ayrılık bilmezken biz bilmiştik istanbul
türdeş yenilmiştik, darbelenmiştik
çağdaş bir esintiyle bölünmüştü uykumuz
adalardan yelken doldurmuştuk karaipler’ e
kara derili insanlara tutunmuştuk
durgundu sular fenerbahçe’ de
tuzundan ayrılmış bir deniz
buruk bir sılaya göç tutmuş
zaman yağmur olmuş
yoğuşmuştu göz oyuklarımızda
bir arya duyulmuştu yaylalarda
şişli, levent ardında bostanlar
lay lay lay... yaa! haydarpaşa
moda, ‘piyer loti’ idi o zamanlar işte
iskeleyse ‘rüzgârlı bayır’ hani
kadıköyde rıhtıma dalga aşırırdı buluşmalar
o noktada tutardı ellerden
sen orada bir bebek doğurmuştun
salacak’da sular kumsalı
yanağından okşamıştı o zamanlar
orada bir şiir yakmıştın, iki olmuştu
bir vapura binmişti bizim gibi
bizim gibi ayrılmıştı limandan
ve türdeşti tüm gemi kazanlarında ateş
pervaneler karıştırırken ard sularını
yanan yüreğimizle dönmüştü başımız
“gık” ımız çıkmadı o gün bugün
barbaros bulvarı kaç kez kazıldı
kaç kez ağlattı anasını arazözlerin
kaç martı göçüp gitti boğazdan
kızkulesi kaç şairin yazlığı oldu
ağladılar harem’ de yalnız yolcularla
istanbul kaç istanbul’ u ağlattı
ve biz kaldık
gıkımız çıkmadı
sen kaç istanbul
kaç git ve kurtul
bize çok geç firardan
Kayıt Tarihi : 9.7.2003 23:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!