İçimde bitmeyen arzu, alnımda yazımsın,
Boynumun borcu, gözümün feri-nurusun.
Çok mu eski tarihin? Sen ki Gürcü Kapısın,
Kölen olurum kapında, iste tenim kurusun.
Doğunun ışığı-gücü, kuvveti ve varlığısın,
Ayakta duran bedenimin, tertemiz soyusun.
Çok mu eski tarihin? Sen ki Tebriz Kapısın,
Kulun olurum kapında, iste benzim solsun.
Kem talihimin beyaz bahtı, şirin vatanımsın,
Başı dik, alnı açık, karagözlüm-sırma bıyıklım.
Çok mu eski tarihin? Sen ki Erzincan Kapısın,
Türap'ın olurum kapında, iste yine şahlanalım.
Kışın buzdur tipidir ve borandır, ısıtamazsın,
Zifiri karanlığın akisleri, buluşur beyazında.
Çok mu eski tarihin? Sen ki İstanbul Kapısın,
Pervane olurum kapında, iste dururum safında.
Saf duygular gibidir, berrak akan suların,
Kalkan olmuş çaresizliğe Dadaşın bedeni.
Çok mu eski tarihin? Sen ki Kars Kapısın,
Bekçin olurum kapında, iste tutayım nöbeti.
Yüksektir başın erişilmez, evliyalar yatağısın,
Hâk'tan yana almıştır nasibini, ruh-i erenlerin.
Çok mu eski tarihin? Sen ki Kavak Kapısın,
Yunus'un olurum kapında, iste bitsin eğrilerin.
Toprağında izi var görünür, Nene Hatun'ların,
İlk ve son değil, bitmez vatana can verenlerin.
Çok mu eski tarihin? Sen ki Harput Kapısın,
Aşığın olurum kapında, iste yanar Kerem'lerin.
Şan-şeref dolu her yaprağı, tarih sayfamızın,
Sütten çıkmış ak kaşık misali, budur yönümüz.
Çok mu eski tarihih? Sen ki Yeni Kapısın,
Derviş'in olurum kapında, iste açsın Gül'ümüz.
Öncüsün yirminci asırda, özünü yaşatansın,
Tavizsiz mahremiyetinden, o pak iffetinden.
Çok mu eski tarihin? Sen ki Kilise Kapısın,
Mühür olurum kapında, iste açsın kilidinden.
(İzmir. 05.04.2006)
Erdal ToygunKayıt Tarihi : 10.5.2006 12:59:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Erdal Toygun](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/05/10/cok-mu-eski-tarihin.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)