Ve yahut değil....
Hayatı satmak değil...
Seni anlamak değil,
Ve anlatmak hiç değil.
Zoru seçmek var,
Seni anlamayı da, anlatmayı da seçmek...
Küllenmiş közü değil, böyle koru seçmek var.
Deli edip hayatı, cinneti de öldürüp,
Cennette ab-ı hayat şerbetini içmek var.
Fakat değil....
Ben hiçi seçtim gözlerinde
Bir hiç olmak istedim bu yemyeşil ülkede
Kaybolup gitmek vardı şerefiyle hiçliğin.
Ve şimdi yalnız...
Hayatı istemedim bilirsin gözlerinde
Ben ölmeyi istedim tek sende başka değil,
Yitip gitmek istedim, hiç olmak gayretiyle
Meçhule karışmaktı hasretim, aşka değil.
İşte böyle ben,
Sensizliğin şarkısını söylerken
İşte böyle bir özleme düştüm
Bir gül bahçe içre her yanım diken
Kapımı çalsan, derdim; ah, viraneye döndüm.
Yok değil bu cinnet girdabına düşerken
Bilmeden, sen denen bir yokluğa düştüm.
Şimdi, bir ben var...
Mecnunun rüyasındayken seraba düşmüş ben....
Şimdi, bir ben var,
Her gün bir daha ölüp yine 'bir daha' diyen
Ve sessizce ağlarken hiçin yandığı yerde
Yanmak istedim yalnız, bir gülümsesen.
Dıhye
Şair DihyeKayıt Tarihi : 29.1.2007 17:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir gül bahçe içre her yanım diken
Kapımı çalsan, derdim; ah, viraneye döndüm.
Yok değil bu cinnet girdabına düşerken
Bilmeden, sen denen bir yokluğa düştüm.
...
bunun gayrısı susmaktır ve hiçliğe akıtmak gözyaşını,hiçte yok olmak vahdeti bulmaktır doğrusu...sukuta gömmektir mazlumi bir duayı ve kıyameti celb...kaleminizin susması...
saygıyla...
TÜM YORUMLAR (2)