Dağlıcada dağlar ağlıyordu
ağladıkça dağlar yürekler parçalanıyordu
parça tesirli bombalar
havayı kirletiyor güneşi kapatıyordu
mor dağlar gibi heybetli bedenini
soluk ve cansız yere yatırıyor
ayın aydınlığını gölgede bırakacak nurlu yüzüne
metalden parçalar saplanıyordu
ateş düştüğü yeri yakıyordu
alnında bir damar kabarmış mosmor
ölü bu ölüde can bu canda şehit buydu
yakılmış yıkılmış ocaklardan
isli dumanlar yükseliyor yerden göğe
dil dil fırlıyor yalım sobadan dışarı
yumulmuş bedenden içeri
kat kat olmuş kara gözleri
yedi açık yara
yedi kahbe kurşun
kan içeri akıyor kan
odun kıymığı değil ciğerimi yontan
kahpece kör kurşun
bembeyaz kesilmiş dudağı bembeyaz
karlar bile siyah kalır onun yanında
hakkride dağlıcada kar ak yagıyordu
karlar kızıl kana bulanıyordu
çığlıklar kara kızıl
yılanlar gibi etrafı sarıyordu
karakollar taranıyordu
etraf toz duman yanıyordu
hakkari yüksekova gabar dağları ağlıyordu
türkiye dinliyordu
kulak tozlarında kanlı çıglıklar kalıyordu
yollar kesiliyor pusular kuruluyor
silahsız masum mehmetcikler vuruluyordu birer birer
beyaz bulutlar yükseldi hakkari den
göz bebekleri büyüdü birden
dualar eksik olmasın şehitlerden
dağlıcada lapa lapa kar yagıyordu
ak karlar etrafı beyaz bir örtü gibi örtüyordu
kar bile utanıyordu beyazlığından
gecenin ayazından kurşun sesinden
kurşunu sıkan taşeron eller utanmıyordu
korkudan ağaç kovuğuna
sinmiş çocuklar
bitsin bu savaş diye
dua ediyordu
dağlıcada dağlar ağlıyordu
HAKKARİ/DAĞLICA
Kayıt Tarihi : 10.11.2014 13:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!