Uzun bir yolda yürüyorum şimdilerde, neresindeyim dünyanın kestiremedim daha. Bir ayak seslerimi dinliyorum bir de küskün yüreğimin sesini. Yüreğimdeki sevgiyle ve içimdeki çocuğun bana verdiği güçle yürüyorum. Nereye kadar sürer yürüyüşüm bilmem.
Unutulmayan ve de benim unutmadığım bir şeyler var. Kulağımda hala beni uyuturken söylediğin o ninni var mesela. Ne diyordun; “Dandini dandini dasdana / Danalar girmiş bostana / Kov bostancı danayı / Yemesin lahanayı...” Biliyor musun! DANA’ lar bostana gireli hayli bir zaman oldu be canım anacığım. Danalar bostanı yedi de gözü bana diktiler. İzin versem beni bile yiyecekler be anam.
Şimdilerde her adımımı bir öncekinden sessiz ve yavaş atıyorum. Sesimi duymasınlar diye fısıltıyla konuşuyorum. Penceremden izlediğim sen varsın bir de babam var yolun sonunda. Nasip, zamanı geldiğinde belki ulaşırım yanınıza. Rüzgarlı havalarda dışarıya şapkamla çıkıyorum. Sırma saçlarım uçuşuyor esen rüzgarla birlikte dağınık bir halde. Ama aklımdaki düşünceler yerlerinde sayıyor, gitmek istemiyorlar umutlarımın aksine. Acaba gitmeli miyim? Yoksa burada kalıp danalarla savaşmalı mıyım? İnan bana onu da bilemiyorum anacığım.
Yolumun üzerinde çocuklar var, oyun oynuyorlar hiç bir şeyin farkında olmadan. Yüreğimdeki çocuk da onlara uyuyor bazen, bırakıp gidiyor beni öte sokaklara doğru. Her adım atışımda titriyor ayaklarım sana ulaşamayacağım düşüncesi ağır bastıkça.
Babamın dediklerini yapamadım diye üzülüyorum ama danalar da izin vermediler, vermezlerdi de zaten. Ama gönlü rahat olsun ki onun yetiştirdiği gibi bir çocuğum hala. Ne bir eksik ne bir fazla. Yani hala insancıl ve bir o kadar da şerefli yaşıyorum. Ailemi de aynı şerefle yaşatmaya çalışıyorum. Deki babama ben hala yıkılmadım... Deki babama benim hala yüzüm kırlangıçlara dönük. Gözlerim ve yüreğim ve namusum emin ellerde, sevgisi benimle.
Biliyorum yüzün asılıyor yavaşladığım zaman; beni kaybedeceğini düşündüğünden olsa gerek. Yüzün asılmasın anam. Ben nasıl gülebiliyorsam kaderime sen de benim gecikmelerime alış.
Öyle zamanlar oluyor ki canım anam ilerleyemiyorum artık. Gücümün son zerrelerini harcamama rağmen daha hızlı gidemiyorum. Yüzündeki hüznü unutamıyorum babamın. Elimi tutarken bana acı gülümsemesini unutamıyorum. Böyle olacağını biliyordu mutlaka veya tahmin ediyordu. Nasıl bir karanlığa beni bıraktığını anlamıştı.
Ömrüm geçiyor gözlerimin önünden, sandığım kadar uzun sürmüyor ama. Çoğu geceler bir bebek gibi derin ve sessiz dalıyorum uykuya. Rüyamda bazı geceler seni görüyorum. Her yerde olduğun gibi orada da sen varsın ve yine yanımdasın. Üzülme diyorsun göz yaşlarımı silerken. Üzülme danaları bostandan beraber kovarız diyorsun.
Ansızın uyanıyorum. Geriye bakıyorum ki yol kısalmış sanki ve ben sonuna yaklaşmışım. Ayağa kalkmayı başarıyorum ve becerebildiğim kadar hızlı yürüyerek yolun sonuna ulaşıyorum, fakat sen yoksun yolun sonunda. Bir ses duyuyorum, arkama bakıyorum ve sen yolun sonundasın.
Peki ben neredeyim be anacığım. Yolun sonunda olan ben miyim. Yoksa danalar yolun sonuna çoktan geldiler mi?
Uzun bir yolda yürüyorum, neresindeyim dünyanın bilmiyorum...
Ama şunu biliyorum ki, yolun sonunda da başında da olsam, koca çınar gibi yıllara meydan okuyacak ve rüzgarlara dallarımı kırdırtmayacağım. Hele hele danaları bostana kesinlikle sokmayacağım canım anam. SANA SÖZ......
Şiirbaz
Kayıt Tarihi : 26.8.2021 15:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!