Çözümleme
Sevinçlerimi sessize aldım,
Hüzünde ayarlı hücrelerim.
Sonbahar yaprakları gibiyim
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Sevgi ve nefret ikilemi bir şiirde yan yana...
beğeniyle okudum bu güzel emek ürününü.
kutluyorym sayın dilekci...sevgiyle..
Mükemmel bir şiir tebrik ediyorum; selametle kalın, nice şiirlere...
Anlamca zengin, duyguca mükemmel, şiirce tekniğine uyan güzel bir eser okudum.
Tam Puan + Ant.
Sevgilerimle...
Nafi Çelik
NOT: Benden bir şiirle sayfama davetlisiniz:
Mutluluk çiçekleri
Varlığın bir ömür değerdi değdi
Yokluğun acılarımın yumağı
Yaz kışa, kış bahara dönerdi bir bakışınla
Kara kazanlar kurulurdu kimi zaman
Cenaze sessizliğine gömülürdü zaman
Doğum sancılarına kurulur şimdi saatler
Tarsus Şelalesi muştular sabahı
Türküler daha bir yanıktı oysa
İkindi yağmuru düşüyor yanaklarına
Zaman yerliyerinde duruyor
Ve Tarsus Garı’nda yaşanır ilk sancı
Yeşil siyaha çalar yeniden
Gözlükule uykudadır bu saatlerde
Acın yakar yürekleri yeniden
Silbaştan ağıtlar yakılır
Çamlıyayla’da bir sala verilir
Yeşil siyahı doğurur yeniden
Sen gelirsin aklıma hiç yoktan
Gülüşlerin düşer uykularıma
Yıllar ötesinden kokun yayılır
Kara kazanlar kaynar kimi zaman
Sazdan evlerde ağıtlar yakılır
Bir yıldız kayar Torosların eteklerinden
Akdeniz gözlerinle buluşur
Saatler ikinci baharlara kurulur
Devran döner yorulmaz bulutlar
Yaşama aç sevdalılar geçer kapısından
Ben geçerim boynum bükük
Sen geçersin günahsız ve saf
Yıkılır yıllar gerilerde kalır kahır
Ak düşer mevsimlere
Kutupla birleşir ekvator
Kanatlanır sevdamız mahşere inat
Dağ taş tanık olur
Sevda yeliyle şişer yelkenler
Cennetimiz olur varlığın
Yokluğun adı yoktur buralarda
Zehir zemberek rüzgarlar ayaza kesmez
Kavuşmalar vardır ayrılıklara inat
Ak kazanlarda ak şerbetler kaynar
Leyla’yla birlikte anılır adın buralarda
Şirin’le barışır dünya
Sen gelirsin yıllar ötesinden
Melekler kıskanır güzelliğini
Mutluluk çiçekleri açar öfkelerde
Ve….
Nihayet
Seni sevdiğim anlaşılır
Nafi Çelik
Çok beğendim. Kelimelerin üzerine basa basa iki kez okudum. Tebrikler...Tam puan+ant.
Saygı ile.......
Eklediğiniz resme bittim. Şiire gelince, yoğunlaşarak kafa yorduğunuz çaktığı kıvılcımlardan belli. Kutluyorum.+10
Sevinçlerimi sessize aldım,
Hüzünde ayarlı hücrelerim.
Sonbahar yaprakları gibiyim
Rüzgarların elinde kaderim.
bu güzel şiiri yazan kalemi kutlarım. çok güzeldi kaleminiz daim olsun.
Özgürlüğün kadar varsın yaşamda
Anı yaşa, kaçırma, bir daha gelmeyeceksin
doğru tespitler..
eline sağlık,çok hoş olmuş..
saygı ve selamlarımla...
Annenin ve senin anneler gününü kutluyorum harika bir paylaşım okudum ayrıca şiiride kutluyorum yüreğine saglık
Hızlı giden bir tren gibidir, hayat
İyi bak penceresinden, dönmeyeceksin!
Özgürlüğün kadar, varsın yaşamda
Anı yaşa, kaçırma, bir daha gelmeyeceksin!
tbrikler bu güzel şiirinize kaleminiz daim olsun
Sevgilerim büyük, nefretlerim küçük
Bu şiir ile ilgili 46 tane yorum bulunmakta