Bayramlar herkesindir.
İster ülkemizde olsun, ister dünyanın en varsıl ya da en yoksul bir başka köşesinde.
Bayramlar herkesindir, ama önce çocukların.
Bir bayram gününün getirdiği farklılığı, parıltılı coşkuyu, öncesindeki gizli heyecanları, sonrasındaki serbest bırakılan hüzünleri, su katılmamış bir masumiyet ile önce çocuklar fark eder, onlar yaşar.
Çocuklar bayramların, kapı kapı dolaşıp el öpen, şeker toplayan aksesuarları değildir.
Onlar; tüm bir yaşamın tam bayramlık halidir, bayram günüdür. Yaşlarımız kemale ermek için yol almaya devam ettikçe, iki de bir başımızı geriye doğru çevirip sanki görecekmiş gibi “nerde o eski bayramlar” dememiz bundandır işte. Özlediğimiz o eski bayramlar değil, o bayram günlerini yaşayan kendi çocukluklarımızdır. Ve hiç kuşku duyulmasın ki bugünün çocukluk çağlarının cıvıltılı bahçelerinde oynanan oyunlar, aynı ağızların yarınlarda söyleyeceği “nerde o eski bayramlar” şarkısının hüzünlü nakaratlarına dönüşecektir,çok değil yirmi sene, otuz sene sonra. Göz açıp geçinceye kadar kısa bir süre sonra…
Bir bayram günü.
Belki bir sonbahar serinliği ya da yaz sıcaklarının yeni kucaklanmaya başladığı bir bayram günü. Zorla koparılmış bayram harçlıklarını erken tüketmemek için kasabanın aynı zamanda şeker de satan tek oyuncakçısının önünden değil daha arka sokaklarından kırlara doğru koşan üç çocuk için bir bayram günü. Simsiyah saçları, kocaman ışıltılı gözleri ve ayaklarında yalın ayakkabıları ile…
İki adım sonra ….
“açık arazide buldukları patlamamış top mermisi ile oynayan ilkokul öğrencisi üç çocuk feci şekilde parçalanarak can verdi”
Etrafa saçılan tüketemedikleri bayram harçlıkları parçalanmamıştı ama onlar “nerede o eski bayramlar” diyemeyecek kadar küçük parçalara ayrılıp yok olmuşlar değil yok edilmişlerdi.
Bir bayram günü.
Özlenmiş bir yağmurun sonrasında yaşanan toprak kokulu ya da saçaklarından buz kristallerinin mızrak gibi sarktığı bir bayram günü. Gecenin konuklarına ekmek almak için yakındaki bakkala değil bilmediği bir başka gecenin karanlığına doğru örgülü sarı saçları, mavi gözleri ile yürüyen kız çocuğu için bir bayram günü. Ardından gelen kirli suratlı iğrenç kokulu o sese bakıncaya kadar…
Ertesi gün …
“Bakkala gitmek üzere çıktığı evine dönmeyen küçük kızın cesedi, hemen arka sokaktaki bir inşaatın içinde bulundu. Boğularak öldürülmeden önce tecavüze edildiği anlaşılan…”
Ve daha niceleri…
Hayal dünyası kurgularının bile kabul edemeyeceği kadar “aşağılık” ama ne yazık ki gündelik ve sıradan hale dönüşen gazete haberleri. Bunları münferit olaylardan saymayı kabullenmeye başladığımız bu günlerde, birilerinin binlerce kilometre uzaklardan düğmeye basarak gönderdiği bombaların nereye ve kimlerin üstüne düşeceğinin de çok önemi kalmıyor. Çocukları o şekilde öldüremezsek bile bir şekilde ama nasılsa öldürmenin yolunu buluyoruz …
Öldürdüklerimizin çocuklar değil, kendi çocukluklarımız, bayramlarımız olduğunu aklımıza getirmeden…
Unutmayalım, bayramlar herkesindir.
İster ülkemizde olsun, ister dünyanın en varsıl ya da en yoksul bir başka köşesinde.
Bayramlar herkesindir, ama önce çocukların.
Bayram olsun, kapımızda onların ürkek yada şakrak seslerini duyalım…
Kapımız çalınsın, açalım …….
“Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin,
şeker de yiyebilsinler.”
(-nazım hikmet-)
Sevgili dostlarım…
Hepinizin bayramını şimdiden kutluyor, bu bayramı çocukluklarınız gibi yaşamanızı ve daha da nicelerinde de hep beraber olabilmeyi diliyorum.
(c.ç)
Cevat ÇeştepeKayıt Tarihi : 26.9.2008 11:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kadir gecenizi ve yaklaşan bayramınızı kutluyorum...

Onlar; tüm bir yaşamın tam bayramlık halidir, bayram günüdür. Yaşlarımız kemale ermek için yol almaya devam ettikçe, iki de bir başımızı geriye doğru çevirip sanki görecekmiş gibi “nerde o eski bayramlar” dememiz bundandır işte. Özlediğimiz o eski bayramlar değil, o bayram günlerini yaşayan kendi çocukluklarımızdır. Ve hiç kuşku duyulmasın ki bugünün çocukluk çağlarının cıvıltılı bahçelerinde oynanan oyunlar, aynı ağızların yarınlarda söyleyeceği “nerde o eski bayramlar” şarkısının hüzünlü nakaratlarına dönüşecektir,çok değil yirmi sene, otuz sene sonra. Göz açıp geçinceye kadar kısa bir süre sonra…
Güzel ve anlamlı bir yazı okudum dostum tebrikler...
okuyup yanıtlayamıyorum.Ama güzel şeyler eskimez ki...Okudukça yeniden yaşadım o talihsiz yavruların yaşadıklarını.Evet ; bayram herkesin hakkı ama ÖNCE ÇOCUKLARIN.Bütün kalbimle katılıyorum...Sağ olun Sn. Çeştepe.Çok güzeldi...
cok duygulanarak gec kalmis olarak yine okudum anlamli siirinizi ...bir defa daha usanmadan tebrik etmek ve tesekkur etmek istiyorum....neler yazmak isterken elimden bu kadari gelmeside ...uzucu cok...sevgiyle dostum saygiyla...
muzeyyen baskir
Çocuklukların bayramı - bayram yazısı
Bayramlar herkesindir.
İster ülkemizde olsun, ister dünyanın en varsıl ya da en yoksul bir başka köşesinde.
Bayramlar herkesindir, ama önce çocukların.
Bir bayram gününün getirdiği farklılığı, parıltılı coşkuyu, öncesindeki gizli heyecanları, sonrasındaki serbest bırakılan hüzünleri, su katılmamış bir masumiyet ile önce çocuklar fark eder, onlar yaşar.
Çocuklar bayramların, kapı kapı dolaşıp el öpen, şeker toplayan aksesuarları değildir.
Onlar; tüm bir yaşamın tam bayramlık halidir, bayram günüdür. Yaşlarımız kemale ermek için yol almaya devam ettikçe, iki de bir başımızı geriye doğru çevirip sanki görecekmiş gibi “nerde o eski bayramlar” dememiz bundandır işte. Özlediğimiz o eski bayramlar değil, o bayram günlerini yaşayan kendi çocukluklarımızdır. Ve hiç kuşku duyulmasın ki bugünün çocukluk çağlarının cıvıltılı bahçelerinde oynanan oyunlar, aynı ağızların yarınlarda söyleyeceği “nerde o eski bayramlar” şarkısının hüzünlü nakaratlarına dönüşecektir,çok değil yirmi sene, otuz sene sonra. Göz açıp geçinceye kadar kısa bir süre sonra…
Bir bayram günü.
Belki bir sonbahar serinliği ya da yaz sıcaklarının yeni kucaklanmaya başladığı bir bayram günü. Zorla koparılmış bayram harçlıklarını erken tüketmemek için kasabanın aynı zamanda şeker de satan tek oyuncakçısının önünden değil daha arka sokaklarından kırlara doğru koşan üç çocuk için bir bayram günü. Simsiyah saçları, kocaman ışıltılı gözleri ve ayaklarında yalın ayakkabıları ile…
İki adım sonra ….
“açık arazide buldukları patlamamış top mermisi ile oynayan ilkokul öğrencisi üç çocuk feci şekilde parçalanarak can verdi”
Etrafa saçılan tüketemedikleri bayram harçlıkları parçalanmamıştı ama onlar “nerede o eski bayramlar” diyemeyecek kadar küçük parçalara ayrılıp yok olmuşlar değil yok edilmişlerdi.
Bir bayram günü.
Özlenmiş bir yağmurun sonrasında yaşanan toprak kokulu ya da saçaklarından buz kristallerinin mızrak gibi sarktığı bir bayram günü. Gecenin konuklarına ekmek almak için yakındaki bakkala değil bilmediği bir başka gecenin karanlığına doğru örgülü sarı saçları, mavi gözleri ile yürüyen kız çocuğu için bir bayram günü. Ardından gelen kirli suratlı iğrenç kokulu o sese bakıncaya kadar…
Ertesi gün …
“Bakkala gitmek üzere çıktığı evine dönmeyen küçük kızın cesedi, hemen arka sokaktaki bir inşaatın içinde bulundu. Boğularak öldürülmeden önce tecavüze edildiği anlaşılan…”
Ve daha niceleri…
Hayal dünyası kurgularının bile kabul edemeyeceği kadar “aşağılık” ama ne yazık ki gündelik ve sıradan hale dönüşen gazete haberleri. Bunları münferit olaylardan saymayı kabullenmeye başladığımız bu günlerde, birilerinin binlerce kilometre uzaklardan düğmeye basarak gönderdiği bombaların nereye ve kimlerin üstüne düşeceğinin de çok önemi kalmıyor. Çocukları o şekilde öldüremezsek bile bir şekilde ama nasılsa öldürmenin yolunu buluyoruz …
Öldürdüklerimizin çocuklar değil, kendi çocukluklarımız, bayramlarımız olduğunu aklımıza getirmeden…
Unutmayalım, bayramlar herkesindir.
İster ülkemizde olsun, ister dünyanın en varsıl ya da en yoksul bir başka köşesinde.
Bayramlar herkesindir, ama önce çocukların.
Bayram olsun, kapımızda onların ürkek yada şakrak seslerini duyalım…
Kapımız çalınsın, açalım …….
“Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin,
şeker de yiyebilsinler.”
(-nazım hikmet-)
Sevgili dostlarım…
Hepinizin bayramını şimdiden kutluyor, bu bayramı çocukluklarınız gibi yaşamanızı ve daha da nicelerinde de hep beraber olabilmeyi diliyorum.
(c.ç)
Cevat Çeştepe
****
Deminden beri sayfandayım dladım gittim bir dolu şey yazdım sonra sildim ne yazssam senin yazdıkların yanında ne ki dedim yaşayan zaten biliyor ..
en önemliside yazdığın gibi çocuk onlar daha içlerini zehirlemeyelim ne olur kin besletmeyelim.. koruyalım onları ya ..
Can içimi burdu yazdıkların evet bende unutmadım hala da kanar çocuklarıma kan çalanlar onları iğrençliklerine
alet edenler senin yazdıklarına ilaveten dün ahberlerde gördüm bir iç çamaşırı markası tanıtımı yapılıyormuş çocuk iç çamaşırı canlı manken çocuklar kızlar saha doğrusu resimleri gördüm katolog çekimleri için çekileni ya Allahsız Kuransız insanlar siz kim oluyorsunuz ya çocuk istismarı var poz verdirmişler tamam çocuk şu bu ama pozları bende gördüm ve hayret ettim ya .. yazıklar olsun üç beş kuruşa çocuklara bunu yaptıran zihniyete de ailelere de sonra da vah vah işte ..bunlara negel olunmassa .. offf bir dolu şey var can şimdi burdan bir giriş yapsam bitmez bizler suçluyuz toplum olarak çocuklarımıza gereken önemi vermiyoruz .. ne bekliyoruz ki ne çabuk unuttuk bebek tecavücüsünü o iğrenç anneyi en oldu akibeit ne oldu yasa ha ..
beyler Anayasanın dokunulmayacak en medeleri ile uğpraşacaklarına bunlara bu gibilere hasta ruhlara yasa çıkarsın elleri kollarını sallayarak geziyorlar ya her parka gittiğimde her çocuk sevinci çığlığı sevinci gördüğümde a gölge gelirse diye anası da yanında olsa sağı solu kontrol eder oldum .. düşünebiliyor musun bu kadar dellendim ..
ve son sözlerin bunlara ek olarakda geçen sene kadir gecesinde babasını mayınlı arazilerde şehit vermiş bebelerimiz çocuklarımız buz gibi mezardaki resmi öpen o gül yüzler .. gördüm bu bayramda Şehit Mezarlığını ikibuçuk ayşındaki çocuğun gözlerini babanın resmini o minik elleri parmaları arasında buz gibi yerden sıcak beklediğini içim üşüdü bir kez daha ağladım .. neye yarayacak ki ağlamam yetse tüm çocuklar için ağlıyım hepsi mutlu olsun gidenler geri gelsin yada yapılan bütün adaletsizlikler kahpelikler düzelsin yukarda yazdıklarının tedavisi yok ki giden gitti arkada enkazlar kaldı yaralı yürekler .. ölmeyenlerde yarı ölümüş oluyorlar yazık ediyoruz çocuklarımıza her bakımdan doğaya zarar vererek bile aslında en büyük zarar onlara veriyoruz da .
neyse dedim ya bir dolu şey yazılırda yüreğim şişti konu çocuk olunca helede onların gülen yüzleri soldukça hele ki her geçen gün onlara büyük kırmızı çarpılar verdikçe ..aslında bundan sonra bu dünyaya çocuk bile getirmemek gerek diyorum Allah biliyor ya iki oğlumada sakın ha evlensen dahi çocuk doğurmayın bu dünya artık yaşanmaz oldu . görüyoruz artık görüyoruz bile bile onları bari yakmıyalım diyorum da ..
birileri illlede üç çocuk üç çocuk ..
neyse şimdi de ona .......
çıkıyım kutluyorum duyarlı yüreğini sen bana bakma yürekde lodos var karayel var fırtına var bora var tayfun var gemi öyle gitti de gitsin ..
hava durumumu normalae döndürmem lazım .
acılarıma dokundun şair benle ilgili değil ama ülkem çocuklarına yazdıklarını hepsini biliyordum ama kabuk bağlamıştı şimdi kabuk kalktı yeniden .
alıştık diyemiyoruz biliyorsun onlar geçmez ille benim çocuğum olması gerekmiyor onlar bizim çocuklarımız ama o kadar çoklar ki ve görmediğimiz bilemdiğimiz yerlrde daha ne çığlıklar var sesni duyuramayan belki dağlarada bile eko yaotı ama bizlere gelmeyen ama tahmin etmek de güç değil dimi ..
sevgiler yüreğine ..
Şükür ki bayramda şöyle parklara bir göz attım hal sesler var hala neşeli eh birde aileleri yanında bayram diye sevinç.leri ikiye katlanmış yani görebildim gözlerinde o güzelliği İnşallah bitmez inşallah sönmez .
TÜM YORUMLAR (62)