/fakirhane avazından sayalım perişanlığı, Latin varoşlarında
kendi rüzgarından savrulsun yaprakları, etekleri havada
masum ve rahibe bekaretinde bir canhıraş çığlık,
dolasın tek bacağını, çaresizliğin omuz başına./
haydi …., şimdi tango! …..
ihtiyar sevinçleri kamçılayan bir sabah, çağırdıktan sonra pistin ortasına
hangi tanrı izin verir ki bu dansın, umutsuz bitiş çizgisinden başlamasına
ateşli gölgelerin dudağı çatlak zeminleri, her ritmi başka tutkularla sarar
ama uzak terlerden geliyorsa tene düşen koku, çiçekler açmış, neye yarar
hiçbir tereddüt başı öne düşürmesin, sadece gülüp geçelim
bu dansta yoldaşız madem, bunu ilk baştan kabul edelim…
dolu localarda şimşekleniyor görmeyen gözler, mutlaka hasetle izleniyoruz
ama biz çoktan boşalttık bile pisti, şimdi derin denizlerde yıldız topluyoruz
yağacaksa yağsın talimat yağmurları, yazılmamış takvimlerin yapraklarına
yüz bulup seller götürürse denizi, saklanmasını da biliriz bulutlar arkasına
boğmamıştır çünkü hiçbir sevdayı, en kalını bile alın çizgilerinin
bilmiyorsa tanrılar bunu eğer, onlara da usulünce biz öğretelim…
*
yurt ateşine benzemez mi tutkunun, bir nefeste bin yangın çıkaran sıcaklığı
fakirlikten ulaşamamak değil de ekmeğe, kaçırmak doğru yer ve zamanları
bu şiddettir işte savunmak ve egemenlik üzerine, sahip olduğun tek mevzide
önemi nedir karnında çalan zilin, düşünmezken ne var diye bir adım ötede
ayırma, öyle kalsın gözlerin, tutunduğu renklerinde gözlerimin
duvarımda kıvranan ateş çiçekleri, kapılarını açarken yüreğimin…
haydi biz gene dönelim pistin ortasına, şaha kalkmış al yeleli atların arasına
bulutlara karışsın toz duman bedenimiz, bütün vurgunları yerken anaforlarda
çılgın seans sonu gibi üstümüzde çalsın, tutkunun çanları, biz aldırmayalım
bu sahnede bu dansı biz, bizden öncekiler gibi yaşıyoruz, bunu unutmayalım
el yazımız böyle yazacak işte, son satırına kendi günlüklerimizin
arasına saklanmış bir dalda kuru çiçek gibi, dans günlerimizin ….
/bak şimdi yeni bir sabah açıyor, rüzgarın temizlediği sokaklarda
orkestra ayrı sabıkalar ayarlıyor, anlayan ve anlamayanlara...
ey sen, kadife teninin gizli locasından fırlayıp gelen sarı ışık,
sar bütün kollarınla aydınlığını, pist ortasındaki umutlara./
haydi ….., yeniden tango! .....
Cevat ÇeştepeKayıt Tarihi : 18.5.2009 07:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
orkestra ayrı sabıkalar ayarlıyor, anlayan ve anlamayanlara...
ey sen, kadife teninin gizli locasından fırlayıp gelen sarı ışık,
sar bütün kollarınla aydınlığını, pist ortasındaki umutlara./
haydi ….., yeniden tango! .....
Her sabah yeniden doğan güneş umut dağıtıyor bizlere ve tekrar sevgiyle sarılıyoruz hayat'a...
Umutlarımızın tükenmemesi dileklerimle Sn:Çeştepe ve saygımla...
ayırma, öyle kalsın gözlerin, tutunduğu renklerinde gözlerimin
duvarımda kıvranan ateş çiçekleri, kapılarını açarken yüreğimin…
ve çocuk tutar eteğimizden umut gözleriyle..
içtenlikle kutluyorum...
TÜM YORUMLAR (84)