Emiliy Bronte yazdigi ` Ugultulu Tepeler` romaninin giris önsözünde kendi hayati hakkinda bilgi verirken yoksulun ötesinde sefillige tanik, annelerini en büyügü on yasindayken kaybetmis bes kiz kardes ve kilisenin bitisigindeki dökük yikik evde papaz olan babalariyla birlikte yasarken uzun yillar halalarinin eline bakan ve en büyügü on yasina degdikten sonra diger kalan kardeslere annelik etmeyi üstlenen yetimlikle yetisip büyürken, babalarinin rutin zamanlarda hayattan ne ögrendikleri yolunda hatir sual yoklamasi sirasinda Emiliy`nin dört yas büyügü sekiz yasindaki Charlotte “ dünyanin bütün kitaplari arasinda en önceliklilerinden biridir Doga “..diye cevap verirmis.
Her biri yakalandiklari `Ince Hastalik`tan kurtulamayarak kirkini bile bulmadan birbiri ardina hayata veda eden bes kiz kardeslerden olan Emiliy; Anne, Charlotte, Maria, Elisabeth sirali ailenin dördüncü cocugudur. Binbir güclükler icinde yogun insan kalabaliklarindan ve görünür bilinir tüm orta yerlerden irak yasadiklari hayatin icinde birbirlerine kurduklari hayallerden hikayeler aktararak insan sicakliginin kopmaz baglarla sarip sarmaladigi düs dünyalarini kücük kirpik kagitlara yaziyor, yazdiklari kagitlari sayfa sayfa dikerek kitap haline getiriyor ve önceleri kadin olduklari anlasilirsa yazdiklarinin gereken önemin görmeyecegi kaygisi tasiyarak takma isimlerle bastirip yayimlatmislar, kendilerini yeterince tanitip duyurduktan sonra da bes kardesten Carlotte, Emiliy ve Anne ….Bronte kardesler olarak yaslari kirki bile görmeyip yasamin tüm olumsuz acimasizliklarinin sürünce güdümünde Dünya Edebiyati`nin vazgecilmez yapitlarini hayatin kalbine armagan edip, insanlikla bulusturmuslar.
Evet okuyabilene DOGA, insan aklinin ve hayalinin erisebilecegi bütün uzakliklari her türlü gizeminden cikarip kendi yasamina ve varligina anlasilir yakinlikta bildigi tanidigi özümsedigi degerlerle dopdolu cevherler sonsuzlugudur. Bu sonsuz sinirsiz okuyup anladikca degeri anlami kaynagi verimliligi artan DOGA kavramli kitaplik ve kütüphanecilgin yanisirasina her insan kendi deneyimli gözlemli özgün ve katilimci cikarimlarindan yasadigi hayatin aklina fikrine duygusuna düsüncesine kendince önermeler ekleyip ulayabilmesi icin asla TALIMAT ÜZERE bütünlügü birbirinden koparilmis bölük pörcüklülük arama taramaciligiyla bogulup bunalan tikanikliklarda yasamin yolunu yordamini bulmayi umdugu kisilik ve karakter edinmeye kendini carsi parar etmemelidir. ..
Cünkü bir olgu olay veya etkilesim olumlu olumsuz tüm icerik ve etrafliligiyla konuslanip kaliba girdigi bünyede tesir edecegi etki alanini birbirine baglayan dokularlar birlikte yaratir, beslenir, gelisir, büyür ve yerlesik kaliciliga gövdelenir. Bu yüzden tüm yapay hormonsal müdahalelerle insan aklini mantigini kabiliyetini tutumunu davranisini fikrini zevkini hevesini algisini aliskanliklarini nerde ne zaman nasil neyle nicin kiminle veya kime neye göre sekillenip bicim alacagina kafadan karar veren hükümranlik, ilgisinde itibarinda tasidigi yükün hammalligindan haberi olmayan KURU KALABALIGIN dolayli, karisik, kurcalanmis, elden ele, igreti, soyut, sahte, samimiyetsiz ücrali ve icrali edilgenliginin kulu kurbani haline yorulmus yikilmis insan enkazini yiginaklasitirir. Bu enkaz altinda kalmisligin kendi belleginde hayatin hic bir hatirlatan anlam degerlilige dair irade algi özgürlük ve aidiyeti olmayan kurgulanmis kaliplara girmis yerlesmisligiyle, sekli yontulmus rolü kesilmis piyesi oynak bicimi verilmis insanin her buyrulan KUTUPLASMALAR kavga nizahliligini saniyesini bile sogutmaya birakmaksizin öngörülmüse vaziyet alip, kurgulayan ve buyuranlar keyfiyetine tam itaatle hizaya girmemesi asla mümkün degildir.
Bu nedenledir ki gerek siserek, gerek sinerek, gerek kubararak ,gerek susarak, gerek karamsar, gerek cekinser ,gerek hantal ,gerek lacka, gerek lümpen, gerek kayitsiz, gerek, ilgisiz, gerek icinde bulunup taniklik ettigi yasamin bütün olus bitislerine iradesi öznesi yüklemi etkisi varligi yahut katilimciligi hic mi hic olmayan kendi halin terkedilislerini yapiskanlasip sivanarak; her kurguya amadeligin tüketim köleliginden ilgisiz itibarsiz dengesizlikler ve tutarsizliklara teslimiyeti pesinen kabullenir insanlik.
Ardindan sökülüp gelen SIDDETiN HER TÜRLÜSÜ, ayrilmaz akil fikir niyet yeltenis kasit bünye ve baglam bütünlügü birbirinden sorumlu orman yakan, toprak talanlayan, toplum gasp eden, ahlak bozan, trafik canavarlayan, adalet kanunsuzlayan, cikar ve keyfiyet güdümlü bütün yoz yaban aykiri hastalikli ve saplantili hüküm zorbaligiyla devlet millet toplum tanimazligin önünde durup üstünde hükümranlik ve hak iddasina tutusarak ayni zamanda tüm sosyal siyasal ekonomik kültürel degerleri kendi haciziymis gibi bütün kazanilmis degerleri dur durak bilmez sahsilestirmeye cöküp cullanacak, onru da aayaklar altina alacak, üretimi de emeksiz topraksiz insansiz birakacak, palasimi da, egitimi de, ulasimi da,sagligi da, müzigi de, sanati da, ilimi de, edebiyati da iletisimi de icinden cikilmaz yagma yikim harcina harac mezat kiralik ve kapatmaligi edecek, kadina ve cocuga da tecavüz edeceg hic kuskusuz ve kesindir.
Herseyi birbirinden ayirip ayartarak kisiligi belirsiz, olusumu kayitsiz, bünyesi tanimsiz, belirtisi sönük, yüklemi sorumsuz, mantigi sorgusuz, varligi sahte, ilgisi soguk,yakinligi viran, düsüncesi batak, egilimi cikarci, aidiyeti kopuk ve KALIBI PESiN TALIMATLAR üzeri terbiyesi verilmis akil fiikir diuygu düsünce bozuklugu külliyatiyla künyesini bulmus üstü kapali girisimciligin, karistirdikca kendi kendini kiskirtip kurcalayan kutuplastirilmalar morgunda catismasi cürügü gerilimi ve bunalimi hic bitmeyen rezilligin kepazeligin furyanin gösterisin görgüsüzlügün herkesin kendini haric tutup sürekli birbirini sucladigi ve bu sayede bütün sorunlarini bir sonraki kayganliga yikip biriktirmeye dönük isin icinden siyrilalarak kurtulma icgüdümlülügüdür. Böylesi kendi kendini calistirip isletek kiyakliktansa elbette ki ilk sirada ve birinci derecede istiflenip istifade edecek olanlarsa hic bir tarife sigmayacak azginlikta yerli yahut yabanci cikar ortagi yagmacilar, hainler,iblisler,isgalciler,vurgunculer, tefeciler, aracilar, sömürücüler, firsatcila, gammazlar, dalkavuklar usaklar ajanlar, piyonlar,talancilar, bölücüler, yikicilar olacaktir..
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta