Damar Yankısı Şiiri - Kamil Çağlar Aksu

Kamil Çağlar Aksu
81

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Damar Yankısı

Anda derin ve sonsuza dökülen yağmur dolu
Denizin gölgesini giyinen gölgen, aslında sen,
Yoktasın bildim aşk, aslında sen deniz değilken,
Ne tendin, ne suydun, biz nefessiz yüzerken

Sen mavi, sen serin, sen hep ıslak hep taze,
Ellerin tutar kuru seyrini kalbimizin,
cehennemde yelpaze, yoksa hiç denizin,
Öyle esme acı, ateştir bize yoksa umudun,

Kulaç attık bir deniz beklemeden aç yattık,
Doymadık deliliğe, deniz yoktu yelken açtık,
Kıyılarda saklandık ve canan göründü uzaktan,
Onu sevdik uzaktan, ondan utandık

Beklemem, çölüne çıktım çağın, yapayalnız, vakur,
Mecnunum ismine, canana, denize gerek yoktur.
Sen eskide kaldın, ben yeni bir çöldeyim modern,
Beklemem seni, süslü havuzlarda suyun mahsur

Sen eskide kaldıysan zahir, biz de kaldık eskide,
Ne şiiri ne şairi, ne yolu var ne su kaldı testide,
Yolunda kırılacak çeşmeydin, kurbandık eskide,
Kitabeni söktüler, suyun da değişti, sesin de

Ne okurum, ne içerim, kızılcık şerbeti misin?
Tükürürler kan değilsin, yutarlar da kül değilsin,
Sen yakardın biz toz duman, şimdi hesaplı yalan,
Ve yok derin denizin, süslü havuzlarda talan

Damarımda bir yankı, atar durur bazı geceye
Bedenim sarılır, içinden akan zehir sitemdir,
Sevmeye mecalim yok nicedir, bu hal ondandır,
Ölmeyi bekleyen bir ölüyüm desem tamamdır

Sabaha ne zaman dönersin?yüzümde çizgiler gurbet
Erimiş rüyası geceden sızıp gider mehtabın elbet,
Ne çağdayım? akıyor kızıl sular,bendleri çek set set
Delirmiş rüyası damardan sızıp gider mehtabın

An kaybediyorum kandan ala, kandan kırmızı,
Zamanın süzgecinde kalmışım çer çöp gibi başım
Ne benden geçiyor bir an, ne ben geçiyorum anı,
Bir kadim çeşme başında naçar bakakalmışım

Anlar akıyor usul usul, ömrüm huzurca yoksul,
Gün karadır ben geçemem, bu nice zamandır?
Ben de süzüleyim, ben de eğilip büküleyim,
yıkıp geleyim aşkı, biraz gülümser miyim?

Şu billur bulutları susturun gözüm almasın,
Yerini beğenmiş çiçeği küstürün de açmasın,
Dilimin anlaşılmaz yerlerini kestirin, atın da,
Erimiş rüyası sözümden sızıp gitsin mehtabın

Ölüm tayin ediyor deruni devleti ömrümün,
Atlasım yangın yeri, sınırlarım kül ve ateş,
Nere gitsem zifir gece, güneşi yok günümün,
Ölüm tayin ediyor andan ana kalan leş.

Çiçeklere makrame değil hep filistin askısı,
Göklerden gelen uğultu, damarımda yankısı,
Renklerin idamında yavaşlıyor rüzgarı gülün,
Bülbülün sesinden korkulur, yoktasın bildim aşk

Attıkça duydum kör lanetin kararlı mühletini,
Sürgün gölgemden bütün yankısı ne zaman çekilir?
Bütün etimde karartısı atar gezinir ve soğuk,
Boynuma dolanmış kara atkısı tümden üşütür

Ateşten Simurg'u bahtımın yurtsuz, kalmış semasız
Boşlukta süzülen, zamana değmeden bir teleği,
Nere konsa sarhoş, kimsesiz, kül olsa anlamsız,
Külünden doğsa kime ki, ne yapsa boştur emeği

Erimiş rüyası gözümden sızıp gider mehtabın,
Yoktasın, yok oldum ben de, damarımda kaldı adın,
Kalplere kurulmuş soylu atışın sefil tanrısı,
Benim minik nabzımı, yıldızlar bari sayar mı?

intikamı bizden, belki de doğanın, bu duygu,
Damar yankısı bu çınlar da hiç kana doyar mı?
Damar yankısını taş olmuş damarsızlar duyar mı?
Yoktasın bildim aşk, ben de yokum, uyar mı?

Zaten ben saydıkça eksildi dünya teker teker,
zaten sen de yoktasın aşk, üzerine tuz biber,
Ne dağlarda sistin artık, ne bağlarda bir üzüm,
Kaynayan kötü sarhoşluktu büyüdükçe büyüdüm

Ateşin bağrından kor kor seçtim çağı, ızdırabı,
Her gün bir kadeh oldu,içemedim bir huzurdan abı,
Hesaplarda görünmeyen,hesaplardan hep dönendin
Ben saydıkça eksildin, yetersiz bakiyeydin

Uçurdun yakıp bir ömrü gözümden çıkardın,
Taç beğenmiyor prensesler şimdi taht beğenmiyor,
Post beğenmiyor hazretler ise hem aşkı bilmiyor,
Atıyor mu nabzın senin yoktasın bildim aşk

Kaybediyorum, yolunu buluyor akıp giden ateş,
Güzel kaybetmek bu, peyniri kokutmadan gitmek,
Döne döne bir değirmen olup hep kendini ezmek,
Beklemiyorum,beklenmiyorum,birazdan susuyorum

Bir andı o güzel, sonsuza dökülen yağmur oldu
Denizin gölgesini giyinen coşkun, aslında sen;
Dalgalarca bildim aşk, sen! hiçbir deniz değilken,
“Ol” dedin! ne suydun aşk, nefesin bize verirken;

Ne nardın, ne küldün, ne üzüm, sadece vardın sen,
Sabaha bir zaman döner yüzümde çizgiler senet;
Taş olup ölmediğimin, kanıtı çok sevdiğimin,
Erimiş rüyası geceden sızıp gider hayalimin

Akıyor süslü sular, bak bu şair şimdi susar;
Kapılarca açılır ebetler, ta ki o vakte kadar,
Erimiş rüyası damardan sızıp gider aşkların,
Atıp durmuş kalbim ile insan kalmışım yeter.

-
Ağıtçızade Çelebi

Kamil Çağlar Aksu
Kayıt Tarihi : 20.12.2022 10:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Kamil Çağlar Aksu