avuçlarımızın ahşap
düşlerimizin spartaküs
saçlarımızın saç olduğu günlerdi
taşın, demirin,bıçağın,narın
ve burçak tarlasının hakkını verip
her an yeni bir alın yarasına
dağlarda geceler bir soğuk olurki
sorma
sabaha çıkarmıyım bilmem
koynumda yarimin hayali olmasa
dağlarda geceler bir karanlık olurki
sorma
ben ne kadar uzak olsamda senden
ne kadar acı çeksemde hasretten
dertten yana
özlem alıp götürsede beni uzaklara
yüreğim bir kuş gibi gökyüzünden
süzülüp uçar kollarına
dilerim yaşadığın müddetçe
mutluluğun her boyutunu tadarsın
ömrün boyunca seni üzecek engeller
önünden eğilerek çekilsin
gül bahçendeki güllerin kokuları hiç dinmesin
çevrene gül kokuları saçasın
soğuk kaldırımlarında yürürken caddelerin
buğulu gözlerle bakarken ardından
aşkına kurban olduğun sevgilinin
gidişi yıkar gönlünü senin
gözlerin sağa sola bakar boş boş
gözlerinin içine bakarak
ölüyorum burada
bir kaleyi düşürdükten hemen sonra
ve arefesinde yeni bir savaşın
ortada hiçbir sebep yokken
işte öylesine bir sabah
artık ay ışığında
dans etmek istiyorum seninle
kumsalda kolkola yürümek
gözlerindeki huzur veren
ışıltıyı görmek
sözlerindeki neşeyi
ölümsüz ve erişilmez aşk vardı önce
gözyaşlarıyla yıkandı
sonra sevda hamuru
bir yanılgının inleten ızdırabından
gözyaşları hiç dinmedi
mecnunlar bilir ızdırabı
hepimiz biraz eksiğiz ve kirliyiz biraz
ben sana eksiğim mesela
sen bana kırgın biraz
edilen bütün laflara
ve kullanılan her sözcüğe
renklerine tablonun
düşündüm bugün
dalıp sessizliğin
yanlızlığın hüznü içinde
seni düşündüm
kolkola gezdiğimiz kumsalı
sarılıp oturduğumuz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!