"Devrik bir cümlede nesne zamansız gelir"
Bıyıklarım tütünlerle mi buruldu?
Bu koku sarı.
Gözlerim seyretmekten yoruldu
Hüzün boşluklarını.
Yedi tepeden seyrediyorum seni İstanbul
Yedi tepeden de ayrı güzel İstanbul
Göğü kaplayan bir gök kuşağının altında kurulmuş
Yedi yerde gökle birleşen güzel İstanbul
Kapattığımda gözlerimi denizinin sesini dinliyorum
Ben kısa kısa yazdığımda
Uzun uzun üzülüyorum
Gözlerimi kısa kısa
Kısa kısa gözlerine baktığımda
Uzun uzun minarelerden düşüyorum
Kucaklarken ki seni
Başlangıç olarak en güzel rakam 8'dir
Konu olarak çelişki, başlık olarak meğer...
Ve bu kelimelerle ilgili.
Kelimeler de zamanla ilgili.
Yani zaman kelimeler ve ekleri değiştiriyor.
Zaman neyi değiştirmiyor ki?
Saat on iki buçuğu vurdu bir kere
Buçuğu düştü yavaşça yere
Dali'nin tablosunda saatler yediyi gösterirken
Alemi neydi saat denen?
Ey namussuz, ey namussuz
Denmesi gereken
Cengiz;
-Yüz yıl önce sizin en güçlü olduğunuz
Bizimse en fakir en aciz
İşte o zaman bizi yok etmeliydiniz
Yok edemediniz
Bütün avrupa bıçağınızı sapladınız
Sevmek... Onu unuttum ben
Tırnaklarımı çekiyor yalnızlık
İşkencem bu, gözümü oyuyor
Zor dayanmak yalnız başına
Yalnız olunmuyor dost tuttun mu da
Bir dokunmak, bir sevdalık
Şimdi şu kapıdan girse
Alsa dünyayı elimden
Alsa cebimden misketlerle karışmış dünyayı
Alsa çoktan ütülmüş olduğum dünyayı
Şimdi şu kapıdan girse
odama girdim
kapımı kilitledim
kendi kendimle konuşmaya başladım
bu konuşma şiirlerime başlarkenki gibi değil
bu konuşma kafiye ya da vezin düşürmek için değil
bu konuşma birşeyler için
Bir türkü var dilimde
Türkümde silah sesleri
Silahlar kurşun saçan
Göğsüme kurşun eken
Kurşun mu biçecekler
Kan akıyor, Kan suluyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!