Kuyruğunu titretmiş cesaretsiz sözcükler,
çulsuz bir kalem..
Ne söyler,
ne yazar yokluktan başka.
Dön dolaş dönme dolap,
Aynı sözcüklerden biri iner,
diğeri biner..
Zannedersin dünya bunların etrafında döner..
Elde var sütü kesilmiş bir yaşam.
Hangi köşesine oturursan otur.
kurumuş hüzünlere katık,
acılardan ibaret bir akşam..
Yaz yazabilirsen güzellikleri! ..
Gün gözünden kıskanıp,
karanlıklara kaçırdığın düşleri..
Böyle anlarda daha çok anlıyor insan,
özlemenin anlamını.
Kavurucu temmuzun zemheri ayazına hasretini.
Tende oynaşmasını yağmur damlalarının.
İstekler,
dualar..
Göz farkına varıyor,
akıttığı her damla yaşın değerinin.
Tuz tadı dudaklarda.
Ve dudaklar;
Böyle anlarda öpüşlerin tatlı tadını..
Akla gelen,
akla ziyan yaban yalnızlıklar.
Sırtına vurulmuş,
taşınması zor ayrılıklar.
Altın değerinde böylesi anlarda,
payına düşen amorti sevinçler,
sakız tadında düşler..
Bohçasını alıp da aşk,
bir gün sözcüklere kaçıncaya kadar.
Çulsuz kalem..
Dilinin ucunda her zaman acılar.
Bağlıdır eli kolu,yazdıkça hep şiirler ağlar...
Kayıt Tarihi : 27.7.2007 17:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)