Gözleri kapalı bronz büst, dinliyor sanki her şeyi.
Fabrika odasındaki akımların ışıltısı altında mutlu idi.
Death Mask, ölüm maskeydi, yaşam ise geçirgen,
mühendis misin, mucit mi yoksa bir bilim adamı mı.
Valsinde düşüncelerin, 22 saat histerik çalışmaların,
borçlu muydun bunu ölen akrabana, içe sindiremedin.
Marconi mi Edison mu, General Motors mu kıyı;
atla ordan işte, tramplen orada, fişek gibi sarıl
şu yukarıya çıkacak aşağıya inmekte olan buluta!
Polyphase AC elektrik akımı ve 20.000 volt,
o tramplen-kauçuk üzerindeyken sen, dördül
plazmasında dörtgöz petek zamanın, işte! Sana
“Merhaba” demeye gelmiş Sawyer’sı Twain!
Açıkla ona ve şuna, içeri sızmış şu İngiliz gazeteciye:
“Hızlı elektronları dengede tutabilirsen… bu iş olur.”
Yok ancak zamana verilecek fidye, veresiye,
bunun müjdecisi olmalı dışarıdan geçen şu bekçi de.
Gece vakti tiyatrosuna hazır üniformalı meraklılar;
seans, açıl! Kefaret, bedel. Sis dışra; içe girsin bulut.
Beam silahları hatırlatıyor ele doğan Einstein’ı,
hazırlayamazdı ‘barbar’ atom silahı, Albert’i vurmuş olsalardı;
doğmuş olduğu ilk gün bu bronz büst, doğmuş olamazdı,
bilmediği hayatla da bildiği şeyleri geleceğine yoğuramasaydı:
HAARP ve Beam silahlar ila Albert’sel atom bombası;
tüfengi kullanır Türk ordusu gunn kullanır A.B.D. sorgusu,
Biri kullanır iyi savaşları körükler durur hükumetlerin diğeri!
Giderken, gelişmiş bir yere gittiğini düşünmüş olmalı
ama aklı var insanların, zekası var, hisleri de var,
bir de bunlar arasında bağlantı kuracak mekanizmaları;
kaç kişi kullanıyor eşzamanlı bu bizim saydıklarımızı!
Radyoda radyo kontrolörü, uydular için b.sayarlar,
Edison’un eline oyuncak oldu bir garip fakir muhafazakar!
Mikrodalgada pizza, pizzacı ise olmuş toz duman;
kaç kişi anar şimdi adınla sanınla nükleer füzyonu da.
Kuş pislikleri arasında son görevinde yüzgeçsiz dalgıç:
elektriğin tanrısı; kimlere emanet bu çeşit
hayat sorgusunun yargıcı, kimde çivi ve çekiç,
kimde kalkan ile kargı, cevaplar bulanıyor basit:
Sorular bulanmıyor basit, sorular soru soruyor …
Alacaklar mı dersin akıllı ve kibar bayanlar
toplum için bahis’i ağustos böcekliği, şahsi olaraksa
karınca gibi yaşamak gerekliliği söylediklerin’i! ...
yaşadığı ana dikkat eden alakadar, kurum bacaları ister;
layık bir kurum olarak kalacaksa bireylerde evlilik.
Vize ver geleceğe, bir geçiş hakkı, biliyorum öldürdüler;
ama teknolojilerinin getirisi Beatles’ın ününden
doğan John Lennon’ı da onlar katletmediler
mi merhamet bilmeyen mitralyözleriyle!
Bir kez daha kurum bacası sen ol bu insanlar yerine;
ben sana tercüman sen duacı bana, onlar darağacına.
Söyle bakalım bilir miydin böyle yazılacağını Tesla! !
Bir can olarak yerüzünde dünyaya gelmek,
bir süprüntü olarak çekemeyenlerce gönderilmek
öte tarafa buranın kuş pislikleri içinden…Van Gogh,
odasında kendini görmüş müydü ayna harici?
Görünmek veya görünmemek, binbir kurmaca
ezanında başak vermiş Philadelphia muamma.
Ufolar mı vardı Ay modülü içinde Rainbow Projesinde?
Bunları bilmek uğraşmak gerektirir fakat
Ed Harris vardı denize batan Abyss derinliklerde.
HAARP’ta Alaska ve enerji transferleri,
Alaska’da antenler karda ve gökte antenler,
kişisel bilgisayarlar garipçe ıssız büro odalarında.
İyi orduların içinde yetişir iyi Mehmetçikler,
Albert bombadan Tesla ise HAARP ve Beam’den
ve hayatta kalmış vefasızların düşüncelerinden
sorumlu değiller –bıraktıkları uç izlerden....
Ayrc. yaşıyoruz, kullanıyoruz gelişimi, borçluyuz;
araştırmayıp hatırlamadıklarımız hakkında
Yaş haddi ya bilinçsizlik babında da, sorumluyuz.
İki, üç, beş kişi ederse şu hayat çizgili eli;
doğup da gelse bile beş parmağın beşi bir mi.
O el, ki istikbal; toprağa vurmaya hazır mıyız beli!
Kazanda tütsü, çevreye yayılmış horon büyüsü;
kemençe deli, Kunta Kinte sünnet töreninde.
Madde izafi, statik şans göreliliğin habercisi.
22 Temmuz 943, akrep ve yelkovan a m 9’u gösteriyor.
Einstein’in Birleşik Alan Teorisi destekli proje
kendi içinde de sanki bileşenleriyle bağdaşarak,
kendileri’ne verdiği ödünlerle kendinden ödün payeleri aldı.
Elektromanyetik Alan jeneratörleri’ne “hadi” denilmesiyle
USS’in etrafını yeşil duman kaplamaya başladı,
sonra gemiyi görebilmek olanak yitirdi.
Doğacak sonuçlar beklenenden başarılı mı olacak
‘sissi’ çekildiğinde; USS Eldridge, işte, değil sadece
o büyük radarlardan, mürettebatıyla da yokolmuş! ...
Roosevelt’le Ölüm Maskesi’nin dost olduğu,
tabi yalanlayacaktı Deniz Kuvv. ve A.B.D hükumeti bunu.
Güven olmaz her kıt mevkiye, kimi cahil kimi kötü,
güven olmaz politika çarkının yontan çirkefine!
Güç yükselticiler ile Modülasyon devreleri
ve Elektromanyetik alan oluşturmaya gerekli
tonlarca ekipman ile Verici ve Jeneratörler hakkını verdi,
gemilerin radarlarda görünür olmamasını
sağlamak adına başlanılan bu tekniker katara.
Roosevelt değildi aslında adamlarla çıkacak
tartışmalarda Ölüm Maskesi’ni alan görevden,
hatta ona bir döngüye bile izin vermişti başkan:
1936’lardaki Project Rainbow, sende
insansız bir gemiyi yok edip ve sonra getirmeyi geri
başarmıştı Ölüm Maskesi, buna ne demeli;
ama asla yetinmediler, Death Mask’a
maskedeki ölümü veren onlardı; onlar,
ölümdeki maskeleri insanlara zoraki takarlar:
Mark Twain’le birlikte gece şu Tesla’lara gelen
davetsiz misafir ingiliz gazeteci gibi
insanlar var Ölüm Maskesi’ni görevden almak isteyen.
Diretti o bu görevin insanlı yapılmamasını çünkü.
Demiştik işte, HAARP ve Beam silahları bahane;
Bunların hepsi oyun, ama hükumetler değil oyun.
Seç beğen, Türk Mehmetçiği Amerikan Ordusu mu.
22 Temmuz: İlk deney, inen perdeler:
Yeşil duman ve kaybolan gemi ve tekrar yeşil duman
ile materyalize olan geminin tekrar vücuda gelmesi.
28 Ekim, 2. deney, inen perdeler:
Mavi bir ışık patlaması ve USS’in tümden kayboluşu.
Sonradan 600km ötede Norfolk açıklarında bulundu.
28 Ekim, 2. deney, gerçekleşen ilk belirtiler:
-5 askerin geminin metal gövdesiyle kaynaşması
ki elleri ikisinin bu gövde içinden geçmişti;
daha sonra elleri kesilecek bu kaderdaşlar,
takı takılacakları protezlerle hayata geri salınacaklardı.
“Normal durumda olan mürettebatın
ilerleyen zaman zarfında olağan üstü şeylerle
karşılaştıkları bize rapor edilmiştir: “*
-“Bulundukları yerde birden yokolup *
başka bir yerde görünebiliyorlardı.
• Duvarların içinden geçebiliyorlardı.
• Bir çoğu bu duvarların arasına sıkışarak
gaibe gittiklerinin belirtisi bir şekilde can verdi.
• Birden bire taş kesilip, bir başkası onlara
dokunana kadar öyle kalanlar vardı
(Boyutlar arasında sıkışmışlık durumundalardı) .
• Bunun yanında doğa üstü güçlere
sahip olarak kazadan çıkanlar da vardı. “
Düzeltilmek istendiler, cevap alınamadılar;
Hükumetlerin sorumsuca düşünsüz yaklaşımları
sebep olan, akıl sağlıklarını yitiren
bu kişilerin ordudan uzaklaştırmalarına yol açan.
Donanma bunların hepsini emekliye açığa alacaktı.
Teşekkür edildiler ılımlı islamda bir kibarlıkla,
sanki Ankara elçisi Ross Wilson-bölücü
-çember sakal selamıyla, kafada eksik sarık…
Emeklilik süreçleri izi üzerinde donanma:
“ Bilim adamlarına da sadece radar görünmezliği
talep ettiklerini, optik görünmezliğe gerek
olmadığını bir bildirge olarak sundular. “
İnsanlıya geçiş arefelerinde, projeler,
Ölüm Maskesi’nden, Von Neumann’a verilmişti.
Einstein değil o atom bombalarını bırakan.
Aksine, şu elektronik, metale duyarlı
bip-bip-cihazları, Ankara Karum’da bizim
kapıdan geçmemize izin veren polis-cisim.
Ya kötü insanlar olsaydık da orayı dağıtmak
için gelmiş olsaydık, naapardı o zaman masumluk.
Tesla’nın şikayetlerini komşulardan
bilinçaltınca bekleyen şu geceyarısının
NYC sokak dışarısı bekçisi bile değil o
Karum’daki iskeletlerine gösteren kapı,
Maske eğer burada doğmuş olsaydı.
Görebiliyorum, ölenin ardından deliliğe
çalışan hayat maskelerinin perde indirişlerini,
Kepenkleri açık şu ölümün başucunda.
Hırvatistan’ın bir eşkenar tepeleri arasında
dansediyor hala vadide bir ailenin saadeti.
Sylvia Plath’teki gibi yalancı bir isim taktılar sana da;
hatırlamaya gelinceyse, ha iç Edison’dan kana kana.
‘Ölümdeki’ azrail celladının Ölüm Maskesi,
kalabalığa izole edilmiş deha;
Asfalttaki Buldozer şaşkın yayaları koruyor.
Geri getirin işkenceyle o deneyde ölenleri de;
yanlış sistemleri savaşın zorluyor bazen bilimi bile
Kayıt Tarihi : 10.9.2007 00:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
- Açıklamalar ve az bilgi: a.Açıklamalar: * asteriksli ve tırnak içindekiler, metinden küçük bi alıntı ve bundan esnetme cümleler. Death Mask: bu vereceğim linkteki müzikli videonun içinde geçen lafların birinden alıntı. Arkaplan bilgileri için eski bi klasördeki wordlerin ilki içinden yararlandım. Buradan, harika müzik eşliğinde izleyebilirsiniz: http://www.youtube.com/watch? v=90YsTGklRqA http://www.youtube.com/watch? v=90YsTGklRqA(linkler açılmazsa, 'phonepkh' adlı nicki yazıp youtube'da search ettirin ve 'Nikola Tesla' videosu belirince ona tıklayın.) Tesla’ya atfen b.bilgi: A brief description about Philadelphia Experiment –from the archive notes: PHILADELPHIA DENEYİ: GÖKKUŞAĞI PROJESİ (PROJECT RAINBOW) ________________________________________ 1930'lu yıllarda Amerikan hükümeti bilim adamlarından gemilerin radarlarda görünmemesini sağlayacak bir yöntem geliştirmelerini ister. Başkanlığını Nikola Tesla'nın yaptığı bir grup bilim adamı bu isteği gerçekleştirmek üzere işe koyulurlar… Yaklaşık 10 yıllık bir çalışmanın sonunda proje deneme aşamasına gelir. Deneyde Amerikan donanmasında görevli küçük bir destroyer olan Eldridge adlı gemi kullanılacaktır… Gemi, jeneratörler, vericiler, güç yükselticiler, modülasyon devreleri ve elektromanyetik alan oluşturmaya yarayacak araç gereci içeren tonlarca ekipmanla donanır… 22 Temmuz 1943'te saatler 09:00'ı gösterirken elektromanyetik alan jeneratörleri çalıştırılır. Eldridge'in etrafını önce yeşil bir duman kaplar. Gemiyi bu dumanın ardında görmek imkânsızlaşır. Alıcılar geminin kuvvetli bir elektormanyetik alanla çevrelendiğini göstermektedir. Duman çekildiğinde ise deneyin istenenden daha başarılı olduğu anlaşılır. Çünkü Eldridge sadece radarlardan değil, mürettebatıyla beraber 'gözden de' kaybolmuştur! Amerikan hükümeti ve deniz kuvvetleri elbette ki böyle bir deneyin ya da projenin varlığını asla kabul etmiyor. Tüm bunların asılsız, hayal ürünü iddialar olduğunu savunuyor. Ancak diğer taraftan da görgü tanıklarının ifadeleri var. Zaten deney hakkında bilinenlerin çoğu da bu tanıkların ifadelerinden sağlanmış. Şimdi başa dönelim ve hikayemizin ayrıntılarına bakalım. 1933 yılında Roosevelt ABD'nin başkanı oldu ve hemen ardından eski dostu ve dünyanın sayılı bilim adamlarından Nikola Tesla'yı Washington'a davet ederek ondan devlet adına bazı projeleri yürütüp yürütemeyeceğini sordu. Yanıt olumluydu. Başkan ona Gökkuşağı Projesi şeklinde bilinen projeden söz etti. Tesla bu proje üzerinde çalışmaya başladı. 1936'ya gelindiğinde Tesla önemli gelişmeler kaydetmiş hatta insansız bir gemiyi gözden kaybedip sonra da geri getirmeyi başarmıştı. Ancak yetkililerin deneyin insanlı olarak yapılmasında ısrar etmeleri ve Tesla'nın da insanlara zarar gelmeden bu deneyin yapılmasının olanaksız olduğu noktasında başlayan görüş ayrılıkları sonunda Tesla'nın son aşamada projeden ayrılmasıyla sonuçlandı. Bundan sonra projenin idaresini Dr. John von Neumann devraldı. Donanma, özellikle Almanlara karşı bir an önce ezici üstünlük sağlamak kaygısını taşıyordu. Bu üstünlüğü sağlamanın ise görünmezlikten geçtiği düşünülüyordu. Arzu edilen gemilerin 'radarlara' görünmemesini sağlamaktı. Fakat sonuç beklenenden çok farklı oldu. Amerikan hükumeti için çalışan bilim adamları arasında dünyanın en büyük dahilerinden biri olarak gösterilen ve Nazi Almanyasından kaçıp ABD'ye sığınan Albert Einstein da vardı. Philadelphia Deneyi'nde en büyük katkılardan birinin Einstein tarafından sağlandığı düşünülmekte. Özellik Einstein'ın 'Birleşik Alan Teorisi'nin deneyi başarıya ulaştıran faktör olduğu sanılıyor. Einstein bu teorisini 1925-27 tarihleri arasında Prusya'da yayımlanan bir bilim dergisine göndermiş ancak tamamlayamadığını düşünerek geri çekmiş. Einstein'ın ileriki yıllarda teorisini tamamladığı, ancak bunun savaş sırası ve sonrası hükümetlerce gizlenmiş olabileceği tahmin ediliyor. Biz şimdi gelelim ilk deneyin ayrıntılarına. Haziran 1943'te deney için seçilen USS Eldridge'e elektormanyetik alan oluşturucu donanım yüklendi ve gemi Philadelphia Deniz Üssü açıklarında deneye tabi tutuldu. Deney sırasında yeni mürettebat da gemide bulunuyordu. Deneye ticari bir gemi olan Andrew Furuseth'in mürettebatı da tanıklık etti. Andrew Furuseth'in özel bir yeri var, çünkü deney hakkında bugün bilinenlerin çoğunu bu gemide görev yapmış olan Carlos Allende'nin anlattıklarından biliyoruz. (Allende, 50'li yıllarda UFO araştırmacısı Morris Jessup'a yazdığı mektuplarda yaşadıklarını anlatmasaydı belki de bu olaydan hiç haberimiz olmayacaktı. Ve küçük bir not daha: Jessup 1959'da intihar etti. Ne ilginç değil mi?) 22 Temmuz 1943'te şalterler kaldırıldı. Geminin gözden kayboluşuna kadar olanları biliyorsunuz. Ondan sonra olanlar da oldukça ilginç. 15 dakika sonra şalterlerin indirilmesi emredildi. Yeşil duman yeniden belirdi ve duman çekilirken Eldridge yavaş yavaş yeniden materyalize oldu. Ancak bir şeylerin ters gittiği hemen anlaşılmıştı. Gemiye iletilen telsiz mesajlarına yanıt gelmiyordu. Gemiye çıkıldığında mürettebatın hiç de iyi durumda olmadığı görüldü. Bir bölüm mürettebat yaşadıkları korku dolu dakikalarda gemiden aşağı atladı (Gemiden o anda atlayanların hiç birinin cesedi bulunamadı) . Sağ kalanların çoğu akıllarını kaçırmıştı. • 5 asker geminin metal gövdesi ile kaynaşmıştı! İkisinin elleri çelik gövdenin içine geçmişti. Ellerini keserek adamları kurtardılar ve yerine protez eller taktılar. Normal durumda olan mürettebatın ileriki zamanda olağan üstü şeylerle karşılaştıkları rapor edilmiştir. • Bulundukları yerde birden yokolup başka bir yerde görünebiliyorlardı. • Duvarların içinden geçebiliyorlardı. • Bir çoğu bu duvarların arasına sıkışarak can verdi. • Birden bire taş kesilip bir başkası onlara dokunana kadar öyle kalanlar vardı (Boyutlar arasında sıkışıyorlardı) . • Bunun yanında doğa üstü güçlere sahip olanlarda vardı. Sağ kalan adamlar asla tam anlamıyla düzelemediler. Akıl sağlıklarını kaybettikleri gerekçesiyle de ordudan uzaklaştırıldılar. Donanma bu personeli topyekun emekliye sevk ederek gemiye yeni personel atadı. Bilim adamlarına da sadece radar görünmezliği istediklerini, optik görünmezliğe gerek olmadığını bildirdi. 28 Ekim 1943'te ise Eldridge üzerinde ikinci deney gerçekleştirildi. Saatler 17:15'i gösterirken elektromanyetik jeneratörler yeniden çalıştırıldı. Gemi bir kez daha hemen hemen tamamen görünmez oldu. Sadece gövdesinin ana hatları seçilebiliyordu. Bir kaç saniye süresince işler yolunda gider gibiydi ki ansızın gözleri kör edebilecek kadar güçlü mavi bir ışık patlaması meydana geldi ve gemi gözlerden tümüyle kayboldu. Şimdi duyduklarınıza inanmayacaksınız belki ama Eldridge, bir kaç saniye sonra, 600 kilometre ötede, Norfolk açıklarında yeniden maddeleşti. Norfolk'ta bir kaç dakika boyunca görülür durumda kaldıktan sonra tekrar görünmez oldu ve saniyeler içinde Philadelphia Deniz Üssü açıklarında yeniden belirdi. Elektronik kamuflajı gerçekleştirmeye çalışan bilim adamları koca bir gemiyi, mürettebatı ile birlikte ışınlamış ve sonra da geri getirmişlerdi. Ancak, daha önce de belirttiğimiz gibi ABD hükümeti asla böyle bir deneyin yapıldığını ya da projenin yürütüldüğünü kabul etmedi. Donanmaya göre Eldridge, sözü edilen tarihlerde Philadelphia'da bile değildi. Deneyin yapıldığı günlere yakın bir tarihte, yine enteresan bir yerde, Bermuda Şeytan Üçgeni'nde eğitim amaçlı olarak bulunduğu açıklandı. Eldridge daha sonra Yunanistan'a satıldı ve 90'lı yıllara kadar da 'Leon' adıyla hizmette kaldı. ________________________________________ http://gercektarih.sitemynet.com/proje DR. JESSUP’UN ÖLÜMÜ 1959 yılı Nisan ayında, Dr. Jessup, çalışma arkadaşı Dr. Mason Valentine’e, Philadelphia Deneyi ile ilgili bazı kesin sonuçlara ulaştığını söyler. Bu sonuçlara ilişkin bir taslak hazırlamıştır ve konuyu Dr. Valentine ile uzun uzun konuşmak istemektedir. Dr. Valentine, Jessup’u, 20 Nisan akşamı için yemeğe davet eder. Fakat asla görüşemezler. Polis kayıtlarına göre, Dr. Jessup, 20 Nisan 1959 akşamı saat 18.30’da, otomobili ile Miami’deki Matheson’s Hammock Parkı’na girmiş; otomobilini bir kenara park ettikten sonra, egzozunu tıkayarak, arabanın içinde intihar etmiştir. Kayıtlarda, Jessup’un, Dr. Valentine’e göstermek üzere yanına aldığı notlardan ve taslaktan hiç söz edilmemiştir. Dr. Jessup’un yakın arkadaşları, onun, intihar edecek yaratılışta bir kimse olmadığını israrla belirtirler. Dr. Valentine ise, onun, bazı kişileri rahatsız edecek çalışmalar yapmış olmasından ötürü öldürüldüğünü ileri sürer. Dr. Valentine, “Otomobilin içinde bulunduğunda Jessup’un sağ olduğunu, ancak kurtarmak için hiç bir çaba gösterilmediğini” söyleyerek, resmi raporlara yazılmayan bu ayrıntıyı belirtmiştir (K15) . Diğer taraftan, bazı UFO araştırıcıları, Dr. Jessup’un siyah elbiseli kişilerce (K7) öldürüldüğünü ileri sürmüşlerdir. KMA mektupları bir çok seçkin bilim adamına gönderildiği halde, bu mektupların en sansasyoneli Dr. Jessup’a gelenlerdir. Philadelphia Deneyi gibi inanılmaz bir olayı gerçekleştiren bu adamın intihar süsü verilerek öldürülmesi, olayı tam bir bilim-kurgu romanına dönüştürmüştür. Ancak, olanlar gerçektir. Jessup’un yakın arkadaşı Dr. Valentine, Jessup’un peşine siyah takım elbiseli kişilerin takıldığını ve Jessup’a park yerinde pusu kurulduğunu, basına ve polise inatla açıklamıştır. Dr. Valentine, “Jessup’un hayat dolu bir kişiliğe sahip olduğunu, ölümünden kısa süre önce birlikte olduklarını, intihar etmesinin mümkün olamayacağını” ve Jessup’un, kendisine, “Peşine siyah elbiseli kişilerin takıldığını” ve “Elindeki tüm bilgilerin çalınmış olduğunu” bizzat söylediğini bildirmiştir. Dr. Jessup, o sıralarda hazırlamakta olduğu “UFO’s and TT” isimli üçüncü kitabında, ilk kitabında komploya uğrayarak yayınlamayı başaramadığı “İleri UFO teknolojisinden, zaman yolculuğundan ve yedi kişilik Yahudi grubun Dünya tarihini değiştirme çabalarından” muhtemelen söz edecekti. Sonuçta, Philadelphia Deneyi’nin 1 Numaralı Adamı Dr. Jessup’un ölümüyle, deneyle ilgili araştırmalar, belgeler, tanıklar ve onun UFO teknolojisi ve zaman yolculuğu ile ilgili çarpıcı görüşleri tam anlamıyla bir esrar perdesine bürünmüştür. Philadelphia Deneyi’ni gerçekleştiren Dr. Jessup, süper bir Zig-Zag teorisyeni ve teknisyeni olup, özellikle UFO teknolojisi başta olmak üzere tüm buluşları “gelecekte” anlaşılacaktır. Philadelphia Deneyi’nin gerçekleştirilmesinde Dr. Jessup ile işbirliği yapan Hansel Heiberg, daha sonra ülkemize yerleşip, “Mehmet Rifat Ayberk” ismini alarak TC vatandaşı olmuştur ve kabri halen Elazığ’da bulunmaktadır. Dr. Jessup ve Philadelphia Deneyi ile ilgili bilgileri burada fazla ayrıntıya girmeden sunmuş bulunuyoruz. Bu ilginç konu, ABD kamuoyunda, bugüne kadar bir çok kitaba, dergiye, konferansa, TV yayınına ve internet sitesine konu olmuş, çeşitli filmler yapılmış ve özellikle son 20 yılda pek çok kişinin giderek artan bir ilgi odağı haline gelmiştir. Okurumuza kolaylık sağlamak üzere, Dr. Jessup ve Philadelphia Deneyi ile ilgili kaynakları aşağıda sıralıyoruz: Kitaplar: K4, K15, K17, K41, K59, K83, K84, K95, K99, K100. Dergiler: D23, D24, D38, D39, D40, D45, D57, D67. Internet: S30, S67, S71, S72. Gazete: G7. http://www.geocities.com/zigzagaiberg/ bu konular hk. Daha çok bilgi meraklıları için daha sonra bir grup açarsam, buraya bir link geçmeyi düşünüyorum. Sevgiler.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!