Saat 3 olmuş
Ben yine aynı şarabın kırmızısındayım
Ağzımda ıslak yeminler
Beynimde senden kalan birkaç yitik kelime
Gözlerimde buruk bir pırıltı geçmişi andıran
Geçmişi tattıran.
Bir şeyler yapmalıyım
Mesela çiçekler ekmeliyim ufak saksılara
Duvarları maviye boyamalıyım
Ya da yastık aralarına sakladığım yerden çıkartmalıyım gözlerini.
Kirpiklerime düşen damlalarımı silmeliyim sessizce.
Kalpten sökülüp atılsa atılırdı aşk
Öyle ‘bırak gitsin’ diyince atılırdı bir kenara iki çift söz
Ama bırakılır mı sıcaklığı bulaşmışken eller
Silmek olur mu gözleri bir hiç için
Sözler kırar
Dudaklar acıtır
Gözler öldürür
Acıtarak, acıyarak.
İkimiz; biz sandığımız, bizi oynadığımız
İki kişi
İki kalptik
İki kelime
İki hece
Tek cümlede birleşen.
Yakınındayım
Bunu biliyor gibi bak gözlerime
Anla sözlerimi
Bak, sana anlatacağım şeyler var beynimde tasarladığım
Tutacağım sözler
Sarılacağımız akşamlar var farklı gün batımlarında
Ellerim sıcakken tut
Hiç bırakmamacasına
Tut ki; beklediğin sözleri söyleyeyim hiç ummadığın bir zamanda
Tut ki; kutulara kapattığım ismini salayım gözünün önünde
Tut ki; öznesi ‘biz’ olan cümleler dökeyim eteğimden.
Yüzümde senden kalan silik anılar
Anılardan kalma buruk bir tebessüm dudaklarımda parçalanmış
Elimizde bunlar var
Bir de aynalardan kaçan yorgun silüetin
Bu üç şey yetmez ki sana dokunmama
Dokunmak değiştirmez ki zamanı geri sarmaya
Ölüm gibi uzaktım sana
Ve doğmak kadar yakın
Başımızı okşarken kanattık birbirimizi.
Masallar anlattık
Sonu olmayan
Aslında hiç başlamayan
Ağlatan
Boşver.
Zaten ‘gitmek’ bir şey değiştirmedi.
Çünkü ‘gitmek’ kadar yetimdi seni sevmelerim.
Nisa Öykü AvaroğluKayıt Tarihi : 24.9.2011 12:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!