Yanan cihan bağrına, düşen tek bir damlaydı,
Düşen bir damla değil, koskoca bir deryaydı...
Boşa inmedi damla, dünya küfür çağında,
Ruhlar kirlenmişti hem, ifritin kucağında,
Vicdanlarsa kararmış, yıkamaya nur gerek,
İndi rahmet damlası, temizledi severek.
Damla düşmüştü amma, duymadı yanık toprak,
Viranede gül bitti, açıldı yaprak yaprak...
İnsan nesli uyurken, uyanmıştı hayvanat,
Rüzgâr esti aşkıyla, cana geldi nebatat.
Bulut gölgelik oldu, vahşiler emir eri,
Şeytan bile biçare, duy be duy be serseri.
İnmeyecek olsaydı, yeryüzüne o damla,
İnsan şerle uğraşır, helâk olur evhamla...
Kâinatın üstünden, kara bulut çekildi,
Adaletin tohumu, yeryüzüne ekildi.
Kisralar’ın sarayı, yıkıldı yere battı,
Yere düşen bu damla, o kapıyı kapattı.
Zalimler şer peşinde, mazlumlar ezilirken,
Kâinatın haline, melekler üzülürken...
Kâbe’yi yıkmak için, asker sürdü Ebrehe,
İblis feyline uyup; şaştı, azdı Ebrehe.
Azmışların zulmüne, dur demeye kuş indi,
Durmayınca zalimler, başlarına taş indi.
Emin dediler ona, Hatice’yle tanıştı,
Tacir oldu kervana, ticaretle alıştı...
Öksüz, yetim büyümüş; sütannesi: Halime.
Hiç yalan söylememiş, dilleri tek kelime.
Kâinat yaratıldı, o damlanın adına,
O yetişti sapıtmış kulların imdadına.
Çağrılmıştı o Resûl, kutlu Hira Dağı’na,
Gökten yere Cebrail, inmişti ayağına...
Yıkanmıştı evveli, kalbi paktı: nur tuttu.
İlk hocası Cebrail, ikra dedi: okuttu.
Ayet ayet emirler, gelince zaman zaman,
Düşen rahmet damlası, bak işte oldu; umman.
Gizli olan ibadet, olacak aşikâre,
Kutsal emir gidecek, hem diyardan diyara...
O Habeşli köleye, okuttu ilk ezanı,
Kurulmuştu bak artık, Hakk’ın kudret mizanı.
Bu ilahi çağrıya, akın akın koştular,
Zerre zerre damlalar, deryayla buluşturlar.
O gece düştü Fatma, Hatice’nin rahmine,
Ebeveyni olacak, Ehli Beyt’in nesline...
Açıldı kâinata, Habibullah kucağı,
Kâbe’nin can burcunda, İslam’ın nur sancağı.
Ashab kan ağlasa da, zalimlerin zulmünden,
İçecekler elbet, şefaat zemzeminden.
“Levlâka levlak” demiş, şanında yüce Mevlâ,
Seyahati Miraç’ta, dürüldü Arş-ı Alâ...
Davet oldu bir gece, Burak’la götürüldü,
O giderken semaya, zaman mekân dürüldü.
Sidret’ül Münteha’dan, daha ileri geçti,
Doksan bin Hakk kelamı, mevlasıyla söyleşti.
Ebu Cehil denilen, bir cahilin inadı,
Diken döktü yoluna, topukları kanadı...
Tapar iken cehalet, yontma taştan ilaha,
Hakikati gösterip, çağırmıştı felaha.
O damlaya susayan, bedeviler oymağı,
Günden güne büyüyor; iman, irfan yumağı.
O rahmetin damlası, mekân değiştirecekti,
Susuz, yanık gönüller; dostla görüşecekti...
O damla yola çıktı, Sıddıyk ile beraber,
Vekâlet bırakmıştı, yatağında o Hayder.
Aralarından geçti, o nuru görmediler,
Kalpleri mühürlenmiş, bu sırra ermediler.
Habl’el Metin ipiyle, örümcek ağ bağladı,
Yılan soktu Sıddıyk’ı, gözleri kan ağladı...
Güvercin yuva yaptı, taptazecik yavrusu,
Cebrail buna şaştı, kutsiyettir doğrusu.
O Sevr Mağrası’nda, nuru bulamadılar,
Hain muratlarına, nail olamadılar.
O damla yer değişip, Medine’ye erecek,
İki derya birleşip, o damla büyüyecek...
Mutluluk sevinciyle, şad oldu Ebül Ensar,
Çünkü misafirleri; O, Habibi girdigâr.
Mekke’den Medineye, o damlayla nur indi.
Hicretle Kureyşlere, mutlu muhacir dendi.
Emine’nin öksüzü, kâinatta şan aldı,
Abdullah’ın yetimi, kırallara ün saldı...
Hakk emrini gönderdi, kıtalara bir buyruk,
O Rab’dır, ondan başka, tapılacak yok gayruk.
Atomun zerresini, düşün daha ne eder,
O damla kâinattır, küfürü imha eder.
Ay bile ona koştu, sardı iki taraftan,
Güneş onun zerresi, aşkıyla doğar Kaf’tan...
O damlaydı sel oldu; ırmak oldu, göl oldu,
Küfrün karanlık yüzü, o ummanda boğuldu.
Ashabı Güzin ile, Ehli Beyt’i Ali’ye.
Dini mübin mübarek, silsileyi veliye.
Hani damla-i zerre, her ne varsa o oldu,
Her şey aslına rücû, damla aslını buldu...
Gelişi bir rahmetti, gidişi bir şefaat,
O damlaya karışmak, derya için menfaat.
İsa ahir zamanda, ümmetliğe gelecek,
Deccal’ın tebaları, nuru nereden bilecek.
Livay-ı Hamd Sancağı, altına alsın bizi,
O’dur Kevni Mekân’ın, İlmî Ledûn Denizi...
Mahşer günü gezecek, feryatlarla koşarak,
Ümmetini alnında, nurundan tanıyacak.
Bu Feymâni biçare, muradına erecek,
Onu seven âşıklar, Firdevs’ine girecek.
Kayıt Tarihi : 19.5.2009 10:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

bir paylaşım olmuş
kutlarım şair yüreğini
salim erben
TÜM YORUMLAR (5)