Madem ki titrek bir dokunuşa hasret dudakların, Senin için buradayım ya beni görmez misin?
Bu kirli şehrin korktuğu o eski limanların,
Üzerinde bir seni anarım bilmez misin?
Huzur içinde ol — daha da bakma ardın,
Bana semayı hatırlatan o masum elin.
Ne sen gördün ne de fıtratın
Tadı bilinmez asla bu cehennemin
Ben geçirdim şiddetini şu fırtınanın
Kovduğu kumların düşüşü pek derin
Halinden belli bu işidir yaradanın
Bir gözüne bin renk harcamış senin.
Madem ki şu rüzgarın gölgesine uzaksın,
Tuttuğum fırtınayı hissetmez misin?
Üzerinde bu şehrin kirli limanlarının,
Çektiğim çileyi fark etmez misin?
Ne sen bilirsin rengini yüreğimin karanlığının,
Ne de artık bakıyor bana eskisi gibi gözlerin
Ben anlarım yerini ruhundaki başkasının,
Bu da ebedi cezasıdır bana, seni kaybetmemin.
Şu gökyüzü artık yazmaz hikayesini bu aşkın,
Eser diye asılmaz duvarına cennetin
Kafidir, süzen şu ırmaklara saygın,
Ne desek de faydasız sürecek bu kin.
Madem ki bizi tüketecek kumları zamanın, Yüreğimden şimdi sarsılmalı bu yerin.
Ne sen artık tükenmiş ruhuma faydalısın,
Ne de sonbahar yaprak dökecek senin için.
Bitmemiş, yüreği derinden delen bu sevdanın, Sebebi beni sevmiş olan sensin.
Tükenmemiş, yormuş bir ruhu bu davanın,
Çözümü ise o kahverengi gözlerin.
Kayıt Tarihi : 13.3.2022 20:05:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!