Java’nın derinliklerinde, gölgelerin
bölgelerinde: burada duruyor aydınlanmış saray.
Duvarla birlikte büyümüş yeşil sırakemerlerin
arasından yürüyorum ve giriyorum
taht salonuna. Orada oturuyor hükümdar,
hastalıklı beyinli bir domuz, ve kirli bir erkek hindi,
kurdeleli nişanlarla süslenmiş, dekore edilmiş,
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,