hatırladığını unut
unuttuğunu hatırla...!
Behruz Dijurian 2011 İstanbul Tüyap Kitap Fuarında 4. baskıya giden ve kalp ve kovan ve KIZ KULESİ şiir kitabını sizler için imzalıyor.
..
Sensiz bir cumartesi yaprağı var yine takvimde sırada
Sonra yine bir tatil keyfi olmayan pazar, olamayan aslında
Cumalardan alıştırıyorum kaç vakittir kendimi, yine yok diyorum
Ama sen üzülme olur mu? Bizsizlik ne cumanın ne pazarın umurunda...
S.Güler-10.3.2017
..
Bir bir saydım günleri,
cumartesi hep firarda.
Uzanıp öptüm gül kokan nefesini,
mecburen yine bir pazar sabahında
A. Levent IŞIK
..
Umman sanıyorum mavi göğü
Bırakıveriyorum kendimi boşluğa
Çakılıkalıyorum buz gibi bir kayaya.
Beni yücelere çeken bu sonsuzluk hissi mi?
2 Temmuz 2011
Cumartesi
..
Akılsız başını çal taşdan aşa,
Kursağın doymasın ekmeğe aşa,
Yılan gibi bağrın yerlerde yaşa,
Aman ölme yitme sürün vicdansız
..
Stres
Gün günlerden Cumartesi
Tutmayın atın stresi
Stres ömür törpüsüdür
Kısalır ömrün süresi
..
Anlıyorum, sen beni sevmiyorsun belli ki,
Zorla güzellik olmaz, istemem emrivaki,
Gönlün kimi severse, yar desin bundan böyle,
Kavuş tükensin aşkın, benimki kalsın baki.
13 Ekim 1984-Cumartesi / Ödemiş
..
Zorla güzellik olmaz, sen de haklısın ama,
Neyleyim ki bu gönlüm; hem sağır, hem de ama.
Görmüyor, işitmiyor; gerçekleri bir türlü,
Hayalinle yaşasın, sen ona pek aldırma.
12 Ekim 1985 – Cumartesi / Ankara
..
MART 2010 AYINDA SİZLERLE BULUŞUYORUZ! ..
YOLUMUZ MUTLAKAA BİR YERDE KESİŞECEKTİR!
03 Mart Çarşamba Tarih Sohbet MPL TV
05 Mart Cuma Osmanlı Tarihi dersi Bahçelievler / İst.
..
Bazen tatlı bir hayal, bazen yürekte sızı,
Bazen çölde bir serap, bazen denizyıldızı.
Türlü eşkâle girip, her daim karşımdasın,
Gitmedin gözlerimden, sen hala komşu kızı!
18 Kasım 1989 – Cumartesi / Ödemiş
..
Martın bir karesi,
Günlerden Cumartesi.
O gece ben intahar ettim.
Sessizce aşka veda ettim.
İçimdeki seni öldürdüm.
..
Kapıldım gidiyorum, dönerek bir girdaba,
Kulaç atsam nafile, boşunadır her çaba,
Alnıma yazan yazmış, kader denen yazıyı,
Burda bir şey görmedim, orda ne var acaba?
17 Kasım 1984 – Cumartesi / Ankara
..
El oluyorsun artık, kalmadı hiç bir ümit;
Ne resmin var elimde, ne yazdığın bir kâğıt...
Yalnızlığa mahkûmum, son dileğim bu senden;
Bari onu göreyim, hayalini koy da git!
(31 Aralık 1988 –Cumartesi / Ödemiş)
..
Musalla taşı
Her insan kendi sahnesinin
Baş rol oyuncusudur
Musalla taşında.
..
Ya bir gün gider isen, seni sorarım kimden?
Bir cevap alır mıyım, acep yedi iklimden?
Hasretlik benimle bir, gelmiş sanki dünyaya,
Korkuyorum alnıma yazılmış kaderimden.
7 Mart 1987 – Cumartesi / Ankara
..
Kara kuru bir kızdın, çok idi senden ala,
Ne var ki o gönlünü, sana bağladı illa.
Bak şimdi unutuldu; senden ala olanlar,
Mecnun’a nam borçlusun, aşkı için sen Leyla!
10 Mart 1990 - Cumartesi / Konya
..
Fakat 1973 yılında, bu grupla da yol ayrımına gelirler ve koparlar.Aynı yılın ağustos ayında üçüncü evliliğini, ilerde Oğlu Emrah’ın annesi olacak Feride Balkan’la yapar.O sıralar Ersen’le çalışan Moğollar grubu yine bir anlaşamamazlık yüzünden 29 Eylül Cuma günü Ersen’in işine son verdikleri açıklarlar ve 29 Eylül 1972 Cumartesi günü CEM KARACA- MOĞOLLAR ismi altında birleşirler.Aralarına katılan Binali Selman’ın katılmasıyla renk kazanan bu grup, sözleri Emrah’a, müziği Cem Karaca’ya ait çok güzel bir beste olan “El çek tabib” le beraber çalışmanın ilk meyvesini oluşturur.Her geçen gün,müzikal olarak birbirlerine daha çok alışan Cem Karaca ve Moğollar, çalışmalarına son hızla devam ediyorlardı. Cem’in yeni bestesi “ Namus Belası “ plağı 1974 Ocak ayının son günlerinde piyasaya çıktı listelerde ilk haftalardan itibaren bir numaraya yerleşti,Azeri etkilenimli son derecede yakalayıcı melodisi ile ve 6/8 lik ritmiyle herkesin dilindeydi çok büyük başarılara imza atan bu grup, Cem’in eski arkadaşlarıyla yeni bir sözleşme yapmasıyla nihayet buldu ve CEM KARACA-DERVİŞAN topluluğu doğdu.Şubat 1975 de bu değişim sürecinin ilk olgun meyvesi olan “Tamirci çırağı” şık bir kapak tasarımıyla piyasaya çıktı.1979 başında Amerika Birleşik Devletlerine giden Karaca yurda döndükten kısa bir süre sonra eşi ve oğlunu da alarak İngiltere ve Almanya’ya gitti. Eşi Feride,de Cem’in başka bir kadınla ilişkisi olduğu şüphesi doğmuştu, oğlunu da yanına alarak Türkiye’ye döndü. Eylül ortalarında Türkiye’ye dönen Karaca, Uğur Dikmen’le beraber albümdeki parçaların altyapısını ve şan partisyonlarını kotaran Karaca, klavyelerin ve vokallerin kaydedilmesiyle beraber 1980 yılının başında Almanya’nın yolunu tuttu.Cem’in Almanya’ya gitmesinden bir kaç ay sonra Uğur Dikmen, dönemin ünlü müzisyenlerini bir araya toplayıp, kendi klavyesiyle Karaca’nın da sesinin bulunduğu bantlara diğer enstrümanları da kaydederek albümü piyasaya çıkardı. Davulda, Cezmi Başeğmez, Basta, Melik Yirmibir, Gitarda, Berk Yenal,Flütte, Levent Altındağ ve Sazda, Osman Bayşu’nun bulunduğu bu albüm,1980 yılının Temmuz ayında sadece Almanya’da “Hasret” adıyla plak ve kaset formatında yayınlandı. 12. Eylül.1980 darbesinde Cem çalışmaları sebebiyle Yurt dışında bulunuyordu 12 Eylül yönetimi Askeri Hizmetler Koordinasyon Başkanlığı aracılığı ile bir bildiri yayınladı Şanar Yurtatapan, Melike Demirağ, Sema Poyraz, Selda Bağcan ve Cem Karaca’ya yurda dönüp teslim olmalarını, aksi takdirde vatandaşlıktan çıkarılacaklarını ihtar etti.15 Temmuz 1981 tarihine kadar ülkeye dönmesi için süre tanınmıştı,suçsuzluğunu ispat etmeye çalışan Karaca’nın tüm gönderdiği savunma ve kanıtları ile Annesi Toto Karaca’nın çabaları hiçbir şekilde kabul görmeyince ve verilen tarihe kadar yurda dönmediğinden, Cem Karaca Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Almanya’da çok sıkıntılı günler geçirdi, Yurt içinde kaset ve plakları da yasaklanmış ve eşinden de boşanmıştı. 1987 ‘nin yazında yedi senelik bir sürgünden sonra, Turgut Özal’ın desteğiyle yurda döndü onu sadece çok yakın arkadaşları ve akrabaları karşıladılar. Türkiye’ye döner dönmez, Avukatı Turgut Kazan’la beraber Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu yapılan başarılı bir duruşmanın ardından aklanıp, Türk Vatandaşlığına kabul edildi.1987 sonbaharında Cem Karaca’nın dönüş albümü “Merhaba gençler ve her zaman genç kalanlar” piyasaya sürüldü ve büyük bir başarı elde etti.1990 senesinde uzun zamandır yapmadığı bir işi yaptı ve bir müzik yarışmasına iştirak ederek Altın Güvercin Şarkı Yarışmasında “Yahya,Yahya “ adlı bestesiyle birinci oldu.Aynı sene 12.albümü “yiyin Efendiler (Yağma Sofrası) piyasaya çıktı.1994 senesinden 1996 yılına kadar bir ulusal Tv.de proğram yaptı ve sahne çalışmalarını birlikte yürüttü ve bu arada da, İlkim Hanımla (soyadını şu an hatırlayamıyorum) yeni bir evlilik kurdu. 07.Şubat.2005 tarihinde ardında kalıcı eserler bırakarak hakkın rahmetine kavuştu ama…maalesef ki, o derin sessizliğin içinde kendisini rahat bırakmadılar ve DNA testi için mezarını açtırdılar.Şimdi sanıyorum ki ruhu dinlenmiş olarak engin maviliklerde yüzüyordur. Rahat uyu benim ilk gençlik dostum ve arkadaşım Muhtar Cem Karaca….
..
Böyle kalmaz hiç bir şey, gün olur hep değişir,
Kurur dalda goncalar, açıp solarak bir bir.
Senin de güzelliğin, geçecek ne eylesen...
Bekle de gör Sevgili, zamanla ağır ağır...
11 Ağustos 1984 – Cumartesi / Ödemiş
..
Bırak git dizelerle, beni baş başa artık,
Ağıtlar söyleyeyim, ardından yanık yanık.
Hep bugünkü halinle, hatırlayayım seni,
Ne resmini göreyim, ne bir gün karşıma çık!
6 Temmuz 1985- Cumartesi/Ödemiş
..
Sordun mademki dinle, başın maziye yasla,
Geçti gitti günlerim, hasretliğinden yasla.
Bir daha kavak yeli, esmedi hiç başımdan,
Sevmedim, sevemedim; başka birini asla...
11 Haziran 1988 – Cumartesi / Ödemiş
..