Bir gece ölümünden az önce oturup dertleşmiktik dedemle serin bahçesinde. Dedem kızlarımı sormuştu bana. Sınırlıydı tecrübem, utanmıştım da biraz, anlatamamıştım pek fazla bir şey, anlamıştı o beni ama ve hikayesini nasıl da merakla dinlemek istediğimi, sonra usulca anlatmaya başlamıştı, yıl dokuzyüzyetmişüç mü ne:
“Tütün kırıp dizen kadınlardı
sıcak altında saatlerce kalıp ovada,
akşamları yarılan parmaklara
yağlı çaput sarılırdı.”
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta