M.Ö. 3200
Çocuk anlatıyor;
tuhaf bir şey bulduk
nasıl oldu anlamadık
sıcaktı
yazdı halinden
anu emretti
bildik
ensi;
yazı anımsamak için yaz dedik
zamanla “yazı” oldu
büyüyoruz/yazıyı anlıyoruz
yaz’ı unuttuk
debelenme
M.Ö. 600’ler
pazar yerinden şarap alındı
sarhoşluğun yeniden keşfi yapıldı
yok oluyoruz
anlamıyoruz rahatı
batıdakiler zenginler
her şey yenisi gibi
dört ay sonra;
askerler geçiyor yollardan
ezik yollar yük taşımaktan
yolda üç ölü vardı
üç at kötü kokuyorlardı
yenisinde insanlar üstü üste yığılmışlar
bir ay sonra;
savaş bitti
doğulular her şeyi ele geçirdi
kralımız öldü
yağmalar sürüyor
yenildik
her şey yenisi gibi
uzun zaman sonra
karagözleriyle
ateşi öğreten geldi
kayıp oldu
aşk yağması
su altından
satın alır düşün aksini
kaçmalı
bilinmez kuyulara düşmeli
o bendim
büyü ve anlat
yeniden yarat
koy tap
çapraz sesi çıksın
düşün
kim gölge
kim ölüm
yenildin
halka içe kırıldı
kötü övüldü
gerçek dize geldi
sürüldü
ırmağın öte yanı
lahtin bulunduğu yerde
saat tutuldu kuzeyden güneye
anlam kapalı
bilinç yerinde
çalındı
çocuğun göz yaşları
umut insancıl
direnmek kahrolası hayat
sen gel
bir adım öteye
yak
bir bu şehir kaldı
büyük yıkımlardan sonra
sonra birinci
ikinci parça koptu
asya 45’ler
üç ölü var
aklın yolculuğu sonlandı
doğa ana yaralı
memesinde süt kanlandı
acıdan sancılandı
intikam alacak
elleri buralı
git yok
su kadar kayıpsa
gerçekte ayıp
kapalı göz sonuç ister
bir tür mantara benziyor ölüm
kağıt evler yandı
yazı yazılmıyor
ölü tutanakları sadece
isli kağıtlara
üç yüz binde civarı
ölüm hala her yanı
çeşit kapla doldurulmuş
baktıkça
sayfa sayfa yazılar
boş anlatım
tıkır tıkır
kuru ekmeğin sesi
bir yara sızlar
sızlarsa çocuk ağlar
dedem ceviz verirdi
kül olmadan evvel
cevizde kül oldu
gözlerimde
siz bana kiraz ağacını anlatın
anlatırken şaşırın
sorun değil kulaklarım duyuyor
ellerim tutmuyor
şakacıktan çekerdi sadece
dedem işte
ben yoruldum acımaktan
saçlarını ne renk
duymuyorum da
gözlerimi kapayın
şakacıktan deyin
acıdan uykumda gelmiyor
ikincisi düşmüş bir şehre
bizden sonra
adı bomba
ne anlatıyor
düşün
düşmüş
içine
bekliyor
tanrı ölsün
tarih kendini dinliyor;
barış
üç bin yıllık ömrümde
üç yüz atmış yıl sürdü
kavga kendini yiyor
çocuk ölüyor
sonrası
debelenme
M.S. 2000’ler
su yeniden
bulabilse eskiden
kanlı kurşunlarla
ölü çocukları yıkıyor
kan sudan çabuk kuruyor
değişmiyor/kırmızı
bir yer biliyorum
otların biçilmediği
içinde ellerim kayboluyor
boy tutuyor
boğulmuyorum
size şiir
07 06 2005
Zafer Zengin EtnikaKayıt Tarihi : 3.7.2005 22:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
tarihi bi değiştiriver ... 07.60.2005 :) ayrıntılar işte hep takılır gözüme
nice böylesi güzel şiirlere
tbr
TÜM YORUMLAR (4)