Çok Kötü Bir Şeysin Yani Aşksın Tinsu

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Çok Kötü Bir Şeysin Yani Aşksın Tinsu

“Seni o kadar hayal ettim ki artık bir hayalsin.” Victor Hugo

Öyle bir çıktın ki karşıma,öylesi bir ölümdü sevgilim.
İlk defa doğar ,i yaşar gibiydi her halim. Az kalsın,azdan kalanlarımla gidecektim.Şimdi yalnızlığın bile zenginlik, bir gün gelişin bile dünya.
*Seni bana aşk diye doğurmuş annen. Emzirmiş yollamış bahtımın bütün duygu kentlerine.
-Aşk, tutku, ruh,ayrılık, acı, bütün duygu kentlerimi bir bir doldurdun.
*Yanlış hayatın doğru yanlışında yanılmadık. Sevdik işte, bütün yanlışları doğrusuna çeken şıktı.
-Duruşumuzun şıklığı bu yüzdendi.
*Bana benziyor aşk.
*Damıtılmış bir düşün şarabı olup yıllanmak istiyor gönül dergahında.
Evvelcenin cetveliyle bir üçgen çiziyor, bütün açılarım, acılarımdan derleme.
*Kaybolmuş altın yıllarımızın definecisi olup arıyorum seni.O kadar uzaksın ki içim dışında başka mecralarda arayamıyorum.
*Şuursuz kalışın gişecisiyim. Güzellerin ruhuma girişine, bilet kesiyorum.Sınırdışı ettiğin özlemlerimi sen yerine yaşamak için geliyorlar.Beni anlamadan, neden sana yazıldığımı soruyorlar.
*Aşk bana çok benziyor sevgilim.
-Bir annenin evlat acısı mı? Bir evladın anne acısı mı? Bir aşığın sevgili acısı mı? Hangi acı eşit,hangi acı kendine benzer, hangi acının toplamı biz eder bilemedim.
*Bulutları kıskandırdım damlaların yerine yaramın üstüne yağmuru yolladılar.
*Islanmışım sana. Kurlarınla kuruman gerekirken şimdi hangi kirli masalın cadısı olarak az gitmişleri oynuyorsun.

Oynaşıl vakitlerine süreğen bir yılan gelir elbet.Elbet seni ısırır ahlarımın kırkayakları.Dolanır sana, dolambaçlı geçmiş.
*Ölçünü ölümsüzlüğünden alan yaralarım uzar, gider uzlarına. Masalın fakir, mağrur, duruşundan güzellerin öldüğü o Keloğlan benim. Ki biliyorum sen de padişahın kızı değilsin.Ben de tam kel değilim.
Gittikçe herkesleşiyorsun. Farkındalığının aşk boyası dökülüyor, sevgi duvarların görünüyor. Tutkularımla ördüğüm kırmızı tuğlaların aşk kırmızısı eriyor.
-Can evin yıkılıyor sevgilim üstüne üstüne , üstüme üstüme.
Sadakatimin anıtı önünde, öndeş sevgilerin saygı duruşuna beklemesin.
*Ayrılık, seni kendine benzetmiş.Damlaların yaryüzümdeki

meteorolojiyi yanılttı sevgilim. Beni her gördüğünde neden nemlenir gözlerin.Neden ıslatırsın beni tümden.
-Beni taş mı sandın? Ağlamaz mı sandın? Haydi yarışalım sevgilim, akıtalım damlalar, sonra bir Gölecimiz olsun.
*Ve aşkta ıslandı.
Yokluğun kurutmaz ,gidişin bitirmez,nefretin büyütmez içimdeki filizi Tinsu

* Anlatımı bozuk acıların, gereksiz sözcüğüydü ayrılık.Sıralı bir cümlede eksik yükleminden kaynaklandı anlatım bozukluğumuz.
-Öksüz öznelerim vardı, hepsi senli bir yüklemle çekimlenmediğindi aramızdaki bozukluklar.
Anlam açık değildi. Sen benim için hep birkaç anlam oluyordun.
Oysa eksiltili bir cümleydik sen ağlarken, ben ağlarken,özne yalnızlığa giderken.Böyle olmamalıydı.
-Duru bir cümlenin duruşunda aşka gereksiz sözcüklerimiz yoktu.
-Biz aşka benziyorduk sevgilim, aşk bizden kopya çekip yeniden sevmemiz için sınav yapıyordu.
Bu yüzden yarin ders var.Bu yüzden yarin geçer bu sınavı bilesin.

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 13.12.2011 23:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan