Çöl'ün Kızı-1 Şiiri - Aslınaz Üstün

Aslınaz Üstün
8

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Çöl'ün Kızı-1

Hangi yolcu acıyı koyar ki heybesine?
Ve hangi yolcunun katığı aşk ola?
Suyunu tuzlu; ekmeğini katran saya!
Cesareti var mı ben-i Âdem’in?
Hem; yana yana.

Mısır esrarlı dünya…
Gizemin hamisi.
Akıl almaz hesabın,
Piramitlerin, Nil’in sıcacık: Gizemli sesi.
Mısır…
Aşkın başlangıç kalesi…
Bir Musa yurdu nazenin,
Çölün esrarı Mısır.
Nil raks eder bağrında; çırılçıplak, deli deli.
Beyaz Nil, Mavi Nil; rüya gibi.
Kavuşurlar bir vahdet makamında Gizli gizli…
Canhıraş: Nefes nefese, demli demli…
Yalnız O’na ayan, yalnız O’na aşikar;
Gün gibi, güneş gibi, gece gibi
Söylenmemiş söz gibi.
Masal gibi.

Ey Kader’in korunaklı kalesi;
Hangi Prensese mahpussun? Denilirken…
Kader bir Hâcer yaratmıştı ezelden!
Ey Mısır; bir Musa’n, birkaç piramit’in
Bir de Hâcer’in var. İnkâr mıdır?

İnkar mıdır?
Mısır’ın nazlı kızı Hâcer.
İk/inci Hâcer.
Gözlerinde baharın her dem yeşerdiği
Şelale bakışlı, gül yüzlü, edalı Hâcer.
Kader’in Sahibine ürkek kuş gibi sığınan
Kûn fe yekûn sırrının âlimi Hâcer.
Seherlerin gözü yaşlısı,
Avuçlarında duasıyla,
Bir sonsuzluk sevdasıyla yüreği yaslı Hâcer…

Hangi yolcu acıyı koyar ki heybesine?
Ve hangi yolcunun katığı aşk ola?
Suyunu tuzlu; ekmeğini katran saya!
Cesareti var mı ben-i Âdem’in?
Hem yana yana.
Hâcer idi adı; inkarı yok!
Hicret eden kadındı; adıyla maruf.
Aşkını bağrına, sevdasını ruhuna
En derin kuytularına gizleyip
Senin Adınla ‘İlla billah’ diyen
Karanlığın göğsüne göğsüne giden
Bir firkatin vuslat yolcusuydu Hâcer.

Hangi yolcu hasreti koyar ki heybesine?
Ve hangi yolcunun katığı aşk ola?
Cesareti var mı ben-i Adem’in.
Hem yana yana.

Cesareti vardı Hâcer’in
Vardı Ademin kızı’nın cesareti.
Vardı: Aşka muradı.
Azığı olmasa da, yoldaşı İsmail olsa da tek.
Kader…
Rüyalar mıydı esrarı hep saklı?
Sıfır nokta kırk mıydı Rahman’ın sırrı?
En sırlı vakit sıfırla kırk arası mıydı?
Yoksa kırkın sonrası mıydı?
İnsan olmakla seçilmişlerden olmanın Cebrail sınırı mıydı?
Neydi hikmet? Neydi muamma?
Hızır bilir miydi bu hikmeti? Ya Musa?
Kaderi yazan melekler mi bilirdi yoksa?
İnnellahe alimen…de miydi zâhirin özü.
Hâcer bilmezdi, bilemezdi
O; Rabbini, kucağına sardığını,
Yüreğine harmanladığı aşkı bilirdi.
Aşkının acısı derin, yolu uzun,
Ve kanatsız olsa da
Sesinin taa ötelere gittiğini bilirdi.
Bilirdi:‘ İstenmeyen şeyin Arş’tan inmeyeceğini’
Biline. Bu Makam yüce!
Makam, gecede kapkara karıncayı da göre
Değil mi ki her dem kapı çalan saileye yaban kala?
Açılmaz mıydı bir gün kapı ardınca…
Kapıdaki Rabbe susmayı ar sayan Hâcer olunca.
Hâcer’in talebi Arş’a, Niyazı Arş’a,
Avuçları Arş’a, gözyaşları Arş’a
Cesareti vardı Adem’in kızı’nın.
Azığı olmasa da, yoldaşı İsmail olsa da tek.
Bir de aşkıydı yalın ve ürkek; canında olan.
Kader…Ahhh kader.
Hem yana yana.
Hangi yolcu ayrılığı koyar ki heybesine?
Ve hangi yolcunun katığı aşk ola?
Suyunu tuzlu; ekmeğini katran saya!
Cesareti var mı ben-i Âdem’in?
Hem yana yana.
Yana yana.

Aslınaz Üstün
Kayıt Tarihi : 4.4.2010 09:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mehmet Üstün
    Mehmet Üstün

    Şelale bakışlı, gül yüzlü, edalı Hâcer.
    Kader’in Sahibine ürkek kuş gibi sığınan
    Kûn fe yekûn sırrının âlimi Hâcer.
    Seherlerin gözü yaşlısı,
    Avuçlarında duasıyla,
    Bir sonsuzluk sevdasıyla yüreği yaslı Hâcer…
    Kutlarım Aslınaz Üstün. Hüznü yoğurup içimize işleyen bu dizeler için sonsuz teşekkürler.

    Cevap Yaz
  • Ahmet Ayaz
    Ahmet Ayaz

    Kaleminizin sürekli çalışması dileği ile
    selam ve saygılarımı sunuyorum.
    'Şair Ahmet Ayaz' gurubuna
    üye olmazmısınız?
    Ahmet Ayaz

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Aslınaz Üstün