
22:18
Ayşe Uçar
Kayıt Tarihi : 11.5.2024 23:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!