Cuma namazına gitmek gerekir,
Cumaya geleni melekler yazar.
Namaz kılanları görmeyin hakir,
Cumaya geleni melekler yazar.
Cuma insanlar için önemli gün,
Cuma namazını emrediyor din.
..
Ol Cuma ki benim bayramım bu gün
Huzurla dolar hem içim hem dışım
Rabbime vasıl olur duam ile niyazım
Gelin canlar cemaat olalım düzün düzün
Varalım huzura kıyamda duralım
Rabbimiz için secdelere varalım
..
Cuma günlerin hası, Rabbim al içimden pası
Boşa gitmez bir zaman ana babanın duası
Sahabelerin işi Rasulullahın davası
Tefsiri oku anlat, açık herşeyin manası
Bu gün günlerden cuma, meleklere yoktur mola
Kuran oku yolla hemen meftalar bekler yolda
..
Çınlar ezan sesi meydanda
koşar çoluk çocuk selata,
açılır eller semaya,
istanbulda cuma başkadır,
dökülür tesbihler teker teker ellerden,
hiç düşmez zikir dillerden,
..
CUMA
Alışverişi bırakın,
Cuma için gel denince,
Camilere doğru akın,
Namaza niyet edince.
..
İste Hak’tan et duanı
Ayır helali haramı
Oku bilirsen Kur’an-ı
Cuma müminin bayramı.
Hutbeden önce bulunmak
Kıbleye yönün doğrulmak
..
Hicri takvime göre Recep ayında
Perşembeyi Cuma’ya bağlayan
Üç ayların başlangıcında, ilk Cuma
Recep, Şaban, Ramazan’ın başında
Her Cuma kutsaldır, kıymetlidir
İki kıymet bir araya gelince
..
Kolay değil bir başkası için ağlamak. İnsanın çevresine ve kendine karşı bağımsızlığını ilan etmesi gerekir. Bir gün Cuma namazına gitmiştim.Namaz başlamadan önce imam dua etmişti. Allah’ım bütün Müslümanlara yardım et demişti. O an cami, cemaatin amin sesleriyle inlemişti. Ama ben yıkılmıştım. Cami yerindeydi, cemaat yerindeydi ama ben ise yerle bir olmuştum. Bu nasıl din anlayışı. Sadece kendini ve cemaatini düşünen bir din olur mu? Başka insanlara dua etmeyi çok gören insanlar onları da hor görürdü. Bu nasıl din anlayışıydı ki başkalarını ötekileştiriyor, onları ayrı tutuyordu. Evet Kuran’da Allah insanları inananlar ve inanmayanlar olarak ayırdı. Buna bir itirazım olamazdı. Fakat insanların bunu yapması çok abesti. Hiç kimse hiç kimsenin Tanrı’sı olamazdı. Kimse kimseyi Allah’ın sopasıyla dövemezdi. Kaç kez cuma namazına gittim de bir kez olsun Haiti için dua edildiğine rastlamadım. Müslümanlığımdan utanır oldum. Bir gün de Rize’den Trabzon’a gitmek için durağa gelmiştim. Dolmuşum bütün koltukları doluydu, yalnız öndeki koltukta bir türbanlı bayan oturuyordu. Gelip onunla benim arama çantamı koydum ve oturdum. Aman Allah’ım bayan hiddetle kalktı ve bağırmaya başladı. Sonra çıkıp gitti. Çok utanmıştım. Arkaya dönüp ben bir şey yapmadım dedim. Bir dinin şerefi onun insanlara bakışındadır. Nasıl bir Yahudi’yi suçsuz yere asacakları sırada Émile Zola cumhuriyetin şerefi adaletindedir deyip itiraz etmişti. Evet kendi inancından olmayanı savunmak zordur. Çünkü insanlar daha çok bencil olmayı tercih ederler. İşin en korkucu bencilliğin din anlayışıyla ortaya çıkmasıydı. Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki kültüründe sorun var, din anlayışında sorun var. İnsanlar cenazeye giderler, ölen için gözyaşı dökmemelerini bir yana bırak, kimin ne kadar ağladığına bakarlar. Kız çocukları töre kurbanı olur. Erkekler sakın çiğnemekten utanır. Öyle küçük sorunlar var ki ülkemde, tıpkı bir halının üzerine dökülmüş raptiyeler gibi… Ülkeyi o halının üzerine yürütmeye çalışır büyükler. Gel çocuğum gel buraya der gibi. Oysa ayaklar kan içindedir, görmez ya da görmezden gelir büyükler! Yapılması gereken eğitimcilerin amacının değiştirilmesidir. Eğitimcilerin ilk amacı örselenmemiş, tornadan geçirilmemiş nesiller yetiştirmek olmalıdır. Halkının yüzde doksanı Müslüman olan bir ülkede derhal Müslümanlar eğitilmelidir. Dinin ve törenin gençleri törpülediğini eğitimciler bilmelidir. Bu yüzden gerçek din anlatılmalıdır. Müslümanlara laikliğin dinsizlik olmadığı, laikliğin özgürlük olduğu ve dini de sadece özgür insanların samimice yaşayabileceği anlatılmalıdır. Ben her zaman dedim. İyi Müslüman olmak istiyorsan, Müslümanlardan uzak dur diye. Bir gün Rize’de çok tanınmış, şu an yaşamayan, bir din aliminin yanına gittim. Ona kafamı kurcalayan bir soru sordum. İnan Allah’ın kulusun bağırıp çağırarak camiyi ayağa kaldırdı. Sus diyorum susmuyor. Sorduğum soru hoşuna gitmemişti ve beni rezil etmişti. Ben bu tür olaylara irtica gözüyle bakıyorum. Böyle insanlar başımıza gelmesin. Müslümanlar ciddi bir eğitimden geçsin.
..
Açılır eller sana çevrilmez dua geri
Huzur iklimlerinin en nadide çemberi
Şefaat kılacaktır kâinatın serveri
Ruhun farklı âlemde her Cuma gecesinde
En içli mutluluklar bir duanın sesinde
Gecenin kadim anı işlerken hançereme
..
Her cuma kanat olsam
Uçsam Ravza'na
Elim yüzüm toz toprak
Günah yükü kamburum
Yıkasan nurunla
Tozumda ruhumda olsa PaK
Bir sada çoşsa
..
İçinde özel ibadeti olan gün
bugün bayram
bugün düğün
temiz elbiseler giyip koku süründüğün
cuma bugün
cuma bugün
günün mübarek olsun din kardeşim iki gözüm.
..
Bundan sonra ne sor,Nede ara
İçime koydunya onulmaz yara
Umutlar kaldı başka bahara
Her cuma neşter vurma yarama
Sinek dahi olsam,sana konmam
Bundan sonrada sana inanmam
..
Benden selam olsun tüm dostlara..
Muhabbet için oturdum aranıza.
Otuz mart cuma günü 20-22 arası
Rumeli tv.ye bekleriz ekran karşısına..
Çanakkale şiirimle dokunacam mikrofona..
İnşallah ulaşırız maneviyat amacımıza...
..
12 Eylül Cuma günü kapım hızlı hızlı çalındı,açtım Hayri dayı ' Hoca çabuk televizyonu aç darbe oldu' dedi ' genemi bu adamları kurtardılar' dedim.Kimdi kurtulan bu adamlar, Demirel ve Ecevitti elbette.Açtık televizyonu 'omuzu kalabalık beş paşa oturmuş sakın sokağa çıkmayın demektelerdi.' ama benim çıkmam lazım.Yıllarca köylerde ebelik yapan hanımım, şehirde çalışabilmesi için vilayette kurs görmekteydi.Köylerdeki canlar can değil, nasıl olsa doğuruyor, ama şehirli kadınlar öylemi, onların doğurması için köy ebelerine kurs vererek doğumu öğretmek lazım dı...Eşimi Cuma günleri alır, pazartesi sabahı vilayetteki hastaneye bırakırdım.İki küçük çocukla biz hafta içi beraber dururduk.O günde hanımı almam lazımdı.Hayri abi ' gitme hoca ne olur ne olmaz ' dedi.Ama mutlaka gitmeliydim yıkanacak çamaşırlar vardı. Çocuklar annelerini özlemişlerdi. Çıktım yola biraz gittim yolda iki asker el etti durdum.' abi nereye gidiyorsun' dediler.' vilayete gidiyorum dedim.' Bizide al ' dediler.Aldım arabaya düştüm yola..yollarda barikatlar var ama beni arabada askerler olunca durduran olmadı. Vilayete gelince askerler indi, ben eşimi hastaneden alıp geri yola çıktım.Bir fırının önünde durdum ekmek alacağım arkadan bir ses ' durma devam et' ' ekmek alacağım' ' ne ekmeği durma yürü hadii..' tabii biz ekmek alamadan devam ettik. Biraz önce geçtiğimiz yoldan geriye gittmekteydik.İlk barikata geldik, dur işareti durduk, üzerimize birkaç asker silahları doğrultu ' inin aşağıya' indik. 'Aç arabanın kaputunu, bagacını, kapılarını, torpidosunu' açtık,' nereye gidiyorsunuz, sokağa çıkma yasağını bilmiyor musunuz' biz sessiz durduk.Hanıma o akşam hastaneden görevli kağıdı verilmiş.Onu gösterdik 'geçin' dediler.Yola devam ettik..biraz aşağıda yine yol bağı var.'inin aşağıya, açın arabanın her kapısını,bu arada üslerimizde yoklanıyor tabii.'Nereye gidiyorsunuz, neden sokağa çıktınız' ve benzeri sorular ve silahlar üzerimize doğrultulmuş vaziyette..görev kağıdına bakma ve yola devam izni...biraz aşağıda yine yol bağı..bizim gibi bir kaç araba..yol sessiz..yine inin arabadan, siz kimsiniz, neden dışarıdasınız,en ufak bir hata yada kıpırdanma yapsak öyle sanıyorum bizi vuracaklar.Oldum olası silahtan korkarım, dahası yanımda hanım var...serde erkeklik var...korkmamaya çalışıyorum...neyse yarım saatlik yolu birkaç saatte gelebildik.Çocuklarım biri sekiz, bir beş yaşında evde bizi endişeyle beklerlerken bulduk.Teselli ettik.
Bu bir günlük aklımda kalan olay.Ama genede 'DARBECİLER YARGILANSIN' Derken düşünüyorum..sanki ordumuza hakaret ediyormuşum gibi geliyor.Ben her yerde her zaman bizi koruyan ordumuza hakaret etmek istemiyorum. Birde geriye değilde hep ileriye baksak daha iyi olmaz mı arkadaşlar...
Neyse şimdilik bu kadar.
Herkese saygılar.
..
Ey iman eden Müslüman,
Cuma günü, ezan okunduğu an,
Hiç geciktirmeden zaman,
Camiye koş Allah'ı an.
Bırak çalışmayı alış verişi,
O anda bırak, her türlü işi,
..
AB ve ABD cuma hutbelerine karışıyor! Cuma hutbelerinde Ali Imran Suresinin 19uncu ayeti okunuyordu, şimdi okunmuyor! AB ve ABD bu ayetden rahatsız olmuşlar ve dolaysı ile Diyanetin bunu yasaklamasını istemişlerdir. Bizim Diyanetde, Dinler arası Dialog adına yasaklamıştır! Yani AB ve ABD cuma hutbelerinize kadar girmişler, siz ise bunu dinler arası diyalog adına hoş karşılamaya mecbur tutulmuşsunuzdur. Bazı cesur hocalar bu ayeti devam okuyorlar, ama resmi olarak bu ayeti hutbede okumak yasak! !
Ayetin tamamı şöyle:
Ali İmran Suresi 19 allah katında din İslam’dır.Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki azgınlık/haset/hak tanımazlık yüzünden ihtilafa düştüler...Kim allah’ın ayetlerine nankörlük ederse, allah hesabı çabucak görecektir.
Bitabi Hıristiyan olan bir ülke, yani AB ve ABD bundan rahatsız olacaktır. Bu ayetden onların rahatsız olup olmamaları pekte umrumdaydı. Velhasıl beni sinir eden ve beni çileden çıkaran asıl husus, buna alet olan insanların ' MÜSLÜMANIM' diye ortada gezmeleridir! Utanmadan birde bunu ' Dinler arası Hoşgörü' için yapıyoruz demezlermi? ! Gelde çileden çıkma arkadaş.
..
Bu gün Cuma,
Gerçeği gömmüşler kuma,
Dillenen yalan,
Fitlenen yalan,
Yalan rüzgârıdır,
Özgürlüğümü çalan…
..
12 Nisan 2013 Cuma 16:10:50
Dizi Film İzler Gibi; Her Günün Verimliliğine Ayrı Kitap! .
Kişisel Başarın İçin Okuyacaksın ve ANADOLU DA KAZANACAK! .
= 000.023 =
Kişisel Başarı Çizgini Tanı ve ANADOLU ÇİZGİSİ; ÖZÜ TANI! .
Dizi Film İzler Gibi; Haftayı Kitap Heyecanıyla Beklemek! .
..
TAVAF BÖYLE OLUR
Saat 10.00 sularında, yatağımın başında bir genç kaldırdı beni. Daha ben kimsiniz diye sormadan,
-Dün beni aramıştınız, dedi.
Anladım ki hala kızının beyi. Hala kızı hanımlar tarafına gitmiş. Oda mecburen benim yanıma gelmişti. Daha yeni tanışıyoruz. Erzincan’dan almış kızı götürmüş Almanya’ya. Kader bizi burada tanıştırdı. Hemen mutfağa gidip çay koydum üzerine. Orada da komşular bir pusula verdiler elime. Teyze oğlu Kerim ve Abdullah ve Bacanağım Süleyman ve eşleri tarafından bırakılmış. Pusulada “Geldik yine bulamadık. Bu son gelişimizdi. Biz sıramızı savdık, sıra sizde” yazıyordu. Anlayacağınız blöf yapıyorlardı. Kahvaltı yapıp, enişteleri yolladıktan sonra hemen hazırlık yapıp Kabe yollarına düştük. Günlerden Cuma, namaza yarım saat kalmış. Hemen bir taksi tuttuk. Son model bir cipe bindik. Arabistanlı vatandaşlar özel otoları ile bazen yolcuda taşıyorlar. Ama Allah rızası için değil. Medine’de de olmuştu böyle. Kısa bir mesafede olsa hemen para istiyorlar. Bunları namaza yetiştireyim, bu sevap bana yeter gibi bir zihniyetleri yok. 18 Riyal verdik. Tünelin başına geldik trafik tıkandı. Öyle bir tıkanıklık ki, açılacağını tahmin bile edemedik Yürüyerek gidersek belki yetişiriz deyip indik taksiden. Ama nafile yetişemedik. Ne üzücü bir olay. İlk cuma namazını kaçırdık.
..
Yunus EMRE = 000.000.001 =
12 Temmuz 2013 Cuma 08:32:06
Sen Senliğin Görevini, Ben Benliğin Görevini Bilsek! .
Sevebilmişsen Eğer; İyi, Doğru ve Güzel Olan İnsana! .
..