Geçmişin yadigarı dev cüsseli Toroslar
Kirpiğinde kırağı, ellerinde nasır var
Bize eski çağları anlat hadi Başkonuş
Gözlerini devirme, susma bari sen konuş!
Maraş topraklarıyla kesişince yolları
Nasıl bir devlet kurdu Dulkadiroğulları?
Belki bu yüzden doğdu bağrı yanık şairler
Belki bu yüzden ağır yazılan tüm şiirler
Âşıkların eline saz olunca ağacın
Tezeneye dönüştü sapında bir tel saçın
Uykulara dalınca Ahır Dağı'nda sular
Üstünde beyaz gömlek, üşür Yedikuyular
Sürü otlatan çoban sormuş mudur hâlini?
Şefkat dolu sözlerle tutmuş mudur elini?
Sana benzer dedemin anlattığı öyküler
Seni söyler ninemin dilindeki türküler
Öyle hüzünlü bakma gönlü yaralı dağlar!
Gözleri on üç bahar, alnı nakışlı dağlar!
Hikayeler yazarken Çukurova anbean
Kimi olur Şahmeran kimi olur Şeyh Meran
Hayat kitabesinde silinse de seneler
Bitmiyor sana dair köylerde efsaneler
Hâlâ Kozan Dağı'nda serin göze başında
Ala gözlü bir dilber bekler yirmi yaşında
Binboğa'ya, Düldül'e, Berit'e sırdaş olan
Hangi yaylalarında gezdi Karacaoğlan?
Hıdırlının yolunu sorsam sana neresi
Bastonuyla gösterir yaşlı Şeytanderesi
Kilikya'nın imzası, Sarayın kulesidir
Helenistik dönemi anlatan bir sesidir
Kitaplara bakarak arasam da izini
Korur Adamkayalar yüzyıllardır gizini
Kulağıma çalınır matem yüklü ıslığın
Beni hüzünlendirir utangaç yalnızlığın
Keykubad'ın kışlağı eteğine kurulmuş
Ölümsüzlük sırrını Geyik Dağında bulmuş
Şu asırlık güzelin saygısına bak hele
Selçuklu'dan bu yana ayakta Kızılkule
Bir kalpte filizlenen sevda gibi güzelsin
Bilirim candan öte, cânân kadar özelsin
Masum yüzünü gören ilk bakışta vurulur
Rengarenk çiçek açar dalında aşkı bulur
Görkemli Aspendos'a eşi yok denilse de
Parmağında parlayan tek taş pırlanta Side
Her döneme açılır büyülü sokakları
Kadim çağdan bir bölüm fısıldar dudakları
Şakağından süzülüp düşerken nazlı Melas
Köpük köpük kucaklar ufukta mavi atlas
Ey sevgili Toroslar! Manavgat'ın kalbisin
Alnı açık, başı dik Türkmen Beyi gibisin
Sanki bir yörük kızı Teke Yarımadası
Poturlu efelere çalım atar edası
Bey Dağları'ndan geçer tarihî Likya yolu
Farklı güzergâhlara ayrılır her bir kolu
Mitolojik dönemi kabul etmese de us
Olimpos'ta dünyayı yönetir gibi Zeus
Kumlu ayaklarını öperken derin derya
Yeşil duvak ardından bakar antik coğrafya
Semah eder bulutlar zirvelerin burcunda
Toprağına su taşır damla damla avcunda
Bahar yağmurlarında ak saçların ıslanır
Güneşin son çığlığı yamacına yaslanır
Akşamın eşiğinde sana döner hep yüzüm
O mahzun duruşuna takılı kalır gözüm
Gölgelerin ardına gizlenir yokuşların
Yüreğimi titretir çocuksu bakışların
Dünü bize yansıtır yüzündeki her çizgi
Keşkelerin matemi lahitlerdeki bezgi
Omuzlarına çökmüş yılların yorgunluğu
Günleri yavaşlatır zamanın durgunluğu
Nereden bileceksin kaç asır oldu yaşın?
Kaç mezarın başına dikildi hüzün taşın?
Çoğalsa da inançlar olmaz dağların dînî
Tüm uygarlık gözünden durma seyret kendini!
Kayıt Tarihi : 25.2.2025 10:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!