Vardım ki
Ateş burgacındaki ellerini
Göğsümüze bastırmış ilkyaz
Su yüzeyinde salınımsız üç beş yaprak
Bir dönenceye beddua eden üç otuz gün.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
'İki ateş arası..'
Renklerden renk beğenmek, ateşin hangisine razı olmakla ilintili gibi duruyor..
Ama bilinendir..
'İhanet, aşkın panzehiri olamaz..'
Tersinden bakmalı.. Kahredici günleri unutmak için, 'aşkın rengi' iyi gelebilir belki..
Kutlarım Necdet.
Durult bizi ey yazgı arala perdelerimizi
Çıkmak çok güç bu araftan…
çıkmak güç olabilir ama umut hep vardır... çaba her şeyin üstesinden gelir... serbest şiirin en güzel örneklerinden birini okudum... bu güzel şiir çin sizi kutlarım necdet bey, tebrikler
Şiir, içinde bulunduğumuz etrafı ateşle sarılı çemberi öylesine güzel tanımlamış ki ne yazsam yetersiz kalacak.Bu ulus, bu güzel ulus ölüm uykularından uyanamadıkça' uyandırılamadıkça' bu vahada nedensizce ölenlerin ve hatta toplu ölümlerin ardı arkası kesilmeyecektir ne yazık.
Nasıl ki kan kanla yıkanmaz, yanlış da yanlışlarla düzeltilemez. Böyle bir formül yok.Aklın yolu birdir.
'Bir deli bir kuyuya bir taş atar, yüz akıllı onu çıkarmaya çalışır da başaramaz.' Biz daha atılan taşları temizleyemedik ki...
Yaşayabilmek bir rastlantı olarak kalacak bu pisipisine seri ölümler ülkesinde.Kanlı katillerin anı defterlerine kazınan isimler artacak, artacak artacak...
İşte bunu görenler, bilenler, anlayanlar...Artık yeter!... Terörün vatanı, cinsiyeti, aklı, mantığı yok... Gün birlik, beraberlik günüdür. Tek yürek, tek bilek olma günüdür. Uyanma, uyandırma günüdür. Yeter!...
Bu değerli yürek sesinize ekleyecek söz çok öğretmenim. Fakat üzüldüğüm: sözler hep kağıtlarda kalıyor.
YAZIYORUZ, YAZIYORUZ, YAZIYORUZ... NE DEĞİŞİYOR? KİMİN UMURUNDA?...
'Eski tas, eski hamam' değişen ne var? Ama eminim, değiştirecek bir şeyler olmalı...
Kutluyorum değerli şiiri ve sizi öğretmenim. Duygularımıza ses olmuşsunuz. Mükemmeldi...
Şiir içinde bulunduğumuz etrafı ateşle sarılı çemberi öylesine güzel tanımlamış ki ne yazsam yetersiz kalacak.Bu ulus, bu güzel ulus ölüm uykularından uyanamadıkça' uyandırılamadıkça' bu vahada nedensizce ölenlerin ve hatta toplu ölümlerin ardı arkası kesilmeyecektir ne yazık.
Nasıl ki kan kanla yıkanmaz, yanlış da yanlışlarla düzeltilemez. Böyle bir formül yok.Aklın yolu birdir.
'Bir deli bir kuyuya bir taş atar, yüz akıllı onu çıkarmaya çalışır da başaramaz.' Biz daha atılan taşları temizleyemedik ki...
Yaşayabilmek bir rastlantı olarak kalacak bu pisipisine seri ölümler ülkesinde.Kanlı katillerin anı defterlerine kazınan isimler artacak, artacak artacak...
İşte bunu görenler, bilenler, anlayanlar...Artık yeter!... Terörün vatanı, cinsiyeti, aklı, mantığı yok... Gün birlik, beraberlik günüdür. Tek yürek, tek bilek olma günüdür. Uyanma, uyandırma günüdür. Yeter!...
Bu değerli yürek sesinize ekleyecek söz çok öğretmenim. Fakat üzüldüğüm: sözler hep kağıtlarda kalıyor.
YAZIYORUZ, YAZIYORUZ, YAZIYORUZ... NE DEĞİŞİYOR? KİMİN UMURUNDA?...
'Eski tas, eski hamam' değişen ne var? Ama eminim, değiştirecek bir şeyler olmalı...
Kutluyorum değerli şiiri ve sizi öğretmenim. Duygularımıza ses olmuşsunuz. Mükemmeldi...
Son satır finaliyle günümüz acı tablosunu gözler önüne sermişsiniz,kutluyorum hocam,yüreğinize sağlık.
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta