sandığın gibi değil
madara olmadım yani
çatım akmıyor artık
çay demledim
komşularım uğradılar az önce
bir tas çorba azda dolma sarmışlar
öyle bir fırtınaydı ki,
karaya nasıl vurdum bilemedim,
ayaklarım donuyor,
öksürük birden vurdu,
soğuk
derime neredeyse nişan aldı,
ben bir kelebeğim aslında
her sonbaharda ölen
kanatlarım kırılsa da inadına uçan
ve ölüme beş kala
son çiçeğine uğrayan
ıssız sizli havalarda savrulan
bir bardak çay koysana yavri
ziftimiz açılsın
uzun saçlı çocukların bayramı bugün
devrim şehitleri gencecik çocuklar
ağaca,çiçeğe sarıldılar
iklimleri değiştirdiler gezide
Bir Deniz kadar asi,
sen kadar sen,
dört duvar kadar mahpusluk,
bir orospu kahkahası kadar acımasız,
burası neresi yavrum,
kimsin sen?
Çocuk öldün mü sen,
kıydı amcaların sana,
olsun kara gözlü,
bak,
aşk yeşerrtin yurdunda..
Söyle çocuk,
Can,cana can oğulcuk,
Ateş, ateşte can küçük çocuk,
Yakın, diri diri bedenleri it sürüsü,
Bulutlar söndürsün yangınları,
İçim alev alev,
Yoksul hanem, yoksullaşan umutlarım,
Oligarşinin sürtükleri
insan avında
çiğ et arıyor şerefsiz.
yabancı dil dilinde,
gözler fıldır, fıldır kaltağın
ne çok şık giyimli
Bir kayık dalgaların üzerinde,
bir dalga Deniz taşıyor,
geceden sabaha,
bir ses Allahuekber dağlarında,
hasret çığırıyor son nefeste.
Bir aşk yazıyor kent lefhalarında,
DOĞU EKSPRESİ
Kaçıncı sefer kaçıncı kaçış,
Kolunda çanta elinde çocuk,
Kara tren şimdi hızlı tren,
Raylar üzerinde göçerler,
Ak düşmüş saçlara,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!