**Curriculum Vitae // sükûn..inşirah

Kronik Muhalif
62

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

**Curriculum Vitae // sükûn..inşirah

Currıculum Vıtae

I..

ilk an göğüs kafesimi ısırdı dünya
canhıraş bağırmamın sebebi bu

yeryüzüne bir yüz de benimkidir artık
içimde nefesler sızıya ait
kavganın göbeğinde çatlıyorum durmadan
esefsizliğe teessüf ederek

sonra
bir yılkı atından bir hikaye çalarak
bir devenin hörgücüne bakarak
neonlara şaşırarak
aşka düşüp
gözlerimi yamalayarak gözyaşına

işte öylece gravatsız
öylece safi et
safi melal
bir ekim düşünden düştüm
bir terazi sallanıp durdu hep
göğsümün orta batısında
bir akrep dolaştı ve yelkovdu hep
kafamın coğrafyasında

bu ne kadar işime yarar bilmem
neye denk gelir bunca kıyamet görmüşlüğüm
kariyerim bakımından
ama her zehirli fikri sabahlarıma taşıdığım bilgisi
kayıtlara geçsin istiyorum
panzehiri altının katlarında bulunan
yılan ısırıklarıyla dolu beynimin kıvrımları
medical geçmişime dair bir işaret vermeyecek olsa da
kayıtlara geçsin istiyorum bu da

II..

demirle tanıştım sonra
ölmeden ölmüş olan bir akrabamın
cenaze merasimi sırasında
gri elbiseleri içinde oldukça devlet duruyorduda
çember yapıp çevirmek gelemedi aklıma

eczaları eczaneden aldım
bu doğru ve normal
cezaları neden aldım
buna dair bir kuşkuyu yemliyorum
kuş kuyuya düşerken

dizlerimde kabuklar
gözlerimde ekseriyetle bayramlık gözyaşları
horoz ibikleri kadar pembeleşmişken tam da kısacık cümlelerim
ah o kimyacıdan tenime yayılan kimya
ah nefesime eşlik eden adrenalin kokusu

dolaysız tümlemelerime tünemiş ilk kıpırtım ah
çalıntı şiirlerle korunaksız bahçelerine dalışım gelir sonra
gözlerini gök ekinler kadar hışırtılı ve narin
kalplerini başaklar kadar dolgun bulduğum
bizim sokaklı kızların

ilk itirazımı seslendirdiğimde
cüney Tarkın henüz kalenin üçüncü burcuna kadar sıçrayabiliyordu
bense orta asyalı düşler içinde
yere dizler vuruyordum
ki tanrı bundan hoşnut olmuyordu o günlerde sanırım

yağmura hayret ediyor oluşum da bu döneme denk gelir esasında
anlardım biraz sudan zira her insan cinsi kadar

yağmurun iki yakasında durmadan ağlayan annemin
yemenisine yağa yağa
bir zindanın demirine değe değe
ağlaya ağlaya
ölmemeye dair bir imkan sağlaya sağlaya babamla
pazardan elma alıp eve dönüşlerim kadar
enteresan olmasa da şimdi ki akılla
yağmura her daim bir isterik nazarla
hayret ettim durmadan

elimde demir
çok tanıdık korkularımı siperliyor artık bu kanca
biraz muşta biraz kılıç kesiği
iki doz bruce lee ile demire ayna tutuşum da
bu kayıtlarda bulunmalıdır oysa

III..

aklımı sudan çıkarıp
ıslak ıslak astım zamanın iplerine
kırıştı karıştı
ütüledim
dilimle damağımı düzelttiğim gibi

zor zenaat ehliydim
bulutlara kuşlar bulmam gerekiyordu o sıra
zencefilli kek nasıl olur anlamalıydım
nasıl yazıyordu ulan bu herifler
bunca pervanesiz uçmaya benzer şeyleri oysa

epeyce yeşil biriktirmiştim Allah tan ki
işime yaradı sonra
isyan dekoratörlüğüm sırasında

şifaya belime kadar girdikten sonra üşenmeseydim
bir borazan tınısından korkup da
bandocu ali amcayı bıçaklayıp öldürmeseydim
zihnimin arka sokaklarında
belki usumun uslanmasına faydası olurdu
onun gergin derisinin
kusma nöbetlerim sırasında

iki de bir gökyüzüne bakıp
bulutlara kuşlar uydurmaktan yorgun düşmekten
fırsatım olmadı hiç karanlık hakkında bir kaç kelam etmeye
zarfımı cibril yalamıştı sanırım ki
açılmıyor besmelesiz
asla korkmuyordum şeytana fransızca hitap etmekten
ama çok üşeniyorum dağları kaldırıp altında cümleler aramaya

ben bütün bu denklemin bir tarafı olduğum zannıyla
geçip giderken kaymakam beyin ve garnizon komutanın önünden
çizgilere basa basa
meğerse gülden bir tabut hazırlıyormuş
yeryüzü annem bana

ne farkeder artık virgül oluşum
kesirlerin çıkmazlarına yol işareti niyetine
ne manası var ki entegrali bilmemin
yazlık düşlerimde oldukça esnek bir zaviyeye oturtmuşsam kelebekleri
ne farkeder gözlerimde ha bir bomba
ha gözyaşı tuzundan inşa ettiğim putlar olması

aya suya hayale
yağmura gökyüzüne köre
resimlere ve şehir yükseltilerine kötü davranmadım hiç
artı haneme çentiklensin lütfen
sesimi aşkın savaşlarında şehit verdiğim de

kayıtlara böylece geçsin istiyorum

ben bir düş değilim (yataktan fırlatmadım kimseyi)
ben bir iş değilim (kimse bensiz kalmadı)
ben bir fiş değilim (katma değerim oldukça düşük)

gövdem tüy niyetine öfke ve aşkla kaplı
nefeslenmem de bu sayede
tüy diplerimden

kimyacının düşüyle
zararsız bir kimyaya dönüşmüşken ne güzel
şimdi radyoaktif bir atık olmaya doğru hızla ilerliyorum
taklamakan ve gobi arasında

IV..

piyano ödüllü bir piyango görsem zevkten bayılırım
piyano çalmayı bildiğimden ya da
piyangodan zengin olmaya hevesimden değil
sadece kafiyeden
sadece sihrinden kelamın

rock gitar trash metal ve de bazuka
kafamda parçalanışı hendrix in
koma bir çellonun ezgilerinden
ve sallanan kaideler üzerinde bir ihtiyar kadının
terennümleri ile hatırlayışım
kitaplara kapaklandığım gecelerin izlerini

beni artık haylayamaz hiç bir kaside sudan başka
hiç bir yerime dokunamaz hiç bir kırağı
annemin çiylerinden başka

göğsüme epeyce bal ve
gazetelerin ekonomi sayfalarını
bir de vicks sürerdim ki
palyatif bir öksürüğe balgam olmasın kalbimin infarktı

uzun zamandır uzayda bir boşluk düşlüyordum
meğerse bulmuşlar kara delik adıyla
gizli saklı bir bisikletim vardı kenarda
yutmuş olmalı kara delik onu da

şimdi şehirler sızıyor dudaklarımın kenarından
gökdelenlerle paylaşıyorum bulut resimlerimi
epeydir bir üveyik gördüğüm yok
bir güne bakana bakmayalı çok oldu
gerçi mevsim kış ne de olsa
şimdi köprülerin altı tuzaklarla ve
türkan şoray posterleriyle dolu

dilime incecik sihirler sürüyorum artık
geceyi bir düş ülkesi saymaya her niyetlendiğimde

kayıtlara geçsin ve eksi haneme yazılsın
şürekâyı asla tanımadığım
asla yüz vermediğim bilinsin müdür koltuklarına

oysa yüzümden ıtırlı bir sabah kesiyorken perdeler
ben aynasız bir loşlukta öylece durup dururken
taşlı sopalı kavgaların perde arkasında durup dururken
başımdan sızan her damla kanda
bir kaç alem büyüklüğünde bir araziyi
suluyorum yağmurla

gizlinin gizi
içimin lokomotifine kömür olmasaydı
yürümezdi bu tren
ve ben tanrım
ne makinist ne de kondüktör pozisyonu için değil
direkt ray olmak için başvuruyorum
emir yolları müssesenize

V..

bütün hayatım boyunca
sadece üç kez kustum banknotlara

ilki hüzzam bir şarkının gergin esindeydi
sesin kıvrak bir armoniye dönüştüğü
o keskin uçurumdaydı
ve epeyce pahalı bir frak kiralamak gerekiyordu o sıralar
taşralı konserlere gitmek için bile

ikincisi bir tayın öldüğünü gördüğümde
sektörel yeşilçam ekranından sarkan
turuncu bir yirmiliğe idi
atını seven her türk çocuğu adına

üçüncüsü saat satan bir adamın
elindeki kirli desteye idi
sadece midem bulanmıştı
zamanın tecime sunulması fikrinden o kadar

bu modern şairler
kusmadan şiir yazamaz mı demeyiniz sayın Binboğa
gerçek budur
modernite oldukça kusturucudur

her beyin artık emezis sebebi
her sevişme sonrası anti-emetik gerek
tenlerin tine saldığı kokudan dolayı
ekranlardan ve gazzeden dolayı
yahudiden ve kurşundan
microsoftttan ve hollandalı ineklerden
ve reklamlardan dolayı
zemini sallayan depremlerden
suyun uzun boylu ve yakışıklı intikamlarından dolayı
her temastan sonra gusül
ve mutlak bir doz anti emetik almalıdır
gönlü varsa insanın
insan kalmaya

gelelim mutlu sona
sızıları kaydettikten sonra iğneli bir yaprağa

şunu bilmelisiniz ki ey garavatlılar
üstümde hala gök olmasaydı
ya da altı üstü tanrıyla kaplı bir fon olmasaydım
yeşilin mavinin suyun ve toprağın dekorunda
hiç gelir miydim kapınıza
sayın hırdavatçılar

bordrolara ve senetlere
borsalara kerhanelere
zifosa bulanmış su kuşlarına
vesaire ve vesaireye
petrole bir de evet
son olarak bir de penislerinize
ayinsel çıkarımlarla yaklaşmanızı hiç sevimli bulmasam da
benim ürüne dönüşecek bir maharetim olmasa da nazarınızda
kapital değerim sıfır ya da ona yakınsa da
buraya yazdıklarım en az kütle formülleri kadar gerçektir
işiniz işime gelmiyor
işim işinize sövmektir gün boyunca doğru
ama

ilenmeyle karışık bir dilenme değil midir
tüm özeti
tüm ömrümün
tüm adem gibi hem de
böylece değil midir herkes için
curriculum vitae

..

yirmiİkiMartİkibinon

Kronik Muhalif
Kayıt Tarihi : 30.3.2011 23:39:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Şair Şükrü Özmen'in şiir sayfasından.. Orijinal metin için link..: http://www.antoloji.com/sukru-ozmen/siirleri/

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Delinin Günlügü
    Delinin Günlügü

    Bu nasil siir sevgili Kronik Muhalif?.Kac kez tutunup okudum siiri.

    Cevap Yaz
  • Üstün İnler
    Üstün İnler

    o kadar güzel ki şiirleriniz işte bu yüzden siz normal bir insan değilsiniz...:)

    ne güzel...bilenler, fark edenler olsun, ne güzel

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Kronik Muhalif